Konya Şeker: Ne Olacak Şimdi
Konya’da gündemin en önemli konusu, Recep Konuk’un Konya Şeker’e yeniden aday olmayacağına dair haberler olsa gerek. Hayırlısı olsun. İşin aslı nedir ne değildir bilemeyiz ama birkaç yıldır yayılan, Anadolu Birlik Holding (ABH) ve Konya Şeker’in mali durumunun iyi olmadığına dair haberlerdi. Bilindiği gibi ABH bünyesinde tarım, enerji, gıda, kimya ve daha birçok sektörde faaliyet gösteren büyük bir yapıdır. Bunu da Recep Başkan başardı ve bunlar içinde Torku en büyüğü durumunda.
Biraz geçmişe, Konya Şeker ve gelinen noktaya kadar süreci değerlendirelim. Konya Şeker ve ABH tamamen bir çiftçi kooperatifinin (çoğunluğu Konya Pancar Kooperatifi ve diğer bazı Pancar Kooperatifleri) sahibi olduğu bir yapıda faaliyet yapıyor. Konya şeker bu bünyenin Lokomotifi olup 1954 de Konya ve diğer illerde bazı Pancar Ekicileri ile Devlet ortaklığında kurulan bir KİT olması ile de özel bir örnekti. 1990 lı yıllarda özelleştirme sürecine kadar Konya Şeker diğer fabrikalarla birlikte devlet tarafından yönetildi. Herşey devletin 1993 de özel fabrikaları gerçek sahibi, pancar çiftçilerine devretmesi ile başladı. Bu dönemde Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı rahmetli Seyit Koyuncu idi ve özelleştirmede (devletin % 24 hissesini satın almada büyük emeği geçti.
Konya Şeker 1954 den beri hiç zarar etmeyen fabrikalarımız arasında yer aldı. Kaldı ki 1993 e kadar Türkşeker tarafından yönetilen bu fabrika, diğer fabrikalar gibi sosyal amaçlı olarak karlılıktan ziyade ülkesel şeker ihtiyacını karşılamak üzere faaliyet yapıyordu. Yani şeker neredeyse maliyetinin az bir üzerinde satışa sunuluyor, bu halde bile zarar etmeyen nadir fabrikalardan biri idi. Özel fabrikaların bağlı bulunduğu pancar kooperatiflere devredilmesi, çiftçilerin gözünü açtı ve böylece kooperatiflerin yönetimlerini ele geçirmeye başlandı Pancar kooperatifini ele geçirenler aynı zamanda şeker fabrikası yönetimlerini de ele geçirirmiş oluyordu. Burada liyakatten ziyade gözü açıklık ve hırs devreye girdi.
Esas kopmalar 1998 den sonra başladı ve o zamanın da siyasi anlayışı ile ülkeyi bulunduğu krizden kurtarmak üzere bazı yasal düzenlemelere (Derviş Yasaları) gidilerek 2002 de çıkarılan Şeker Yasası ile kotalar ve zarar eden farikaların da kurtarılmasına yönelik şekere yüksek zamlar yapıldı. Konya Şeker işletmede en yüksek değere ulaştığı için şeker kotasında aslan payını aldı. İşte bu zamanda neredeyse ton başına 500 Dolara varan karlılıkla Konya Şeker çalışmaya başladı. Bu dönemde Konya Şeker’in başında 1999 da yönetime gelen Recep Konuk bulunuyordu.
O süreçten sonra uzun yıllar şeker farikalarının karlılığı inanılmaz değerlere ulaştı. Bu zamanda Çumra Şeker kuruldu, bununla birlikte Konya şeker faaliyet alanlarını genişletti, öyle ki sektör dışı alanlara da çıkıldı. Bazılarının yakıştırması ile dâhiyane bir yönetim iş başında idi. Bu yapı ile yine de Konya Şekerin tek başına yıllık karlılığının 455 bin ton şeker kotası ile 500 milyon TL üzerinde olacağını tahmin etmekteyim. Tüm bunlar geçmişte kaldı gibi görülüyor, bundan sonra ne olacağına bakalım.
Recep Başkanın ayrılma sebeplerini esas itibariyle bilemeyiz ancak bundan sonra ne olacağı, yöreyi ve çiftçiyi ilgilendiriyor. Konya Şeker ve özellikle ABH iştiraki TORKU ciddi bir marka durumunda. Tüm yapı borçlu ve kendini ödeyemeyecek durumda ise yazık olacak. Burada yapılması gereken Recep Başkanın yapıyı temizleyip veya yapılandırıp sonradan ayrılması veya tüm yapının mali durumunu şeffaflığı ile ortaya koyup, durumun hiçte bahsedildiği gibi kötü olmadığını belirtmek olmalı idi.
İkinci konu öyle veya böyle Recep Başkan ayrılacağına göre, bundan sonra bu koca yapıyı ehil ellere bırakmanın yolları aranmalıdır. Bundan sonra oluşturulacak yeni yönetimde karnı ve kalbi tok, ağa yapılı, gerçekten bölgesini, çiftçisini ve ülkesini düşünen insanların devrede olmasının gerektiğidir. Hele de Gıda ve Tarım Üniversitesi gibi özel bir kurum mutlaka ayakta kalmalıdır. Buna ihtiyacımız var. Konya eşrafı ve siyasetçileri de durumu iyi analiz etmeli, yeni yönetimi uzlaşma ile oluşturmanın yolları aramalı, bu tür müesseseler kişilere bağlı değil, kurumsallığa emanet edilmelidir.
Diğer bir şık da Recep Başkanın ısrarlara dayanamayıp, yeniden yönetime döneceğidir. Bunu siyasiler yapıyor, burada neden olmasın. Zira, yiğit düştüğü yerden kalkarmış.
Herşey ülkemin ve bölgenin hayrına olanın, sorumluların da üzerine düşeni yapması dileklerimle.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Sayın hocam öncelikle saygılarımı sunarım.Ben sizin eski öğrencilerimizden bir kobiyim sizi hep saygı ve minnetle hatırlarım.Ben bu kooperatifin bir ortagiyim sayın Taşpınar adaylık sürecinde akademisyenler,il tarım müdürlüğü çalışanları hatta benim üretiminden para kazanan Konya seker çalışanları yetmezmiş gibi benimde mensubu olup giremedigim zmo(patronlar kulübü) ile dedemanda çiftçiye"Ankara'nın desteği olmadan bu koltukla güçlü bir şekilde oturulamaz"demiştir.Siz bu konuda biseyler söyleyec
Yanıtla (0) (0)Batan Çiftçi, Elbette mağdur olan hep çiftçi ancak Türkşeker'e devir ve mallar konusu biraz daha derinlere inmeyi gerektiriyor. Bu da zaman alacak. Konuya biraz da fabrikanın sahibi çiftçiler eğilsin. Haklısınız.
Yanıtla (0) (0)Saygı ile
Gerçek;
Yanıtla (0) (0)Yazılanların çoğu yanlış değil ancak zannederim hukuk da gereğini yapacaktır.
Saygı ile
Yerli Dost,
Yanıtla (0) (0)Bu gidişle insanı da toprakta üreteblirmiyiz diyeceksin galiba. İnsanın yaratılış fıtratına da ters değil, hani.
Sayın hocam Konya Şeker ile ilgilindiginiz için teşekkür ediyorum.Allahtan başka sahibi kalmayan bu kuruluşunrahmetli olmuş bütün hissdarlarının kabri cennet olsun.Yıllarca Türk Şeker idaresinde karlı olarak çalıştı.Özelleştikten sonra birkonuda bilgi verelim yüzlrce araç 64 tane lojman türk şekerin üzerinde çıktı.Şimdiki durumu 2011 de8 asliye hukuk mahkemesinde görülen Anadolu Birlik HOLDNĞ davasını incelerseniz bu duruma nasıl düşürüldügünü anlarsınız
Yanıtla (0) (0)