Uğur Özteke

Uğur Özteke

STADYUM, RANTA ÇEVRİLEMEYECEK…

STADYUM, RANTA ÇEVRİLEMEYECEK…

Dün öğlene kadar sanayilerde esnaflarımızla hem de küçüğü ile orta çaplısı ile oturduk çaylar içtik dertleştik. Demircisinden lastikçisine iş dünyasının “büyükleri” hariç nabzını tutmaya çalıştık. Vallahi de billahi de esnaf sıkıntılı mı sıkıntılı, dertli mi dertli? Herkes seçimi konuşuyor ama millet geçim derdinde. Kimse kimseye bir şey diyemiyor korkuyor. Haaa genel kanı ise “erken seçim kararı iyi oldu?...

“Peki neden?” diye soruyorum yine ortak cümle “Bu sıkıntıyı, bu belirsizliği 1 yıl daha bekleyemezdik. Önümüzü göremiyorduk. Ne olacaksa olsun da önümüzü görelim yeter artık”…

Yazıya böyle başladık ya sakın siyaset ya da ticaret yazacağımızı sanmayın. Biz bugün şehrin farklı konularına değineceğiz.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİNE YENİ BÖLÜM GELİYOR…

Mesela Selçuk Üniversitesi’nde inşallah önümüzdeki aylarda güzel bir gelişme olacak. Şöyle ki takı tasarım alanında bir Konya markası var “Bab-ı Esrar” takı tasarım merkezi ve bunun ustası Servet Küçükdemirel geçtiğimiz hafta Kocaeli Üniversitesi’nin özel davetlisi olarak Kocaeli’de imiş.

Servet abimiz burada öğretim üyelerine ve öğrencilerine uygulamalı pratik kuyumculuk sunumu yapmış. Çok büyük ligi görmüş. Rektör Hoca bu durumu görünce Servet abimiz ile özel ilgilenmiş. Rektör Hoca bu özel sohbet sonucunda yakın arkadaşı olan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin Hoca’yı aramış. Mustafa Hoca da bu işe çok sevinmiş ve gerekli çalışmanın yapılmasını üniversite bünyesinde kuyumculuk sektörü ile ilgili bölüm açılması için düğmeye basmış. Olay işte bu, yeter ki güzellikleri paylaşalım ve birbirimize sahip çıkalım.

BİZ ASLA PROFESYONEL OLAMAYIZ (!)

Tabii dünkü ziyaretlerimiz, sohbetlerimiz, sade kahve muhabbetlerimiz sanayilerle sınırlı değildi. Çok sevdiğim ve fikirlerine büyük değer verdiğim bir abimizin ofisindeyiz. Yine sade kahvemizi içiyoruz. Laf döndü dolaştı Konya olarak nerelerde sınıfta kaldığımıza geldi.

Pazartesi günü yani 23 Nisan günü abimizin Ankara’dan bir misafiri gelmiş. Abimiz de biraz nostalji olsun diye misafirini Tavusbaba’da yeni hizmete giren Kafem’e götürmüş. Oturur oturmaz bir hizmetli tepsisine doldurduğu çayları masalardakilere “çay içer misiniz?” diye sormadan pat pat koyuyormuş. Abimiz anlatınca gözümün önüne geldi. Eskiden maçları seyretmek için kahvelere gittiğimiz zaman bir garson çayları tepsiye doldurur 15 dakikada bir içsen de içmesen de getirir sana tek kelime ile “dayardı”

Neyse bu iki çayı içmişler. Gelen giden yok. Abimiz misafirine mahcup olmamak için tuvalete gidermiş gibi yapıp kasaya gitmiş ve iki çay daha istemiş. Görevli “Dışardaki arkadaşa söyleyin” demiş. Gelen giden olmayınca abimiz bu kez dışarıdaki görevliden “iki çay, bir künefe ve iki çatal” istemiş. Görevlinin bu isteğe ilk tepkisi “Künefe 20 dakikada olur”…

Garip bir tepki. Künefe isteyen adam künefenin hemen tabağa konulup getirilmeyeceğini bilir. Neyse iki çay gelmiş. Ardından künefe. Veeee biri tatlı biri yemek çatalı olmak üzere iki çatal(!). Görevli arkadaş bunları koyarken de boş çay bardaklarını almadan gitmiş.

Neyse bir süre sonra kalkarlar. Kasaya giderler. Kasaya masanın numarası söylendiğinde fişte iki çay ödemesi vardır(!). Abimiz iki çay daha içildiğini toplamda 4 çay ve bir künefe olduğunu hatırlatır ödemeyi yaparlar ve çıkarlar…

Abimiz durumu özetler.

Burası profesyonel olarak müteşebbis bir zihniyet ile yönetilse, müşteriye hitaptan tutun boşların toplanmasına kadar her şey kontrol altına alınsa çatılın biri küçük biri büyük getirilmez. Oradaki görevlileri de suçlamamak gerekir. Çünkü bu sayı normal güne göre ayarlanmıştır. Cumartesi pazar ve tatil günlerinde bu sayı artır. O zaman ne yapacaksınız özel yerlerde olduğu gibi hemen takviye için iki kişi daha bulacaksınız ve 150 şer lira yevmiye vereceksiniz.

Ancak sonuçta burası artık resmi bir yer durumunda ve kimse buna göre hareket edemez.

İki, Kafem’ler özünde genel olarak doğruyu yapıyor ve piyasada dengeyi sağlıyor.

……………..

Yani kimseyi suçlamıyoruz. Hata eksik aramıyoruz. Ama denizleri geçerken derede de boğulmayacağız diye de debelenip duruyoruz.

KONYA OTOGARI 1 NUMARA

Geçtiğimiz günlerde bir okurumuz Konya Otogarı’nda gözüne çarpan sıkıntılı durumları görüntüleyip bize göndermişti. Bize bu durumu sizlerle paylaşmıştık. Ardından Otogarın 1 numaralı sorumlusu dostumuz, abimiz aradı. Yazıya üzülmüş. Çünkü o günkü durumun bir geçiş dönemi olduğunu bazı karelerin ise teknik durum olduğunu ve bu durumun giderilmesi için kendilerinin de bir yıldır çalışma yaptığını söylüyordu.

Ve ardından da bunlar gibi bolca fotoğraf gönderiyordu

3-144.jpgozteke1-(4).jpg7-031.jpgozteke1-(5).jpg

Ve abimiz final cümlesini kullanıyordu “Biz Türkiye’de 1 numarayız ve bunu ispatladık”….

Evet, bu konuşmadan iki gün sonra bir akşam birilerine bilet almak için otogarda idim. Evet her şey güzeldi.  Hele hele güvenlik konusundaki titizlik ise harika idi. Tek gözüme ya da burnuma çarpan sıkıntı aşağıdaki tuvaletlerin oradan geçerken insanı rahatsız eden iğrenç koku idi, aşağılar temiz olabilir ama o kesif koku için de yetkililerin yapacağı bir şey olmadığını düşünüp hızlı adımlarla o bölgeden uzaklaşmıştım.

İkinci sevindiğim konu ise bizim yayınladığımız fotoğraflara kimse yalan ya da eski idi demedi. Bir geçiş dönemidir, teknik bir durumdur amenna. Biz Konya Otogarımızın 1 numara olmasından gurur duyarız, mutlu oluruz.

ATATÜRK STADYUMU’NUN GELECEĞİ

1950 yılından bu yana şehrin sporuna, sporcusuna kucak açan örnek Atatürk Stadyumu ve tesisleri ile bu kompleks malum kenarından köşesinden tıraşlanarak yavaş yavaş yıkılıyor. 2 yıl sonra burası önce dümdüz olacak.

Peki buraya neler yapılacak?

Tahir Başkan açıkladı burası yeşil alan olacak. Zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konuda kesin talimatı var.

Ama iki yıl sonra Tahir Başkan bu konuda aynı yetkiye sahip olabilir mi?

Orası muamma.

Devlette işler kağıt üzerinde ve yasalarla olur değil mi?

Şimdi bu bölgenin geleceği ile ilgili karalar bağlayanlara güzel bir haber verelim mi?

Bu stadın olduğu yeri yani arsayı veren nur içinde yatasıca Konyalılar bu mallarını topraklarını Belediyeye verirken spor tesisleri ve yeşil alan için vermişler. Şimdi bu güzel insanların varisleri söz sahibi. Ve Büyükşehir hukukçuları varislerle masaya oturmuşlar. Ve hak sahibi güzel insanlar bu alana Büyükşehir Belediye Binası ve yeşil alan için izin veriyorlarmış. Bu bölgenin asla ranta çevrilmesini istemiyorlarmış.

Nasıl ama?

Ben duydum çok sevindim. Haksız mıyım?

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İmtihanlar kişinin karakterine göredir. Sessiz kişinin imtihanı hayır için konuşabilmek, konuşkan kişinin imtihanı ise hayır için susabilmektir.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?    

Park halindeki araçların önüne arkasına park edip bu araçların çıkmasına izin vermeyecek şekilde çekip gitmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR