Kardeş payı
Öncelikle Spor Toto Süper Lig 2015 -2016 Hasan Doğan Sezonu Türk futbolu adına hayırlı olsun diyelim. Gönül isterdi ki şöyle Pazar akşamı kendi evimizde, Konya Torku Arena’da gülerek oynayarak üç puan alıp yastığa başımızı rahatça koyalım ama sanırım bu sezon da yine saç baş yolmaya devam edeceğiz. Öyle çok umutsuz değilim tabi ama maalesef daha ilk maçtan da çok heyecanlı olamadım. Neden mi? Bu sorunun aslında o kadar irili ufaklı nedeni var ki hangisini yazsam bilemedim. Kocaman bir stadımız, önce ligde sonra Avrupa’da hedeflerimiz varken; gece gündüz demeden, yağmur çamur dinlemeden fedakarlık göstererek takımlarını destekleyen taraftara sahipken yönetim hala kurumsal bir hava içerisine giremiyor. Şimdi kurumsallık konusuna girersem işin içinden çıkılmaz bir hal alırız, bu sebeple şuan çok iredelemk istemiyorum. Zaten bu kurumsallık konusunu da her defasında dile getiriyoruz; tabi görüp anlayabilenlere diyelim. Bu geceye gelecek olursak, Akhisar Belediyospor maçı sahada çok ruhsuz başladı ve aynı ruhsuzlukta öylede bitti. Bu yaz döneminde kimisi tatilini bölüp geldi, kimisi düğününden erken kalktı, kimiside ailesiyle yaptığı pikniği sonlandırıp stada, takımlarını desteklemeye koştu ama taraftarda olan heyecan onbir adamda yoktu. Gerek Erzurum kampı gerekse Avusturya kampının iyi ve olumlu geçtiğini hepimiz duyduk, gördük, gözlemledik. Peki bu kamplar bu kadar iyi geçtiyse bu takım nerde hata yapıyor? Sorun yönetim de mi, teknik heyette mi futbolcuda mı? Takımda Kaya Tarakçı, Dossa Junior, Mehmet Uslu, Selçuk Alibaz ve Halil İbrahim Sönmez dışında neredeyse lige hazır futbolcu yok desem yeridir. Bu gece ben bunu gördüm, bunu gözlemledim. Alban Meha’dan beklentilerim varken verdiği paslar cılız, şutları zayıf ve isabetsiz. Ali Çamdalı takımın kaptanı olarak sahaya çıksa da olması gerektiği yerde değildi. Geçen yılın parlayan yıldızı, Konya’nın çocuğu dediğimiz Ömer Ali Şahiner konsantre sorunu yaşıyor. Jagos Vukoviç deneyimli olmasına rağmen bazen topu ayağına aldığında çok tecrübesiz tutum sergiliyor. Uğur İnceman ise oldukça hantallaşmış. Ciprian Marica da geçen sene ki ciddi sakatlık sorununu bu sene aşarşa ondan bazı maçlarda ciddi beklentilerim var. Ve bu sene özellikle gol yollarını umarım Dimitar Rangelov ile çözeceğiz. Cezası bittikten sonra takımda görmek istediğim oyuncuların başında geliyor. Ve beni şaşırtmayacağına inanmak istiyorum. Riad Bajic’in daha Türkiye’ye uyum sağlayamadığını düşünsemde bu sezon için ileriye dönük pek bi heyecan göremiyorum. Kaya Tarakçı maçın 20.dakikasında ne kadar da hatalı bir gol yesede takımın en hazır oyuncularından biri benim diyor. Geçen seneye oranla daha fazla güven veriyor. Raja Club Athletic Casablanca maçında kurtardığı frikikin yanısıra bu günde üç başarılı ciddi kurtarışı vardı. Serkan Kırıntılı ile yarış içerisinde olması takıma katkı sağlayacak. Ve Dossa Junior’ın bu yıl takımımıza çok katkısı olacağını düşünüyorum. Hem bir puanı getiren gol için hemde bu sene ilk maçta sezonun takımımız adına golünü atıp açılışını yaptığı için de kendisini kutlamak lazım. Golü bulduğumuz esnada oyuna girmek için hazırlık yapan ancak golü bulunca tekrar Kocaman’nın talimatıyla oyuna girmesinden vazgeçilen isim Abdou Razack Traore’de hocanın en büyük kozlarından diyebilirim. İbrahim Sissoko, Vedat Bora ve Abdulkerim Bayrakçı’da eminim süreç içerisinde daha verimli olacaklardır. Toplam on şut çektiğimiz, topu ayağımızda tuttuğumuz, yan ve geri pasları sıkça kullandığımız, yanlardan açılan ortalarla gol bulmaya çalışırken topu elimize ayağımıza dolaştırdığımız, üç sarı kart görüp onbeş faul yaptığımız, heyecansız ve bi o kadar da hazır olmadığımızı gördüğümüz ama sonuç olarak bir puan aldığımız bir maçı geride bırakmış olduk. Nasıl başlarsan öyle gider derler. Belki çok iyi başlayamadık ama umarım iyi götüreceğiz. En azından daha ilk maçlarda olumsuz hava yaratmamak lazım. Ligin sekizinci, onuncu haftalarında belki kırılma yaşayabiliriz. Bunu süreç içerisinde hep birlikte göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.