Yarın akşam saatlerinde seçim öncesinde ilk dananın kuyruğu kopuyor. Kopmaya kopsun da millet için siyasilerimiz için hayırlısı ne ise o olsun inşallah.

Nasıl olsa listeler kesinleşince çok şey yazacağız. Tabii çok şey deyince büyüklerimizin “her zaman her doğru her yerde söylenmez” sözünü hatırlayıp durumu da tabii ki buna göre idare edeceğiz!..

Yalnız çok sevdiğim büyüklerimden aldığım bazı uyarılar inanın zaman zaman bizi üzüyor. Ha yani okurumuz bizi tanımıyordur, bir kelimemize bozulur. Ya da ona katılmaz sallar.

Ama tanıyan bilen insanlar bütün iktidar hınçlarını niye bizden alırlar? Bilemiyorum. Olsun, okur her zaman haklıdır düşüncesi ile memnuniyetle her sözden kendimize bir ders çıkarmaya devam ediyoruz.

Geçen hafta ki bir yorumumuz üzerine bir abimiz özel olarak bize şunları yazmıştı:

“Uğurcuğum merhaba,

7 Nisan sonrası ile ilgili değerlendirmeleriniz, Konya ve ülkenin sadece Ak partiden ibaretmiş algısına beni götürdü. Halbuki bu seçimin havası çok farklı kokuyor. Çok hayal kırıklıkları ve sürprizlerin yaşanacağı bir prosese gebe siyasetimiz. Bu güne dek, muhalefetin yetersizliğinden nemalanan bir iktidar varken, bu defa muhalefet yatarken kazanacağı bir seçime doğru gidiyor gibi. Konya'da Ak Partinin 7.sırasından sonraya konulanlar çok memnun olmamalı bence. Gerçi sinir uçları zedelenerek pelteleşmiş ülkemizde bir günde bile çok şeyler değişebileceğini de göz önünde bulunduruyorum. Sevgi ve saygılarımla gözlerinden öpüyorum.”

***

Bu abimize ben de en derin saygılarımı iletiyorum. Ama bakın ülke siyasetini bilmeyiz, Konya siyasetine büyüklerimiz kadar da olmasa daha alt sıralardan, şöyle eteklerinden 40 yıldır tutunmaya çalışıyoruz. Bu seçimlerin sonuçları Türkiye’de bazı büyük şehirler ile birkaç bölge haricinde, AK Parti Konya’nın durumu Anadolu’nun göstergesi olacak.

Ve bu gösterge sadece önümüzdeki dönemi değil ülkenin geleceğinin belirlenmesinde kilometre taşı olacak.

Özür dilerim ama şehrimizin liberalleri, sosyal demokratları şunu bunu Anadolu’da tutmaz.

Anadolu’nun ilk eşiği olan Konya’da önce muhafazakarlık sonra milliyetçilik. Bu hangi parti çatısı altında olursa olsun böyle geldi böyle gidecek.

Onun için olaya sadece Başbakan Davutoğlu’nun memleketi gözü ile bakarsak kendimizi kandırırız. Ve zaman içerisinde de kimin haklı kimin haksız olduğunu inşallah hep birlikte göreceğiz.

BİLİM MERKEZİ MESELESİ

Bilim merkezi içinde ilk günden bu yana sadece yeri dışında her şeyine amenna diyorum. Ve zaman Allah’ın izni ile bu yer konusunda bizi haklı çıkarmaya devam edecek. İşte abimiz Bilim Merkezi ile ilgili olarak da şöyle diyor;   

“Bilim Merkezi yazını zevkle okudum. Polemiklere muhatap olmak istemediğimden özelden yazarak birkaç cümleyle ben de bunlarla ilgili bir şeyler söylemek arzusundayım.

Adeta dünyanın sekizinci harikasına kavuşurcasına beklediğimiz Bilim Merkezimizin tamamlanışından sonra, o muhteşem yapının içine ne koyacağımızın tespitini yapamamış olmak ne kadar acı. Binanın imalat veya teknik defolarını, orta halli bir yağmurda suyla dolmasını esasen ben dert etmiyorum. Zira bu bizim kamu inşaatlarındaki tesellüm mantığımızın hiç bir zaman değişmediğinin tipik bir örneği. Ben bu merkezin şu anda nasıl bir fonksiyon icra ettiğini merak ediyorum. Daha doğrusu şehir olarak bilimden ne anlıyoruz? Bu konu çok berrak değil. Bu merkezde hangi bilimsel üretim için, hangi adımlar atıldı? Cevabı tatmin edici şekilde verilebilir mi? Selam ve saygılar”

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İyiler düşmansız olmaz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kan şekerimiz yükseldikten sonra pilavlara gitmediğimiz zaman ADAM oluruz