Öfke
Öfkem haddimi aştırdı bu aralar.
Düşündüm ki;
Bu yazılar benim tarzım değil.
Egom ve nefsim beni buna zorladı, dayanamadım.
Yazılanlardan, maillerden incindim, kırıldım. Ama kırıcı olmasaydım dedim.
Başta da söyledim ya, egom saldırdı, cevap yazma ihtiyacı hissettim.
Nefsime gem vurup Allah diyemedim. Allah’a havale edemedim.
Demek ki benim işim değilmiş.
Demek ki benim işim sevgi, hoşgörüyü yazmakmış.
Ben bu yazımla birlikte bıraktım o yazıları İnşallah.
Çükü ben havlamayı göze alamıyorum.
Ama seviye düşüklüğüne de tahammül edemiyorum.
Ben insanım, insanlığımın gereği yaşama tarzını seçmeliyim.
Eksilen değerlerimiz hoşgörü ve sevgiyi yazmalıyım.
Kim ne yazarsa yazsın.
Kim nerden nemalanmak istiyorsa oraya gitsin.
xxxxx
Ama bir anda aklıma bir söz geldi.
" Bir memlekette, namuslu insanlar da en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memleket için kurtuluş yoktur! "
Namussuzlar konuşurken bizim susmamız ne kadar doğru olur.
Sözü olanın hakaret olmadan ortaya çıkması fikirlerini beyan etmesi gerekmez mi?
Sana göre yanlış ona göre doğru.
Herkes her dost meclislerin de ahkâm keser, ortaya çıkıp laf etmezler.
Şehrimin güzel insanları; sivrildin yavaş ol derler.
Güzel insanlar, namuslu insanlar size soruyorum.
Ülkemin namuslu kalemleri namuslu insanları bugün ortaya çıkıp yazmayacakta ne zaman yazacak? Bugün, sağduyunun sesi olmayacakta ne zaman olacak?
Farkına varamadığınız; birkaç mutlu azınlığın, ülkem üzerinde tahakküm koyması, söz sahipliklerini maşaları aracılığıyla devam ettirme istekleri. Bunlar bu cesareti gösterip, ulu orta kan kusarken sizin susup oturmanız ne kadar doğru.
Siz; İte dalaşmaktansa, çalıyı dolaş” deyip susarsanız bu ülkenin hâli nice olur.
Bakın duramıyorum işte. İnsanoğlunun fıtratında var bu celallenmek.
Havlamayı göze almıyorsan;
Köpekle münakaşayı bırak...
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.