Turizmcilerin Gönlünü Ne Zaman Alacaksınız?
Konya kültür ve turizm zengini bir şehir. Bu zenginliğin farkında olması gereken siyasilerimiz ve siyasetçilerimiz, kültür ve turizm değerlerimizi yerinde görmek, yerinde durumu tahkik etmek yerine ilgili kurum ve kuruluşlardan bilgi almakla yetiniyorlar gibi bir manzara hakim.
Canım bu şartlarda, üstelik Korona sokaklarımızda kol gezerken diye başlayan cümleler kurulabilir.
Korona yokken, mesela geçtiğimiz yıl, ondan önceki yıl, daha önceki yıl ne yapıldı?
Turizm bölgelerine giden, konuları yerinde inceleyen, sorup-soruşturan, haliniz ahvaliniz nedir, nicedir diye sual eden bir siyasimiz oldu mu diye sorsak, kaçta kaç diye de bir çetele tutsak acaba ne cevap alırız ki?
Şimdi efendim şehrimiz kültür ve turizm zengini demiştik ya…
Bizde ki, zenginlikleri saymaya ve anlatmaya kalksak sütunumuz yetmez!
Bu zenginliklerin ne kadar farkında olduğumuz meçhul!
Farkında olmamak için ayak mı diriyoruz?
Farkına varınca rahatımız kaçacak gibi bir şeyler mi aklımıza geliyor?
Kültürle barışık olmadığımız gibi, onun kardeşi olan Turizmle de pek bir barışık olduğumuz söylenemez.
Dünyanın en güzel, en göz alıcı, en alımlı, en ilgi çekici turizm değerleri bizde.
Peribacalarımız bile var. Bizim açmazımız ilgisizlik!
Bizi anlamasını beklediğimiz, siyasilerimizin ve büyüklerimizin yanımızda durmayışı.
Bize kol-kanat germeyişi…
Bu sektörde hizmet verenler henüz bu duyguyu hissedebilmiş değiller! Hem yorgun, hem de kırgınlar!
SİLLEDEN SULTANLAR TEPESİNE!
Sille turizm merkezlerinden biri. Şehrin nefeslendiği, soluklandığı bir turizm köşesi. Yolu var, artık dolmuşlarımız bile sefer koydular.
Çatalhöyük, bir garip höyük. Çumra’da…Dünya bilir, biz bilmeyiz. Dünya gelir, biz gitmeyiz. Kaç siyasimiz nedir, ne değildir babından gitti-geldi bilmiyoruz.
Gilistra unutulmuş ve adı konmamış bir Kapadokya. Konya sınırları içinde.
Yol var, yola benzemez. Giderseniz aracınız yoksa geri gelemezsiniz.
Hemen denecek ki, Belediye otobüsü var ya…
Turizm başka, Gilistralıları köylerine götürüp, getirmek başka.
Bu saklı cennet, ben buradayım diye yıllardan beri bağırıyor, duyan yok, duydum diyen yok. Duyar gibi oldum dahi diyen yok. Ne yapsın Gilistra?
Meke gölümüz var Karapınar’da. Kar çok yağarsa , su olursa mavi bir kuşak oluşuyor krater gölünde. Adı Dünyanın nazar boncuğu, nazarlara gele gele bir hal oldu o güzelim göl. Meke’yi kurtarma işini Karapınar’a yıkmış görünüyoruz.
Meke’nin feryadını dünya duydu, bizde duyduk duyacağız inşallah!
Alaeddin Tepesi, Sultanların Tepesi, Sultanlar şehrinin tepesi, çevresi güzelleşirken, bakalım kendine sıra ne zaman gelecek diye hep birlikte merakla bekleşiyoruz.
MEVLANA MÜZESİNDEN, ZAZADIN HANINA!
Mevlana Müzesi çevresinde bir takım güzel çalışmalar var. Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca bir taraftan, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay bir taraftan, ortaya oldukça hoş bir görüntü çıkacak diye bekliyoruz.
Mevlana çarşısı yıkıldıktan sonra, daha da nefes alacak olan çevreyi dört gözle bekliyor şehir, şehrin kültürü, tarihi ve turizmi…
Zazadın Han, eski adıyla Tömek köyünde, yeni adıyla Tömek mahallesinde, Bütün ihtişamıyla ayakta duran bu Selçuklu Kervansarayı, şehrin kültür ve turizmine büyük hizmetler yapabilir.
Siyasilerimiz gidip gördüler mi?
Hazır bir film platosu. Aynı zamanda, dizi de çekilir, filmde.
Geçtim tur otobüslerinden, Tömek mahallesine gelen Belediye otobüslerinin dahi uğrayamadığı bir kervansaray. Yolu var yola benzemez, gitmeye kalkan yolda kalır, gidemez!
Bu turizm merkezleri hemen bir çırpıda saydığımız zenginliklerimiz. Ancak sahip çıkamadığımız, ilgilenemediğimiz zenginliklerimiz.
TURİZM, UNUTULAN VE İHMAL EDİLEN SEKTÖRLERİN BAŞINDA!
Şehrimizin turizm elçilerini, turizmle uğraşan kardeşlerimizi bizler defalarca dinledik. Onların sıkıntılarını sütunlarımızdan okurlarımız ve kamuoyu ile paylaştık ve paylaşmaya devam ediyoruz. Siyasiler olarak, sizlerde onları hem dinliyor, hem bilgi alışverişinde bulunuyor, hem de ziyaretlerinde bulunuyorsunuz.
Buraya kadar her şey iyi hoş. Bu merkezleri yerinde görmeden, dertleri ne, şikayetleri ne, ne gibi ihtiyaçları var, ne durumdalar yerinde görmeden olmuyor.
2020 yılı büyük oranda Pandemi ile mücadeleyle geçti.
Her turizm destinasyonu kendi sıkıntılarıyla baş başa kaldı.
Dinleyeni olmadı, derdin nedir diye soranı çıkmadı!
Gelen-giden durumun ne diye gönlünü alacak olanları günlerce beklediler, gözeleri yollarda kaldı!
Pandemi dönemi sınanma dönemiydi sevgili siyasiler.
Bu dönemde unutulan ve ihmal edilen sektörlerin başında turizm geliyor.
Konya Antalya değil.
Antalya gibi önü ve yolu açılan bir şehir hiç değil.
Ancak, gerek yerel, gerekse Meclisteki siyasilerimiz bu dönemde, yarım elma, gönül alma babından bile olsa bu sektörün içinde olanları yerlerinde dinleyebilmeliydiler.
Teselli edebilmeliydiler.
Bu anlayış, bu nezaket pekala gösterilebilirdi, halen de vakit geçmiş sayılmaz!
SINANMA DENİLEN ŞEY!
Turizmciler çok şey istememişlerdi. En azından gönülleri alınsaydı, yanlarında olunduğunu hissedebilselerdi.
Canım biz onları temsil eden kurum ve kuruluşlara gittik, gerekli bildikleri aldık, onlara da selam söyledik benzeri bir şeyler söylemek keşke yeterli olsaydı.
Zaman o zaman değil.
Turizmle uğraşan Anadolu’nun ortasındaki sektörler, insanlar, işletmeler oldukça zor durumdalar.
Konya’nın en hareketli olması beklenen Aralık ayına iki aydan biraz fazla bir zaman olmasına rağmen, beklentiler ümitsiz sorularla dolu.
Şeb-i Arus yaklaşıyor, bu dönemde ne otellerimizin doluluk oranını konuşabileceğiz, ne lokantalarımızı, ne de hediyelik eşya satan esnafımızı.
Şeb-i Arus tarihinin belki de en sönük günlerini yaşayacak.
Korona kimsede ne tat bıraktı, ne tuz.
Turizm sektörünün temsilcisi olanların, bu sektörde yıllardır emek verenlerin yerinde ve mahallinde gönüllerinin alınması gerekiyor sevgili siyasilerimiz.
Meclis açıldı, Mecliste işimiz çok diyebilirsiniz.
Mahalli siyasetçilerimiz işimiz şöyle yoğun, böyle yoğun diyebilirler. Büyüklerimiz ve siyasilerimiz böyle günlerde lazım değil mi?
KORONANIN YARALARINI SARMAK KOLAY DEĞİL!
Turizm Sektörü bir şehrin bahtını ve şansını açabilecek bir sektör. Bu şehrin kültür ve turizm zenginliğini canlandırmak, coşku ve heyecanını ayakta tutmak, Yerel yönetimlerin desteğiyle mümkün. Konya bu coşkuyu yakalayabilecek güce de, coşkuya da sahip.
Elinde çok geniş imkanlar var. 2020 gibi ülkemizin tamamını etkileyen Koronavirüsün yaralarını ancak kültür ve turizme ağırlık vererek sarabiliriz.
Şenlikler, festivaller, fuarlar 2021 yılının dolu dolu geçirilmesine vesile olacaktır diye düşünenlere katılıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.