Bize göre, biz yerel gazetecilerin bizlerin birinci vazifesi bu şehirde yaşayan insanların derdine, sorununa, heyecanına, güzelliğine, üzüntüsüne ortak olabilmektir. Çünkü hepimiz bu şehirde yaşıyoruz. Bizleri yöneten yetkili ve etkili isimlerde, büyük küçük yatırımcılarda, iş dünyası da, işçisi, memuru da, bürokratı da, emeklisi de bir bütün olarak iyi niyetle samimi olarak iyiye iyi, kötüye kötü demeliyiz. Yeter ki art niyetli olmayalım. Yeter ki dananın altında buzağı aramayalım. Birbirimizi severken, sayarken sıkıntılı bir durumu açık yüreklilikle kırmadan karşımızdaki yetkiliye iletebilelim. Bunda da muhataplar rahatsız olmamalı, birden savunma içerisine geçmemeli.   

Güzel bir aybaşında, güzel bir hafta başında niye böyle bir edebiyat yaparak yazımıza başlıyoruz?

Şunun için.

Cuma günü bir abimiz aradı. Sabah saat 9’a geliyordu. Telefon çalınca sandım ki bu abimiz “Gazetede misin? Sade kahvemi söyle geliyorum” diyecek sandım. Heyecanla da “alo” dedik.

Meğer durum böyle değilmiş.

Bu abimiz halen önemli bir odanın Başkanı.

Bu abimiz tarih verip çaktırmayalım ama AK Parti İl Teşkilatı’nda uzunca bir süre aktif olarak görev yaptı.

Bu abimiz parti içerisinde şehir için son derece stratejik bir komisyonun Başkanı olarak basın toplantıları yaptı, açıklamalar yaptı. Bizler kendilerinin haberini yaptık, sizlerde okudunuz izledik.

Daha fazla detaya bence gerek yok. 

İşte bu abimiz arıyor ve selamın ardından lafa aynen şöyle giriyordu “Ya Uğur abi bu şehrin yöneticilerinde hiç fikir feraset yok mu? Şu anda Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ndeyim. Ben ki siyasetçi olduğumuz için bu şehri mahalle mahalle sokak sokak karış bilirim. Hele ki Selçuklu benim bölgem. Ama burayı bulacağım diye akla karayı seçtim. İsmimizi afişe etme. Malum bir yandan da ekmek peşinde ticaret yapıyoruz. Bizimkiler bile yanlış anlayabilirler.

Allah rızası için koskoca Konya’da Nüfus Müdürlüğü gibi herkesin gelmesi gereken bir il müdürlüğü binası için hiç mi bir yer bulamadılar? Hiç mi bir bina bulamadılar?

Abi ya bizim bulamadığımız bir binayı, garip vatandaşımız nereden nasıl gelecek de bulacak?

Allah için bu vatandaşa reva mı?

Hele bu iş bizim iktidarımızda oluyorsa öyle küçükte olsa bir yazda, şehri yöneten büyüklerimiz Allah rızası için Konya’ya yakışır buraya yakışır herkesin ulaşabileceği bir bina bulsunlar… 

………….

Şimdi gelin bu konuyu yazmayalım.

Belki bugün resmi bir sürü bürokratımızı iyi insanı üzeceğiz. Siyasetçilerimizi rahatsız edeceğiz. Peki bu iş bizim görevimiz ise bunu yazmayacağız da ne yapacağız?

Kulak arkası mı edelim?

Dahası da var. Aynı konuyu bu bina bu adreste hizmete girdiği günün ertesi gününden itibaren birkaç defa yazdık. O zamanda oraya giden sade vatandaşlar gazeteye yazmamız için bize iletmişlerdi. Yani bizim için partili de olsa, başkan da olsa, garip de olsa yazmak durumundayız.

Duamız bizi yöneten büyüklerimize akıl fikir feraset vermeleri içindir.

Çünkü bizimde elimizden gelen sadece budur.

Öyle gazeteciyiz filan değil de gözlerde büyütülen gücümüz yok.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İnsanın sevdiğini kaybetmesi, dişini kaybetmesi kadar ilginçtir. Acısını o an yaşar, yokluğunu ömür boyu.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Düğün evlerinde gecenin bir yarısı sokakta davullu zurna eğlenerek başkalarına rahatsızlık vermediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.