Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Şems-i Tebrizî Câmii ve Türbesi (2)

Şems-i Tebrizî Câmii ve Türbesi (2)

“Mevlâna’yı anlamak için Şems’i bilmek gerekir. Tebriz’li Şems’i bilmek için de Mevlâna’yı anlamak lâzım. Tebriz’li Şems, Mevlâna’yı yetiştiren ve dünyadaki biz fânîlere feyz, nur ve ışık dağıtan Hak erlerinden biridir.”


ŞEMS HAK ERLERİNDENDİR
Dr. Hasan Özönder, “Konya Velileri” adlı eserinde, Şems-i Tebrizî’yi anlatırken “Asıl adı ve künyesi “Melik Dâd oğlu Ali oğlu Muhammed Şemseddîn” olan Şems-i Tebrizî, doğuştan yüksek kâbiliyetlerle mücehhez, ilâhî aşkın tesiriyle kendinden geçmiş gerçek hakikat ve mânâ ehli erenlerdendir”der. Arif Etik Hoca da, “Şems ve Mevlâna” isimli eserinde; “Tebriz’li Şems, Mevlâna’yı yetiştiren, onu mâneviyat âleminin batmayan bir güneşi, mâneviyat fezasında boyuna seyreden ve bu günde bu mânâlar fezasında, dünyadaki biz fânîlere feyz, nur ve ışık dağıtan Hak erlerinden biridir” diyor.
Kendisi, “Kutbü'l- Arifin” (ariflerin kutbu) ve “İmamü'l- Âşıkin” (âşıkların önderi) Mevlâna Muhammed Celâleddîn (ks)'in irşadına sebep olmakla meşhurdur.
“Mürşid-i kâmil-i mükemmeldir/ Sözleri mücmel-i mufassaldır/ Neş'esin verdi Molla Hünkâra/ Anı inkâr eden muattaldır.”
Daha küçük yaşlarda manevi ilimleri tahsilde gösterdiği kabiliyetle dikkat çeken Şems, din ilimleri tahsilinden sonra, genç yaşlarında Tebrizli Ebubekir Sellaf’a mürid olmuş, ününü duyduğu bütün meşhur şeyhlerden feyz almaya çalışmış ve bu sebeple diyar diyar dolaşmıştır. Dr. Hasan Özönder, söz konusu eserinde “Sık sık yolculuk yaptığı için ona, “Şems-i Perende (Uçan Şems)” derlermiş. Bu ziyâretlerden aldığı feyz ve şahsî gayretleriyle kazandığı mânevî mertebelerden dolayı ergin ârifler arasında sayıldığı için kendisine “Kâmil-i Tebrizî” de denilmiştir.
Şems-i Tebrizî, bir Türk velisidir. Bazılarının zannettiği gibi, basit, sıradan bir batınî dervişi değildir. O yüzyılların yetiştirdiği ulu mürşitler arasında bulunan, Mevlâna gibi madde ve mânâsıyle tahsilin yüce mertebelerine çıkmış ünlü bir kişiyi ledünnî âlemlerin seyrine götürmüş ulu bir tasavvuf sahibidir.
Büyük eseri “Makâlât”ı incelendiği zaman çok rahatlıkla görülür ki o, zamanın bütün yüksek İslâmî bilgilerine vâkıftı. Tefsir, hadis, fıkıh, kelâm ilimlerinde geniş bilgi ve kültüre sahip olduğu gibi, dört mezhebin fıkhî görüşlerine de âşinâ idi” diyor.
Şems parkının içinde bulunan mescid ve türbenin bahçesinde satılan hediyelik eşyalardan, gelen ziyaretçiler bir şeyler alıyor. Ancak Mevlâna ruhlular, hediyelerin en güzeli olan âşkı, muhabbeti, sevgiyi buket buket kucaklayıp götürüyorlar. 

“Herkes su içeceği kaynağı bildi” 
Konya’ya her gün binlerce insan akın ediyor Mevlâna’nın “Gel.. gel…” çağrısına uyarak. Kur’an’da “Herkes su içeceği kaynağı bildi” buyuruluyor. (Bakara sûresi, 60) Mevlâna Celâleddîn de aşk çeşmesinin suyunu Şems-i Tebrizî’de bulmuştu. İnsanlar bu âşkı, Konya’ya gelerek Mevlana’da arıyor. Çoğu insan, Konya’ya gelip Mevlâna’nın makamına çıksa da, onun hocası, gönül dostu, Şems-i Tebrizî makamına uğramadan gidiyor. Oysa Mevlâna, Şems’ten ayrılıp madde âleminde kavuşamayacağını anlayınca: 
“Beden bakımından ondan uzağız amma/ Cansız bedensiz ikimiz de bir nuruz/ İster O’nu gör, ister beni.../ Ey arayan kişi! Ben O’yum, O da ben.”
Aslında Mevlâna hazretlerini anlamak için Şems’i bilmek gerekir. Tebriz’li Şems’i bilmek için de Mevlâna’yı anlamak lâzım. Bu yüzden önce Şems’in makamına varmalı, onu Mevlâna kadar olmasa da anlamaya çalışmalıyız.
Şems-i Tebrizî’nin makamı Mevlâna Celâleddîn’in türbesine, yürüyerek on dakikalık uzaklıkta. Diyâr-ı Mevlâna’ya varıp Mevlâna’nın gül bahçesinden güller dererken, Şems-i Tebrizî’nin ışığından da her gün biraz daha kararan iç dünyamıza ışık huzmeleri almayı ihmal etmemeliyiz. Usulüne ve adabına uygun bir ziyaretin gönül dünyamıza kazandırabileceği manevi nimetleri hayal dahi edemeyiz.

Devam edecek.

konya-sems-i-tebrizi-zaviyesi.jpgsems-i-tebrizi.jpgsems-camii_1.jpgsems-zaviyesi-eski.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR