Ülkem ateş topunun içinde!
Ortadoğu’daki devletlerin sözde hamiliğine soyunan başta ABD olmak üzere büyük devletler “özgürlük getireceğiz” vaadi ile o mutlu ülkelere kan ve gözyaşından başka bir şey bırakmıyorlar.
Son olarak ürettikleri DAEŞ’i ülkemiz üzerine çeşitli oyunlarla musallat etmeyi başardılar. Önce Suruç katliamını yaptılar sonra bir komutanımızı şehit ettiler. Ülkemiz üzerindeki kirli emellerinden hiçbir zaman vazgeçmeyen şer güçler yine ülkemiz üzerindeki çatışmaları alevlendirmeye başladılar.
Son günlerde adeta sözleşmişçesine işbirliği edercesine DAEŞ, PKK ve daha bir çok batılı ülke ve Siyonist İsrail devletinin destekleri ile ülkemizde çatışma ve terör eylemleri yaparak ülke ekonomisini çökertmek, ülkede kaos yaratmak ve böylece asırlardır arzu ettikleri kirli emellerine kavuşmak için her türlü bela ve şerden fayda umuyorlar.
Onlar bu kötü emelleri için çırpınırken asker polis ve sivil kadın kız çoluk çocuk ayırt etmeksizin öldürmeye devam ederlerken bizim gafiller ise onların bu emellerine çanak tutuyorlar. Doğrusu beni ve benim gibi düşünen birçok sağduyulu ülke insanının canını yakmakta ve büyük bir hüsrana uğratmaktadır. Suruç’ta beyni yıkanmış bir intihar bombacısı çıkıp bomba atıyor yaptığı şeyi ne uğruna yaptığını dahi bilmeden onlarca insanın ölümüne sebep oluyor kendisi de köpek ölümünde ölüp gidiyor. Bir diğer hain örgüt PKK ve ona yardım eden yandaşları ise bir haftadan beri yol keserken Tırları iş makineleri gibi araçları yakarken niyetinin ne olduğunu belli ediyordu. Ardından üst üste şehitlerimizin gelmesi bunların hiçbiri tesadüfi değil. Ülke üzerinde oynanmakta olan oyunun birer parçası...
Kanaatimce iyi niyetle yapılmış olan çözüm süreci erimekte ve çökmekte olan bir PKK örgütü için kurtuluş ve toparlanma süreci olmuştur. Ülke idarecilerinin bütün iyi niyetlerine karşın bu örgüt ve onun meclisteki temsilcileri asla emellerinden vazgeçmemiş hatta bunu gerçekleştirebilmek için türlü hile ve yalan dolanla oylama taktiği uygulamış ve bunda da başarılı olmuştur.
Hatırlayın çözüm sürecinin hemen akabinde doğu illerinden onlarca çocuğu dağa kaçırıp anaların babaların aylarca ağlamalarına rağmen geri vermemeleri bunun bir işareti idi. Akil adamlar denen bazı hükümet karşıtları ise ne yaptıklarını bilmediğimiz bir şekilde sanrım örgüt ile işbirliğine girdiler. Çünkü sanatçı geçinip bu ülke insanının paraları ile lüks hayat yaşayanlar hükümet düşmanlığı bir Erdoğan düşmanlığı ile ülkeye ne gibi zarar veririz diye adeta yarışmışlardır. Ayrıca akil adamların pekçoğu seçimde HDP’yi desteklediler. Erdoğan’a da ülkeye de ihanet ettiler.
İsteklerini kısmen almalarının sevinci ile AK Parti hükümet kuramayacak olunca bu boşluktan yararlanmak için yine kudurmaya ve kandan terörden beslenmeye başladılar. Niyetlerini dış düşmanlarında isteği üzerine açıkça meydana vurmaya başlamışlardır.
Şimdi sırtını PKK’ya dayamış ve onun uzantısı olan bir partiyi 80 milletvekili ile cesaretlendiren güya ülke sevdalısı olduklarını iddia eden gafiller bu pisliklerini temizlesinler de görelim. Eğer içerisinde bulunduğumuz gemi batarsa onlar kendileri kurtulacaklarını sanıyorlarsa büyük bir gaflet içinde olduklarının farkında olurlar mı bilmiyorum, ama vakit çok geç olacaktır.
Bizler neler yapıyoruz? Ülkenin birçok yerinden şehit haberleri bombalama haberleri gelirken birlik beraberlik içinde kenetlenmemiz gerekirken bir bakıyorum ülkemde yayın yapan televizyonların çoğunda türkülü şarkılı örf adetlerimize uymayan programlar var. Sanki ülke güllük içinde imiş gibi yanı başımızdaki komşumuzun asker ailesinin polis anasının acısını duymamak ona karşı vurdumduymaz olmak abesle iştigalden ve nemelazımcılıktan başka bir şey değildir. Hani İslam kardeşliği, hani ülke kardeşliği, hani kendimiz için istediğimizi Müslüman kardeşimiz içinde istemedikten sonra tam iman etmiş olamayacaktık. Bir ilde bir evde gözyaşları kan olurken diğer bir beldede veya şehirde televizyonda vur patlasın çal oynasın bizim kardeşliğimize yakışmıyor. Biz nasıl böyle bir millet olduk? Nasıl bizleri bu duruma getirdiler? Bu fitne ve kıskançlık bencillik tohumlarını kim ekti üzerimize bilemiyorum. Biz böyle gidersek daha çok bela ve musibetlerle karşı karşıya kalırız. Artık birlik olmanın kenetlenmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Allah ordularımıza güvenlik güçlerimize güç kuvvet versin. Onları iç ve dış düşmanlar karşısında daima muzaffer eylesin. Allah cennet vatanımız üzerinde kirli emelleri olan iç ve dış mihrakları kahretsin. Onları kendi zehir küplerinde boğsun inşallah. Onların emelleri hiçbir zaman gerçekleşmeyecek ancak bizimde bu ülkeye sahip çıkmamız ve kenetlenmemiz gerektiği bir gerçektir. Yok, şu şöyleydi yok bu böyleydi diyerek eften püften ceviz kabuğunu doldurmayan sebeplerle birbirimize kızmak kin beslemek, düşmanlık etmek ülkemizin ve bizlerin zararınadır vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.