Labirent..!
Şampiyonluk ve ligden düşme yarışı 34 hafta sürer.
Bence bu bir labirenttir… Bazı takımlar bu labirentin başında çıkışlarını ararlar… Büyükler ise labirentin sonundadır… Onlar ise lige hep “Şampiyon” olarak başlarlar. Her hafta şampiyonluk yolunda geriye atılan her adım,labirentin içinde biraz daha kaybolmak demektir onlar için.
Hele hele bu girdapta bazı kesimler yok mu? İnsanların ruh halini bozacak hareketler yapmaya ya da toplumsal birliğimizi bozmaya çalışan bazı kendini bilmez dengesizler labirenti içinden çıkılmaz hale sokarlar… Saçma sapan “futbol” programlarındaki inanılmaz iddialarla yapıyorlar bunu. Buna da en büyük sosyal etkinliğimiz olan spordaki şiddet ekleniyor. Nasıl mı çıkıyor? Futbol programlarındaki belden aşağı konuşmalar la. Kalecilerin kasti gol yediğini ima edip yüz bin dolarları cebe indirenlerin yarattığı kamuoyuyla. Göreve yeni gelen, hakemler hakkında olumsuz konuşmayan, rakiplere saygılı davranan teknik adamlara yönelik inanılmaz ifadelerle… Halk futbola yönlendirilmiyor, soğutulmaya çalışılıyor. Müthiş bir derbi veya normal bir maç sonrası herkesin bunun keyfini çıkaracağına birinin kellesini alma peşinde… Kiminin yönetimlerle, kiminin teknik adamlarla kiminin de hakemlerle zoru var…
At gözlükler
Evet, Türkiye’deki futbol ortamının beklenenden çok önce bu “cinnet haline” gelmesinde statlara gelmeden kaleme sarılanların rolü de büyük. Sözüm; görevleri gereği stüdyoda olmak zorunda kalanların dışında… Ama dünyanın her yerinde mesleğe saygı diye bir şey vardır. Hiçbir ülkede bir spor yazarı yaşadığı şehirdeki maçı evinde izlemez. Bütün sezonu uzaktan kumandasıyla televizyonu arasında geçirip, kalemiyle, teknik adam, futbolcu, yönetici veya hakem doğramaya kalkmaz. En azından vicdanları sızlar. Topsuz oyundan, taktik hatalardan bu kadar kolay bahsetmez. Bunlar olursa, ortaya statlardaki güzellikleri anlatanlar değil, her şeyi kötü görmeye çalışan “at gözlükler” çıkar. Cinnet halini başlatırlar. Diyelim ki bir maçı izlemek için yollara düşersin; nefis bir ortamda, çekişmeli bir karşılaşma beklerken seyircilerin hakeme attığı bir cisimle veya edilen küfürlerle bir anda keyfin kaçar. Bir takım daha girdaba girer. Bir kulübü, bir teknik adamı daha açmaza sokarsınız. Elbet bir gün devran döner. Pozitif düşünenler bu ülke insanına güzel şeyler yazar. Silahları küfür, iftira, tehdit olanlar değil; bilgi, sevgi olanlar cinnet halini bitirir… Hepimize geçmiş olsun…
Cüneyt Çakır ve ekibini şampiyonlar ligi finalinde göstermiş oldukları başarıdan dolayı bir kez daha tebrik ediyorum. Bize bir gurur gecesi daha yaşattılar. Avrupa ve Dünya’ya Türk’ün neler yapabileceğini bir kez daha ispatladılar. Helal olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.