Hafta içi yaşanan tüm gerginliğe rağmen Konyaspor deplasmandan üç puan alarak olumsuz bir hava yaratmak isteyen kitleye sahada cevap verdi. Ligde, en çok çekindiğim Trabzon deplasmandan puan almak gerçekten genel otoritenin hem morallerini düzeltti hem de yine yeni yeniden güven tazeledi. Aslında içinde bulunduğumuz duruma biraz da şu açıdan bakmak lazım. Genel algıyla birlikte üst üstte kaybettiğimiz yada puan alamadığımız haftalarda hemen kaos oluyor ve küme düşme söylentileri yayılıyor. Bunun tam aksine bir durum yaşanıldığında ise Avrupa kupalarına gitme hayalleri kurulup hatta lig şampiyonu olmaktan bahsediliyor. Bunu geçen sene çok bariz yaşadık. Lig uzun bir periyod ve anlık refleks vermek yanlıştır. Daha ligin başlarındayız ve önümüzde kocaman bir sezon, toplam 27 lig maçı var. Bu dönemde alınan puan yada puanlar fikstürü çok etkilemekle birlikte kazanılan maçlarda birkaç sıradan fazla yükselmenize yahut kaybettiğimiz maçlarda düşmenize sebep olabiliyor. Son 4 maçımızda 3 galibiyet, 1 beraberlik ve bu sezon deplasmanda oynadığı 4 maçta ise 2 galibiyet, 2 beraberlik alarak yenilmemezlik serisini devam ettirip puanımızı 12'ye çıkarttık. Bu sonuçla birlikte maç fazlasıyla 3.sıraya kadar yükseldik. Elbette bunları gözardı etmemek kaydıyla şu dönemde çok ciddiye almamakta lazım diye düşünüyorum. Bizim sadece puan ya da puanlar almaya odaklanmamız zaten başarıyı kendiliğinden getirecektir. Bu düşünceyle Aykut Kocaman’da Avni Aker Stadı’nda Trabzonspor müsabakasına artık kemikleşmeye başlayan ideal kadrosuyla çıktı. Maçın ilk yarısında iki takımda pozisyon bulmakta zorlanırken ikinci yarı sahada bambaşka iki takım ve bambaşka bir futbol vardı. İlk yarıda Alban Meha’nın kullandığı frikik dışında hücumda etkili olamadık. 27.dakikada ise Trabzonspor, önemli bir fırsatı değerlendiremedi. Marin'in sağdan ortasında kaleci Serkan Kırıntılı'nın uzaklaştırmak istediği top, penaltı noktası yakınındaki Medjani'nin önüne düştü. Bu futbolcunun şutunda, altı pas içindeki N'Doye'nin tamamlamak istediği meşin yuvarlığı çizgi önünde Ali Turan uzaklaştırdı ve tam gol yiyoruz dediğimiz anda derin bir nefes aldık. İkinci yarıya hızlı başlayan Trabzonspor 47.dakikada Yusuf Erdoğan’ın kullandığı frikik atışıyla adeta maçın kırılma noktasını yaşattı. Yusuf Erdoğan'ın ceza alanı yayının yakınından kullandığı serbest vuruşta, top üst direkten döndü ve iki dakika sonrasında Rangelov ile sevinç çığlıkları attık. Rangelov’un 49.dakikada Cavanda'dan kaptığı topla peşine üç Trabzonlu takıp geliştirdiği kontratak, ceza sahasının önüne kadar devam etti. Gol geliyor derken Mustafa Yumlu tarafından düşürülen Rangelov’un pozisyonunda Süleyman Abay, penaltı noktasını gösterdi. Bordo-mavili oyuncular, pozisyonun ceza alanı dışında olduğu gerekçesiyle Abay’a yoğun şekilde itiraz etsede sonuç değişmedi. Penaltı atışını kullanan Meha'nın yerden vuruşunda, top kaleci Esteban Alvarado'nun sağından filelerle buluştu ve deplasmanda öne geçtik. Bu dakikadan sonra Trabzonspor’un sağdan ve soldan yoğun atakları oldu. Nihayetinde bu baskıya daha fazla dayanamayan temsilcimiz Constant'ın soldan ortasında altıpas çizgisi üzerinde Medjani yatarak yaptığı kafa vuruşuyla topu filelere gönderdi ve skor eşitlenmiş oldu. Oyundan kopmayan, mücadelesi sürdüren Konyaspor yaklaşık onbir dakika sonra yeniden öne geçmeyi başardı. Meha'nın ara pasında savunmanın arkasında topla buluşan Traore, kaleci Alvarado'nun sağından meşin yuvarlağı filelere gönderdi ve Avni Aker’de yedi bin seyirci önünde bir kez daha öne geçtik. Maçın bitiş düdüğünün ardından bordo-mavili takımın yedek kulübesi ve maçta oynayan bazı futbolcular Süleyman Abay ve yardımcılarına tepkide bulundu. Hatta maraton tribünden sahaya giren ve soyunma odasına doğru giden maçın hakemlerine koşarak yönelen iki bordo-mavili taraftar, güvenlik görevlileri tarafından yakalanarak engellendi. Oysa ki maçtan önce Trabzonspor Yönetim Kurulu, Konyaspor Kulübü Yönetim Kurulu’na dostluk yemeği verdi ve Trabzonspor forması hediye etti. Maçın öncesindeki fair play, maçın sonrasında tribünlere yansımayınca Konyaspor taraftarının büyüklüğünü bir kere daha hatırlatmak istedim. Futbol skor değil, tutkuydu. Biz bunu hem sahada hem tribünde ispatladık. Bütünlüğümüzü bozmadan, yılmadan ve sabrederek daha nice üç puanlara diliyorum.