Muhtar Adayları Dikkat “Tepki Alıyorsunuz”
Yerel seçimler için şehrimizde kimi partilerimiz olağanüstü düzenli çalışıyor. Kimileri beklentilerin üzerinde istekli ve heyecanlı, kimileri ise “dostlar alış verişte görsün” dercesine patinaj sefasında. Belki millet olarak bizler partilerin adaylarına bakıp onları gözlemliyoruz. Hatta onların dedikodusunu yapıyoruz ama mahallemizdeki muhtarlık yarışının farkında bile değiliz.
Haa şunu da diyebilirsiniz “bizim mahalle de muhtarlık yarışı var mı?”
Evet bazı mahallelerde seçim afişlerinden çok muhtar adaylarının posterleri var. Ama mesela bizim mahallede olduğu gibi tek bir afiş ya da resim olmadığı için “Bizde seçim yok” diyenlerimiz de var.
Şimdi sözümüz muhtarlık yarışlarının sıkı olduğu büyük mahallelere. İşte buralarda kıran kırana yarışa giren muhtar adaylarımız öylesine çalışıyorlar ki gözleri hiçbir şeyi görmüyor. Afişlerini, sloganlarını camilerin, sağlık ocağının, okulun kısaca nereyi boş görürlerse oraya ya da yakın duvarlara asıvermişler. Yarış iyi de aynı mahalledeki duyarlı cemaat bu işe çok tepki veriyor. Siz bakmayın bizim insanımızın sesini yükseltmediğine bu tür rastgele işler büyük öfkeye neden oluyor.
TÜRK TELEKOMU ESEFLE KINIYORUM
İl Telekom Müdürü Tevfik Fikret Karaman Bey benim can abimdir. Dahası biz yıllardır aile dostuyuz. Tevfik Bey’in nasıl kaliteli bir insan olduğunu, bu alanda nasıl çalışkan, ufuklu ve de özverili olduğunu bire bir biliyorum. Ve adımız “Uğur” gibi şunu da biliyorum ki bu cümleler Tevfik abimin hak etmediği ve kendisini incitecek ifadeler. Ama cuma akşamı gazetemizin bulunduğu bölgede yani Numune Hastanesi civarında internet ile yaşadığımız bir olayı aktarayım. Bakalım bize hak verecek misiniz?
Cuma akşamı gazetemizin haber merkezi arı kovanı gibi cıvıl cıvıl hareketli mi hareketli? Spor servisi Konyaspor maçına kilitlenmiş durumda. Haber Merkezi İstanbul’da kaçırılan uçağın haberlerini internet ortamında gazetemizin internet sayfasından en iyi şekilde verebilmenin heyecanında. “Her şey ne güzel değil mi?” derken paaaat internet gidiyor.
Peki biz ne yapıyoruz?
Tabii her zamanki gibi kabahati kendimizde arıyoruz.
Gazetedeki çocuğu fırçalıyoruz.
Muhasebe müdürüne “İnternetin parasını mı yatırmadın, bak internetimiz kesildi” diye fırça atıyoruz.
Çalıştığımız internet şirketinin görevlisi Harmancık’tan taksiye bindirip gazeteye getiriyoruz.
Peki sonuç…
Görevliler internet alt yapısı için çalışma yapıyorlarmış. Mış da saat 8’de kesilen internet sabah 6’da gelirmiş.
Gelmez komaz olsun. Böyle bir çalışma su kesintisi gibi, elektrik kesintisi gibi bölgeye daha önceden bildirilemez mi?
Bakın biz “Konya’da internete sansür geliyor mu gelmiyor mu” diye tartışırken bunu düşünmüyoruz bile.
Niye?
Çünkü biz daha interneti adam gibi kullanmaya layık bile görülmüyoruz…
İyi pazarlar…
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Akıldan büyük nimet, zekâdan da ağır yük yokmuş.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Dostluğu kaybetmek istemeyen, önce dostluğu paylaşmayı bilmeli.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.