TEŞEKKÜRLER KONYASPOR
Tarihi Avrupa heyecanına bizleri ortak ettiği için Atiker Konyaspor’umuza minnettarız. Aldığımız sonuçlar ne olursa olsun biz bu takım sayesinde bugüne kadar yaşanmamış bir mutluluğu gördük.
Atiker Konyaspor’umuzun Avrupa ligindeki tarihi ilk sezonunda son maçımızı insanın içini donduran soğukta tamamladık. Avrupa’da ilk galibiyetimizi almak istiyorduk ama olmadı. Aldığımız sonuçlar ne olursa olsun başta yönetim ve Aykut Hoca olmak üzere tüm Konyasporlulara bizlere bu tarihi gururu yaşattıkları için teşekkür ederiz.
Maçın teknik analizine girmeden birkaç dikkat çekici notu paylaşmak gerekirse; veda maçımızda Arena’nın tribünleri o gurur veren görüntüden çok uzaktı. Maçı birlikte izlediğimiz Hüseyin Altay ve Ulaş İnbaşı’ya “bu tribünler niye bom boş?” diye sorduğum zaman maç biletlerinin 60 TL olduğunu öğrendim. Gerçekten veda maçı için bir de -3 derecedeki soğuk havayı düşünürsek kaç taraftar sıcacık evinden kalkar bu maça gelirdi.
Karşılaşmanın Danimarkalı hakemlerinin bile taytlarla çıktıkları maçta Seremonide Down Sendromlu çocuklar için yapılan jest gerçekten anlamlıydı. Bu arada kısa kollu formalarla çıkan miniklerin titrediğini gören Ömer Ali ve Douglas’ın eşofmanlarını çıkartarak önlerinde titreyen yavrulara giydirmesi de alkışlanacak cinstendi. Müsabakanın ilk yarısı futbol adına aksiyondan, heyecandan, mücadeleden yoksun bizim tabirimizle al gülüm ver gülüm şeklinde geçen bir 45 dakikaydı.
Her iki takım da hücuma yan paslarla çıkıp orta alandan sonra üçüncü bölgeye ters toplarla rakibi ve defansı aşmaya çalışan bir anlayış içerisindeydi. Bu yarıda 22 oyuncunun soğukla mücadelesi belki en zor olanıydı. Maça gelen az sayıda Belçika taraftarının gruptaki diğer maçta Shakhtar’ın öne geçmesini oyuncularına iletmesi bile konuk takım oyuncuları için hiçbir anlam ifade etmiyordu.
Maçın ikinci yarısına Konyaspor rakibine oranla daha istek ve atak başlayan taraftı. Ancak ilerleyen dakikalarda istatistiklere yansıdığı gibi topla oynamadan tutun atılan şut, pas yüzdesi tek konuk takımın lehine işliyordu ve gole bizden daha çok ihtiyacı olan Gent oyunun son saniyelerinde bulduğu golle sevinen taraf oldu. Böylelikle temsilcimiz tarihinde ilk kez yer aldığı Avrupa macerasını bu senelik kapatıyordu. Avrupa maratonu başlamadan önce teknik patron Aykut Kocaman, planlamasında ve korkularında ne dediyse onları yaşadı ve yine aynı başarılı adam bu Avrupa yorgunluğunun fiziksel değil mantık yorgunluğunun ilk yarı bitinceye kadar devam edeceğinin de altını çizdi. İnşallah bu sene ligde ortaya koyacağımız performans sonucunda yeni sezonda da Avrupa’da yer alırız.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.