KİTAPLAR TOPLANSA BİR ARAŞTIRMA MERKEZİ KURULSA…
Cumartesi günleri öğle namazından sonra, kıdemli gençler, yani yaşlanmış kişiler; eski mezunlarımız, emekli diyanet mensupları, emekli öğretmenler ve ticaretten emekli olanlar epey zamandan bu yana hadis okuruz. Yemenli Abdürrezzak isimli bir muhaddisin el-Musannef adlı eserini takip ederiz. Dördüncü cilde gelebildik. Okuyanlar Hanefi. Ders sadece Türkçe’ye metin aktarma şeklinde. Okuduğumuz bir bahsin, Hanefilikte ve diğer mezheplerde ayrı uygulanışı var. Hadislerde ise daha geniş bir uygulama ve bilgi zenginliği mevcut. Zaman zaman küçük sıkıntılar yaşanır. Geçen hafta böyle bir hal oldu. Ben dedim ki: aslında burada geniş bir kütüphane ve değişik bilim dallarının mütehassısları olmalı; usulcüler, fakihler, rical alimleri, fıkhın her dalının mütehassısları. El altında da işi görecek kadar kaynak kitap. Belki bir ayda bir tek hadis veya bir tek konu görüşülecek. Ama o konunun, İslam kitabıyyatındaki her türlü bilgisi uygulaması, zühdü, ahlakı, rekaiki ve özet olarak nesi varsa bize sunulacak. Belki otuz kişi görev alacak, ama “yapılan iş de tadından yenmez!” olacak.
Sonra şunları ekledik; Konya’da dört beş katlı bir bina olsa, ihtiyar hocalar kitaplarını getirse, bu eserler usulüne uygun kayıt ve numaralama işlemine tabi tutulsa, elektronik ortamla temas kurulsa, herkesi vefatı halinde kitaplar veresesinden alınsa veya bağış kabul edilse. İşin en güzel yanı kitaplar mezar raflarından alınarak canlı ve faal hale gelseler. Bu hayal güzel bir hayal. Üstelik Konya’da bu iş şehrin bilgi ve tecrübe imkanlarıyla yapılabilir. Vaktiyle İSAM türü Konya’ya ve en az Türkiye’deki beş altı yere böyle araştırma merkezleri kurulacaktı, kurulamadı. İSAM deyip de geçmemeli, çok geniş bir hizmet alanı olan bu yapıda: evden sıkıntı ile ayrılan, bir dost görürüz umuduyla kendisini çarşıya atan, ilmi çalışma yapmak isteyen, belirli bilgilerin fotokopilerine ihtiyacı olan, büyükleri dinlemek isteyen herkes için bir sığınılacak yer. Ben İSAM’ın sadece yaptığı hizmetlerin dörtte birini sayabildim.
Konya’da bu işi kim yapacak? İşte bütün mesele burada. Geçen gün bir ağabeyimizle konuşuyorduk, köylüsü olan bir kişinin faaliyetlerinden söz açıldı.
“Birisi iki trilyon vermiş hayır işlerinde, vakıf hizmetlerinde kullan diye” cümlesini duydum o konuşmada. Mesele ihtiyaç duymak, iş becerecek birilerinin ardından gitmek. Ben Amanda gördüğümüz Şeyh Şuayb Bey’in Hadis Araştırma Merkezi’nden söz ettim. Hocaefendi yaşlandı ama, işi sürdürecek pek çok genç ilim adamı, araştırmacı alim de hizmeti yıllardır öğrendi, devam ettirecek.
Hacıveyiszade Camii’ndeki Cuma İlmi Toplantıları, soru cevaplar öyle bir işin başlangıcı olabilir. Orada Prof. Dr. Ahmet Yaman Bey gibi on-onbeş hizmet erbabı iş yaparsa, bina genişler, özelleşir, konuların faydalı hale gelmesi sağlanır, ayrıca şehirdeki insanımız da böyle çalışmalara ilgi duyar, en önemlisi de “kendisinin bu işleri yapmak üzere Allah ve Rasülü tarafından vazifelendirildiğini, yıllardır bu işi ihmal ettiğini anlar, daha canla başla çalışır. Biz ümitliyiz, kim bilir belki de ENSAR Vakfı’na Allah yeni bir hizmet yolu ve planı açar. O her şeye kadirdir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.