“SUSKUN DİLLER AMAN ÇÖZÜLMESİN”
Bugün yine sizlerden gelen konulara biraz da kendimizden katıp, olanlarla dertleşmeye devam edeceğiz. Aslında bizim köşe Reis’in dediği gibi gaz sıkışmasından dolayı gaz alma, gaz boşaltma yerine dönüyor gibi. Aman ne olursunuz siz de akıllı olun biz de akıllı olalım ve gaza gelmeden uzun atlamayalım. Haklı dahi olsanız, doğru dahi söyleseniz sıkıntılı durumları hep birlikte yaşarız. Allah muhafaza bu yüzden ne olur biraz daha sakin.
Bir abimiz ısrar ve inatla sizlerle aşağıda paylaşacağımız konuyu Uğur Başkan’a direkt iletmemizi istiyor. Direkt iletsek ne farkı olur endirekt iletsek ne olur? Buyurun bu konuyu abimizin inatçı (!”) tavrı üzerine bir kez daha dillendirelim.
“Abi büyükşehir belediye başkanlığı emeklilerinde kullandığı yani ölüm, hastalık ve kan gerekliliği gibi bilgilendirmelerin verildiği mesaj hattı masraf nedeniyle iptal ettirmiş. 25 sene beraber çalıştığımız arkadaşların cenazesinden haberimiz olmuyor rica etsem ilgilenir misiniz?”
…………
Değerli büyüğüm ve kıymetli okurlarımız bu konu için demiyorum ama genel anlamda Türkiye’de olduğu gibi Konya’mızda da kurum ve kuruluşlarımızda da Büyükşehir ve diğer ilçe belediyelerimizde de “lale devri” bitti.
Geçtiğimiz hafta sonu Uğur Başkan bu konuda da “anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az” misali bu konuda o kadar net açıklama yaptı ki. Haaa bu durum Uğur Başkan’ın isteği ya da kontrolü altında olan konu değil. Bizler kendi iş yerlerimizde ya da evlerimizde tasarruf dönemi başlatmadık mı? Piyasalar dip yapmadı mı? Ekonominin ne durumda olduğunu bilmeyenimiz var mı? Bu durumu siyasi malzeme filan da yapmıyoruz. Ama konu Büyükşehir ise çok net ifade edelim “Lale devri” bitti.
“OTLARLA BÖCEKLERİ ANLATMAYI
BIRAKSAN ŞEHRE EL ATSAN ARTIK”…
Sıkı takipçilerimizden ve şehir ile dertlenen samimi insanlardan Taner …. Bey bakın bize de yetkililere de nasıl döşenmiş;
“Merhaba Uğur abi bahar geldi diye otlarla böcekleri anlatmayı bıraksan şehre el atsan artık.
1- Yakında düğün sezonları başlayacak. Bu sokak düğünleri ne olacak? Yine ses gürültüsü mü olacak? Bu konuya el atsanız artık, sokak düğünlerin yanında bir de salon işletmecilerinin dayanılmaz ses gürültüsü başladı.
Örneğin Yazır’da bulunan …………….. düğün salonu düğün bitişinde saat 23’lerden sonra havai fişek atmaya başladılar. Ya arkadaş bir sorun, hasta olan var mı, yatıp sabah işe gidecek var mı?
2-Bu binaların girişlerine yok halı yıkama, yok çilingirci veya tesisatçı gibi vs. reklam yapıştıranlara hangi kurum müdahale ediyor. Ya o yazıyı yapıştıran adam sen benim apartmanıma ortak mısın? Apartmanın mantolaması yeni yapılmış ya da yeni bina yapılmış girişler süper yapılmış 3 gün sonra bir bakıyorsunuz.... halı yıkama sen kime sordun da yapıştırdın buraya? Daha sonra mahallenin ilan panosuna dönmüş apartman girişi…”
……………….
Taner Bey ilginiz ve duyarlılığınız için teşekkür ederiz. Ama ne olursunuz bize de çiçek böcek yazıyorsun demeyin. En ufak bir falsomuzu yakalasalar meslekten etmekle bırakmayacaklar tarihe “Oyuk Uğur Paşa” diye geçirecekler. Bildiğiniz gibi kimseye hakaret etmeden, iftira atmadan bir şeyler yazmaya çalışıyoruz. Tamam adam gibi yazamıyoruz ama bunda bile ne olursunuz bir empati yapın doğru da olsa yazma ve söyleme şansımız sıfır. Ne demek istediğimizi biraz sonra bir paragraf açacağımız konu ile okurumuzun yazdıklarının onda dokuzunu makaslamak durumundayız. Doğru mu yazmış? Doğru. Haklı mı? Haklı… Ama bugün için bunlar geçerli değil bilmem anlatabiliyor muyum?
Sizin dediklerinize gelince.
O düğünler, sokak düğünleri, salon düğünleri, gece yarıları aşmış saatlerde dahi kontrolsüz havai fişek gösterileri, silah tüfek atma, sıkma konuları, düğün sünnet konvoyları yapıp yolları parselleme durumları…
Yüzde bin beş yüz haklısınız. Ama yapacağınız ve de bizlerin yapacağı hiçbir şey yok. Vali Bey’in de yapacağı bir şey yok Emniyet Teşkilatının da yapabileceği bir şey yok. Polis otosu her düğün salonun kapısında mı bekleyecek? Her polis otosu mahalleyi sokağı karnaval yerine çeviren düğün sahiplerinin başını mı bekleyecek?
Polis biraz sıksın partinin valiliğin kapısına yığılmalar olur. “Bırakın ömrümüzde bir mutlu gecemiz var. Onda da polis nezaretinde mi yapacağız?” diye ortalığı yıkarlar.
Bu iş önce insanlıkla, insan olmakla başlar. Bakın Müslümanlıkla demiyorum.
Önce insan olacaksınız. Karşımdaki insana nasıl zarar veriyorum, çocukları nasıl korkutuyorum, yaşlıların yüreğini nasıl hoplatıyorum, çalışan uyuyan hasta insana nasıl işkence ediyorum diye düşünüp o havai fişeği arka arkaya patlatacaksın, müziğin sesini ona göre açacaksın, silahı ona göre atacaksın.
Bunlar insanlar için geçerli öyle değil mi?
Ondan sonra geleceksin İslamiyet’e. Beni bu hale getirirken sen eğlenirken beni hoplatırken kul hakkını bilmiyor musun? Diye de soracaksın.
Bu işi iktidar başaramadı ki bürokrasi başarsın.
Kulakları çınlasın Ahmet Sorgun İl Başkanı iken yönetimindeki gençler hiç değilse şehir içinde düğün, sünnet, konvoy meselesine bir el atalım dediler, siyaset onlara bir el attılar ki bir daha partiye giremediler. Girdilerse de yüzlerine bakan olmadı.
Apartman site ya da ev girişlerindeki kontrolsüzlüğe gelince, siz bırakın halıcıyı, boyacıyı resmi kurumların yapıştırdığı sözüm ona uyarı “geldik bulamadık” notlarının yapıştırıldığı kağıtları sökebiliyor musunuz? Söktünüz pisliği temizleyebiliyor musunuz?
Yaaaaa önce insan olacağız…
Onun için de daha çoooooooooooooook etli ekmek yememiz gerekir diye düşünüyorum.
Keşke çiçek böcek yazsam da huzur bulsam.
“SUSKUN DİL” HAKKINI HELAL ET
“İş yapacak adamın kalmadığı bir şehir mi Konya?” diyerek yazısına başlayan “Suskun Dil” rumuzlu okurumuz öyle şeyler yazmış ki yerden göğe kadar haklı ve doğru. Ama bizim bunları yazma şansımız asla ama asla yok. İsterseniz önce okurumuzun bir sayfa yazdığı ama bizim birkaç cümle ile geçiştirebileceğimiz yazıdan satırlar;
“Sevgili Uğur abim yazdıklarınızı heyecanla merakla beklemeye devam ediyorum...
Gönül belediyeciliği tabiri birazcık da sizler için uyarlanırsa gönül gazeteciliği yaptığınız bu şehre nasıl gönül verip nasıl bu şehrin dertleri ile dertlendiğinizi satırların arasında duymak hissetmek çok da zor olmuyor... Okurlarınız olarak bizleri de hipnoz mu ediyorsunuz bilinmez ama bizler de bu şehir ile dertlenir olduk...
Abi yukarıda bir adet fotoğraf var...
Buradaki isimleri Uğur Başkan hariç çok da tanımıyorum ama resimdeki bir bayan dikkatimi çekti...
Araştırdım ve sonucunda ilginç bir bilgilere ulaştım...”
…………
Bundan sonrasını yayınlayamam. Vallahi 60 yaşından sonra kalan ömrümü hapishanede tamamlarım. Eğer vicdanınız el veriyorsa doğruyu yaz ama git cezaevinde geber diyorsanız peki (!)
Bu okurumuz isim isim şahısları ve konuları belgelemiş.
Özetle, Büyükşehir’de Belediye meclislerinde görev alanların parti ile birlikte üç dört işi birden yaptığını, bekar üyelerin mesela aile komisyonlarında görev yaptıkları gibi yani işin içinde olmayan ve ehil olmadıkları alanda Büyükşehir için çalışacaklarına ima ediyordu.
Biz ne o fotoğraf karelerini ne de isim isim Büyükşehir Meclis üyelerini bu isimlerin partideki görevlerini yazabiliriz. Yazamayız. Çünkü hapse girmekten korkuyoruz.
Neyse okurumuz daha sonra şöyle diyordu: (Buraların da çoğu makaslı yaaa)
“Bir diğer konu ise malum Büyükşehir Belediyesi içindeki fosiller gitsin diye tüm Konya halkı tek ses oldu ki umarım darısı birim müdürlerine ve ilçe belediyelerine abi... Ama bizlerin kastı da işi ehline verilmesi ve gençlere verilmesi idi... Kadroya bir baktım ki tuhaf işler var... Anlam vermek mümkün değil... Hukukçu kişi insan kaynakları başkanı olmuş... Veya başka bir ihtisas alanı olan kişi farklı bir daire başkanı olmuş...
Abi bu büyükşehir değil miydi borçlarla boğuşan... Bu belediye değil mi işi ehline vermeyen ve bu konu yüzünden de sıkıntılar çeken... Adam ……………… bilmiyor yol nizam bilmiyor tutulmuş bir iki gazla yaparsın sen denilmiş salıvermişler belediye ……………. işine vermişler...
Daha neler, neler hangisini saysak ki.... Yazık oluyor abi... Şehrimize halkımıza güvenimize ve beklentilerimize yazık oluyor... Üzülmemek elde değil...
Abi hakkını helal et suskun dilim çözüldü yine Allaha emanet ol kalemine zeval gelmesin...”
……………….
Önce ne olursunuz hakkınızı helal edin. Yazmıyoruz, yazamıyoruz, yazamıyoruz.
Herkesin görüşüne saygı duyuyoruz. O görüşleri yayınlama hakkına sahip değiliz(!)
Ama bundan sonrası seçilmişlerin ve atanmışların işi, zaman herkesin ve kimlerin doğru yolda olduğunu doğruların Hakk’ın ve halkın yanında olduğunu gösterecektir inşallah.
Suskun diliniz ne olun biraz daha sussun. Ne kendi başınızı yakın ne de bizimkini
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bu dünya darılma dünyası değil dayanma dünyasıdır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Genç babalar, tecrübeli dedeler şehir içi trafiğinde direksiyonda çocuklarını, torunlarını, canlarını kucaklarına oturtup araç kullanmadıkları zamlan daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.