Konya Tarım Fuarı ve Düşündürdükleri
Yaklaşık iki yıl önce Konya tarım fuarına iştirak etmiştim. On, on beş yıl önceki tarım fuarlarında gördüğümüz Avrupa’dan ve Amerika’dan ithal olarak getirilen tarım alet ve makinalarının nerdeyse tamamının başta Konya şehrimiz olmak üzere ülkemizin diğer şehirlerindeki Tarım ve Hayvancılık Sanayine ait fabrikalarımızda üretilmiş olduğunu gördüm. Ulaşılan bu seviyeden ne kadar iftihar etsek azdır. Artık bu noktadan itibaren üretim alanları olan topraklarımızı su kaynaklarımızı ve biyolojik çeşitliliğimizi yani tohum ve çekirdeklerimizi, eskimez (ana ve babalarımızdan kalma) meyve sebze ve tahıl çeşitlerimizi korumak ve geliştirmek zorundayız. Yaklaşık yirmi beş - otuz yıl gibi bir süre kamu teşkilatları ve bir üniversitede tarımsal konularda çiftçilerimize ve öğrencilerimize yardımcı olmaya çalıştık. Tarım sektörünün merkezi sayılan Konya ilimiz ve çevresinde “Çorbada bir atımlık tuzumuz olsun.” kabilinden bu yazıyı kaleme aldım. İnşallah faydalı olacaktır. Tarım işletmelerinin tamamlayıcısı hayvancılık sektörüdür. Tarımsal üretimleri özellikle yem bitkileri ve tahılları en iyi bir şekilde değerlendirmek hayvancılıkla mümkün olduğu gibi ; hayvansal atıkların özellikle gübrelerin en iyi değerlendirileceği tarımsal alanlar da topraklardır. Gübrenin tarlaya atılmadan önce biyogaz tesisinden geçirilip içindeki doğal gazı alınıp bekletilmeden tarla toprağına karıştırılması gerekir. Konya ovamızda geniş tarım alanlarının özellikle sınırları maalesef bomboştur. Halbuki ekim dikim ve hasat esnasında dinlenecek, gölgelenecek bir İğde, bir Sögüt ağacı dikimi yapılabilir. Arıcılık için hemen her renkte çiçek açabilen çeşitleri bulunan ve su ihtiyacı az olan Akasya ve Vişne ağaçları ile Badem ve Kayısı ağaçlarının yetiştirilmesi mümkündür. Çünkü bu saydığımız ağaçların hemen hepsi Konya ovası gibi kireçli toprakları çok sever ve kolayca yetiştirilebilirler.Böylece koca ovada ağacın olmadığı alanlar yalnızlıktan kurtarılabilirler. Bu tür bölge iklim ve toprak şartlarına adapte olmuş ağaçlar ve çalılar faydalı sinekler ve kuşların barınakları olduğundan aynı zamanda ‘süne’ ve ‘kımıl’ gibi hububat zararlılarının yumurtalarını ve larvalarını erken dönemde etkisiz hale getirmektedirler.
Konya’mızın rakımı yüksek Hadim ve Taşkent gibi ilçe arazilerinde ve köylerde tepelik ve dağlık kesimlerde önceleri ormanken kesilmiş tek tük arazilerin sınırlarında kalmış ağaç ağaççık ve çalıların çoğaltılmalarını temin edip o yörelerde orman müdürlüğü ile beraber yeni orman alanları teşkil edebiliriz. Sağlıklı bir üretim istiyorsak ve tabiatta yaratıcımız tarafından kurulmuş dengelerin bozulmasını istemiyorsak her türlü canlının yaşama ortamı bulabildiği orman sahalarımızı artırmalıyız.
Günümüzde bilim adamları toprağın temel yapısını (tekstür ve sütrüktür) bozmadan üretim yapmaya çalışıyorlar. Eskiden toprağı ne kadar karıştırırsan, ne kadar altüst edersen o kadar verim elde edersin fikri yaygındı. Şimdi sürdürülebilir tarımda toprağın fıtri ( doğal) yapısını bozmadan üretim yapmak esas alınmaya başlandı. Bizler değişen bu dünyada bilimin ışığında tarımsal konularda tarım uzmanlarının görüşleri doğrultusunda üretim yapmak zorundayız. Değişen tekniklerin çiftçilerimize en kısa sürede intikali için “Tarımsal danışmanlık” teşvik edilmelidir. Çiftçilerimiz istedikleri danışmandan üretim yaptıkları sürece cüzi bir ücret mukabili yararlanabilmelidirler. Gelişen ve yenilenen tarımsal bilgiler bu danışmanlara ziraat fakülteleri branş hocaları kanalıyla periyodik olarak aktarılmalıdır. Tarımsal üretimimiz Savunma Sanayi yenilikleri gibi yeni tekniklerle artırılmalı her gün daha ileriye taşınmalıdır.
Konut, Fabrika binaları ile “ Güneş Enerjisi Elektirik Üretim” alanlarını taşlık, çorak ve hiçbir tarımsal üretim yapılamayacak alanlardan seçmemiz gerekmektedir.
Sulama kısaca suyu bitkilerin kök bölgesine ulaştırmak olarak tarif edebiliriz. Eski salma sulama yada vahşi sulama metotlarını terkedip damla sulama, mikro sulama sistemleri ve basınçlı toprak altı sistemleri geliştirip yaygın olarak kullanmalıyız. Daha az su sarfiyatı ile üretim yapmak zorundayız. Sulama zamanının doğru tespiti için otomatik sensörlerden yararlanmalıyız. Bitkinin ihtiyacı olan gübreyi sulama sistemiyle ile erimiş halde kök bölgesine vermeliyiz. Her üretim sezonundan yetiştireceğimiz bitkiye göre önce toprak tahlili yaptırıp ihtiyaç olan bitki besin elementlerini zamanında vermeliyiz.
Toprağımızın yapısını korumak ve geliştirmek toprak organik maddesini artırmak maksadıyla hayvan gübresi ile gübrelemek, başta kışlık fiğ yani macar fiği olmak üzere toprağı azot gübresiyle gübreleyen baklagilleri tercih etmeliyiz. Korunga gibi su ihtiyacı az olan baklagil yem bitkilerini devreye koymalıyız. Hasat sonrası bitki artıklarını( anızları) yakmaktan vazgeçmeliyiz. Faydalı böcekleri ve bitki besin elementlerini kaybetmeden onları toprağa karıştırılmasını temin eden aletleri kullanmak gerekmektedir. Her ekim döneminde ekim hizasını değiştirmek , münavebeli ekimi devam ettirmek her bitki çeşidinin topraktan aldığı besin maddeleri ve faydalandığı toprak derinlikleri ile toprağa kazandırdıkları organik madde miktarları ile hastalık ve zararlıları farklı olduğundan farklı özelliklerdeki ürünleri sırayla ekmek gerekir. Özellikle bölge topraklarımızın kireçli olmasından dolayı azotlu gübre olarak olarak kükürt bileşikli amonyum sülfatı ( şeker gübreyi ) tercih etmek doğru bir tercih olacaktır.
Tarımsal danışmanlık sistemini yaygınlaştırıp her çiftçinin ihtiyaç duyduğunda kolayca yardım alacağı yararlanabileceği konum ve altyapıya kavuşturmalıyız.
Hastalık ve zaralılarla mücadele bilinçli yapılıp gereksiz ilaç kullanımının önüne geçilmelidir. Zararlıları kontrol altında tutabilen parazit ve faydalı canlılardan azami seviyede yararlanmak gerekir. Örnek olarak yaprak bitlerinin kontrolünde Uğur böceği gibi faydalı canlılardan yararlanılabileceği gibi Çekirge gibi zararlıların kontrolünde çekirgeleri yemeden öldüren Sığırcık kuşlarından(1) yararlanmanın yol ve yöntemlerini araştırıp geliştirmek gerekir. ilaçlı mücadele en son başvurulacak bir yöntem olmalıdır. Zararlı böcekleri kontrol altında tutabilecek faydalı böcek ve kuşlardan azami yararlanmanın yollarını bulmalıyız. Velhasıl işimizi aşımızı severek çalışmalı her yıl daha fazla kaliteli ve sağlıklı üretimin yollarını bulmalıyız. Yerimizde durup kalamayız çok çalışmak ve gayret göstermek zorundayız. Daha çok ve verimli çalışmanın yollarını bulmalıyız. Bu ülke bu tarla bu topraklar bizim bu insanlar bizim sadece ben demekle kalkınamayız. Biz deyip beraber olup yardımlaşmak zorundayız.
Günümüzde kontrollü laboratuvar ve seralarda suni üretimde çok katlı topraksız tarımın yapıldığı ve açık arazilerde ilaçlama işlerinde dronların , sulama zamanını tespitte sensörlerin ve uzaktan kumandalı mikro sistemlerin kullanılmaya başlandığı bu dönemde bizler yerimizde sayamayız. Dünya ükelerinden geri kalamayız bilakis karşılıklı güven ve yardımlaşmanın yolunu bulup çalışarak birbirimizi muhabbetle karşılayıp kandırmadan, aldatmadan(2) yaşamanın ve yaşatmanın yollarını bulmalıyız.
Unutmayalım dünyanın bin sene mesudane hayatı cennetin bir saatine mukabil olmadığı, cennetin bin senesi rabbimizin cemalini görmenin bir saatine mukabil değildir.(3) Şu dünya tarlamızda çalışırken çalışmalarımızı da ibadete çevirmek elimizde yani namazı aksatmamak ve dünyevi işlerimizi namazda fatihada verdiğimiz söze uygun davranışlarla taçlandırmakla hedeflerimize ulaşacağız.
“İnsan için ancak çalıştığı vardır.”(4)
Yakın tarihlerdeki geri kalışımızı fen, teknik ve teknolojik yenilikleri hızlı ve etili olarak kullanıp hatta bizden ileri milletlere yetişip onların hepsini geçeceğiz. İnşaallah!
(1) Sözler Yirminci Söz Sayfa 291,Çekirge afetnin istilasına karşı çekirgeyi yemeden mahveden sığırcık kuşlarının dili bilinse…
(2) “Aldatan bizden değildir.”Hadisi Şerifi Ebu Hureyre(r.a)Tirmizi(142)
(3)Metubat 20. Mektup Sayfa290 Türkiye DiANET Vakfı yayınları2. Baskı Mart 2016 Bediüzzaman Said Nursi
(4) Necm Suresi Ayet 39 Meali Alisi..
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.