Sözün sahibi yetkiliyi, yaklaşık bir yıl kadar önce taşeron firmaya iş sağlığı güvenliği hizmeti vermek amaçlı gittiğimizde tanımıştım. Hollanda kökenli bir konteyner fabrikasının eğitim ve çalışma hayatının uzunca bir bölümünü Hollanda’da geçirmiş Türk asıllı,  sanırım mühendis kökenli Genel Müdürü idi. Uzun ve sıcak sayılabilecek sohbette önce ülkemdeki geçmişinden söz etti. Bir yerli firmayla ortak başlayan Türkiye maceralarında çalışma anlayışı farklılığı nedeniyle başarılı olamamışlar, yollarına yeni ve tamamı Hollanda sermayeli fabrika kurarak devam etme kararı almışlardı. “Burada Türk yönetici olsa hiçbir cihazda güvenlik sensörü çalışıyor olmazdı, bahçede sigara izmaritinden geçilmezdi, koğuşlarda sigara yasağı uygulamak mümkün olmazdı” diye başlayan konuşması “niçin buradayız?” sorusuyla sürerken cevabı da kendisi verdi, “Çünkü para Doğu’da.”  

Genel Müdüre göre Batı statik idi, durağan idi.” Doğu karışık, savaş var, savaş yıkım demek. Yıkım ticaret, sonrasında yapım demek. Yapım para demek.  Doğu’ya mal satmak için yatırım yapılabilecek en ideal yerdeyiz.”

Batı eliyle Ortadoğu’nun, Doğu’nun karışıklığı giderek artıyor. Yatırım öncesi fizibiliteyi çok iyi yapmışlar anlaşılan. Coğrafyamızda huzur istiyoruz, istiyoruz da coğrafyamızdaki yöneticiler “tarihten ders alınsa tarih hiç tekerrür eder miydi?” sözünü umursamıyorlar, planlanan oyunların figüranı oluyorlar. Coğrafyamızda milliyet ve etnik köken ayırımını körükleyenler Ortodoks ve Katolik liderler Papa Francis ve Patrik Kirill’i 962 yıl sonra Küba’da buluşturuyorlar. Ne diyelim Allah yardımcımız olsun.

LÂNET

Yine terör saldırısının kurbanlarıyla kahrolduk. Neden olanları lânetliyor, şehitlerimize rahmet, milletimize başsağlığı; yaralılarımıza acil şifa, ülkemize birlik-beraberlik diliyorum. İnşallah bu son olur.