KAPILAR
Rabbim bize mukayyet ol, şaşırma,
İşimiz zor, sabrımızı taşırma,
Bizi devlet kapısına düşürme,
Artık ümit vermez olmuş kapılar.
Gücümüz yok, bize güç ver, kuvvet ver,
Düşman ediyorlar, sen uhuvvet ver,
Muhabbet yok olmuş, sen muhabbet ver,
Hoş görüyü sevmez olmuş kapılar.
Değerler aşınmış, insanlık ölmüş,
Ahir zaman gelmiş, görünür olmuş,
Bizim sanıyorduk, ellere kalmış,
Vatandaşı duymaz olmuş kapılar.
Bir hainler vurur, bir düşman vurur,
Asıl bela gelmiş, kapıda durur,
Sen değer vermezsen acımaz gâvur,
İnsanını saymaz olmuş kapılar.
Süper ülke işimize karışır,
Teröristle gizli gizli görüşür,
Dost görünür, düşmanlığa girişir,
Düşmanlara kıymaz olmuş kapılar.
Adalet yok, hukuk tarumar olmuş,
Acemi aşçılar mutfağa dolmuş,
Çırpındıkça batmış, basiret ölmüş,
Yanılmaya doymaz olmuş kapılar.
Suçlu değil, aciz hapse tıkılmış,
Adalet mi? O göklere çekilmiş,
Gül bahçelerine ayrık ekilmiş,
Övülmeye değmez olmuş kapılar.
Kendi nizamında varsa adalet,
Nizam-ı âleme eder delalet.
Sahte adaletle kopar kıyamet,
Adaleti bilmez olmuş kapılar.
Bu sözler hep şiirlerde kalıyor.
Ankara’ya her giden kayboluyor.
Neden herkes o gaflete dalıyor?
Ayıklığa gelmez olmuş kapılar.
Türk Milleti tarih boyu yaşamış.
Hak yoluna inci, mercan döşemiş.
Adaleti baş üstünde taşımış.
Tarihlere sığmaz olmuş kapılar.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.