Başımız ne zaman sıkışsa, en kolayı devleti suçlamaktır. O günah keçisidir. Bizler “Sütten çıkmış ak kaşık” olduğumuz için kendimize hiç toz kondurmayız. Suçlanan devlet de sanki tüm suçların tek sahibi kendisiymiş gibi, hiç sesini çıkarmaz, sessiz sakin dinler. Bir o kadar da sabırlıdır. Aslında o suskunluğu sabırlı olduğundan mıdır, yoksa tevazudan mıdır ona da siz karar verin.

Şimdi konuya bir de şöyle bakalım isterseniz.

Her bir suçu insafsızca sırtına yüklediğimiz devlet nedir, ya da kimdir? O,  kendisini savunmak istese nasıl savunacak? Ağzımızı o kadar desteksiz açıyoruz ki, hangimize cevap yetiştirecek? Ya da verdiği cevaptan bizler tatmin olacak mıyız?

Oysa işin doğrusu devlet sensin. Devlet benim. Devlet biziz. Devlet belediyedeki, tapudaki, vergi dairesindeki memurdur. Devlet zabıtadır, polistir, askerdir. Devlet adliyedeki hakimdir, savcıdır, avukattır. Hepimiz birden devletiz. Bu saydıklarımız ve hatta saymadıklarımızdan birisinin yaptığı yanlış devlete fatura ediliyor. Bunu da bizler yapıyoruz. Bizler olmasak, devlet olur mu? O halde kendi ayağımıza kurşun sıkmayı bırakalım da, hep beraber sorumluluklarımızın farkına varalım. Çünkü Hacivat zamparalık yapıyor, ceremesini Karagöz çekiyor.

Daha önce de yazmıştım. Önemine binaen bir kere daha hatırlatıyorum. Devletin bir parçası olduğum için görevimi yapmak istiyorum. Bu yazdığımı okuyan, duyan veya ilgilisine duyuranlar da görevlerini yapmış olsunlar. “Gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım” demekle sorumluluklardan kurtulmak mümkün değildir, bilmiş olasınız.

Saatlik, günlük, haftalık ya da aylık daire kiralamak hayatımıza yeni girmiş bir kavram. Bu kavram birçok tehlikeleri de içinde barındırmaktadır ne yazık ki. Çünkü kiralayanların ne amaca hizmet ettiğini bilmiyoruz. Devletin ilgili birimleri de bu gelişmeleri takip edemiyor. O zaman en hızlı biçimde bu konuda yaptırımlar oluşturmak gerekmektedir.

Hatırlarsanız 15 Temmuz sonrasında firari darbeciler Yazır’da günlük kiralanan bir dairede yakalanmışlardı. Ortaköy’de katliam yapan terörist de böyle bir daire kiralamış. Bu tür kiralamalarda otellerde olduğu gibi devletin bilgilendirilmesi gerekmektedir. Gerek emlakçılardan, gerekse mal sahibinden kiralamalarda, kiralayanın tüm bilgileri güvenlik birimlerine iletilmelidir.

Otellerde ifşa olmaktan korkan zamparalar da bu yeni sistemi çok sevmiş görünüyorlar. Garsoniyer olarak kullanacakları yerler için sürekli kira verme derdinden de kurtulmuş oluyorlar böylece.

Bu tür olumsuzlukları biliyor ve görüyorsak “Nasıl olsa birisi bu sorunu çözer” diyerek “Nemelazımcılık” yaparsak şikayet etmeye yüzümüz olmaz.

Elektrikler kesildiğinde elektrik arızayı “Nasıl olsa birisi arar” diye düşünürsek hep beraber karanlıkta kalırız. O halde o birisi biz olmalıyız.

Unutmayalım ki, biz varsak devlet vardır.