MİLLET, DEVLETE YETİŞİR Mİ?
Bir milleti tek çatı altında birleştiren şeyler nedir?
Acı mı sevinç mi özlem mi?
Yoksa devlet mi?
Peki devlete saldıranlar millet mi hain mi?
Bu saldırılarda faillerle kurbanlar aynı duygulara sahip olabilir mi?
Kimi zaman terörle mücadeledeki stratejilerde fail kurbandan daha masum olur. Bu masumiyet karinesi de paralel devletlerin emri ile güvenlik bürokrasi eşliğinde, yargı eliyle yaratılır.
Ve öyle bir zaman gelir ki, millet devlete yetişerek bu masumiyet karinesinin altında yatan ihanet şebekesini ortadan kaldırır…
*****
Eksik gedik ne varsa devletin kutsallığına zarar vermeden eleştirmek en doğal hakkımız, daha iyi hizmetler vermek için, terörle mücadele için değil de teröre müdahale etmek için. Bu konuya neden bu kadar çok taktın ki diyorsunuz belki de; terörün temelinde ekonomi yatar, eğitim yatar, ulaşım yatar, ekmek yatar su yatar kısacası bir milletin can damarı yatar. Bazı şeylerin zihinlerde yer etmesini istiyorum sadece, terörle adam akıllı mücadele edilmezse can damarı kesilir ve devletin nabzı atmaz.
En çok zoruma giden şey; kimi zaman faillerin kurbanlardan daha masummuş gibi aksettirilmesi. Nasıl mı?
Beni böyle düşünmeye sevk eden şey aslında terörle mücadeledeki etkin pişmanlık yasası. Öyle bir sistem işliyor ki, güvenlik bürokrasisinde kim raporları dolu dolu yazarsa malumunuz daha bir göze giriyor. Maksat devletin bekası, milletin cefası değil yani. İstisnalara katiyen sözüm yok, keşke herkes onlar gibi disiplinli ve özverili çalışabilse.
Benim derdim; disiplini gevşekliğe, özveriyi özerkliğe çevirenlerde. Hal böyle olunca güvenlik bürokrasisine iletilen raporların içinin dolabilmesi için sağ ya da sol örgüt fark etmez, kaba tabirle nerede İT varsa kullananlar, kendince bir ego dünyası yaratanlar, benim yapamayacağım ulaşamayacağım adam yok bilgi yok diye kasıla kasıla meydanlarda gezen boşboğazlar türedi.
İşte milleti kirletenler, devletin tam içindeki bu zihniyetler.
*****
Her neyse, bu kiri gözünüzde somutlaştırmak babında örnekler veriyorum. Aslında o kadar çok çeşidi var ki, ben sizlerle gözüme en çok çarpanı paylaşmak istiyorum.
Güvenlik bürokrasisinde, fırından taze çıkmış itirafçıları kullanmak varken hiç kimse angajenin riskine girmek istemeyeceği için etkin pişmanlık yasası her iki tarafın da kurtarıcısı oluyor.
Suçunu itiraf et, kurtul diye piyasaya sunulan bu yasa, devlette çok yaralar açtı ve halen açmaya devam ediyor. Sen o yasadan yararlanan damı başıboş bırakamazsın, devletine bir kez olsun dahi ihanet etmiş birisinin samimiyetini test etmek için saçını sakalını ağartman lazım. Yoksa o adam milletini kirletmeye aday bir canlı bomba. Ama dinleyen yok, herkes bir başına terörle mücadele şubesi kurmuş adeta. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Yani ufak bir sinek, lağım çukurunu öyle bir dolduruyor ki ve sistem burada bir kördüğüme dönüşüyor.
Bu yazdıklarım birçoğunun işine gelmeyecek, ağzındaki lağım sularını üzerime püskürtecekler, susmam için etmedikleri hakaret kalmayacak, psikolojik tacizleri devam edecek eminim.
Fakat devletin, ihanetin kıyısından dahi geçenleri aklına mıh gibi kazıdığına da eminim. Ne rütbeniz ne üniformanız ne de sivil ordunuz vız gelir bu ihanetlerin üstünü örtmeye.
Niye bu kadar öfke kusuyorum zoruma gidiyor bazı şeyler, devletin kanayan yaraları her geçen gün artıyor öyle bir artıyor ki bir tarafını sarsa diğer tarafı kanıyor hangi birine yetişsin derken…
Millet, devlete yetişiyor. Ve unutmayın ki millet canlı bir arşivdir. Madem ki oyunlar oynamaya devam ediyorsunuz, bir gün milletin arşivinden meydanlara çıkartılıp hesap vermeyi de öğrenin derim. Çünkü ne yaparsanız yapın, millet devlete yetişir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.