Dostun ardından
Bundan elli küsür yıl önceydi. Bursa Eğitim Enstitüsünü yatılı olarak kazanmıştım. Eski öğrenciler, yeni gelenleri karşılıyorlardı.
Okul kantininde bana ilk hoş geldin diyen, ilk elini uzatan oydu.
Güler yüzlü, samimi yaklaşımlıydı.
Ben dedi Zeki Çekiç…Fethiyeliyim.
Daha sonra adına Mektebi Şahane diyeceğimiz okulumuzda bana uzanan ilk dost eli, ilk arkadaş eli o eldi.
Zeki Çekiç’in eli…
Benden bir devre öndeydi. Devre kaybı yaşayınca, 1974’te birlikte mezun olmuştuk.
Sınıfımızda iki Fethiyeli arkadaş daha vardı. Salih Çaçaron ve Hamit Gökçe…Diğer Sosyal Bilgiler sınıfında ise bir başka Fethiyeli Ali Korba vardı…
12 Eylül sonrası 1983 yılı başında, Nevşehir-Gülşehir Lisesi Müdürlüğüne atanmıştım.
Aradan iki yıl daha geçti. İlçelerde İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri kuruldu.
Bursa Eğitimden okul arkadaşım olan Avanos- Özkonaklı Mustafa Demir, Hacıbektaş İlçesine, Manisa-Somalı Erol Sunat Gülşehir İlçesine İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak atanmıştık.
Nevşehir Milli Eğitimde okulumuzdan üç arkadaşımız vardı. Fethiyeli Zeki Çekiç Nevşehir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı…Silifkeli Orhan Dur ve sınıf arkadaşım Elazığ- Maden’li Mehmet Ali Talayhan Milli Eğitim Şube Müdürüydüler.
Her toplantıda bir aradaydık. Yine okul arkadaşlarımızdan Mersinli Hikmet Koç, Nevşehir Kız Meslek Lisesi Müdürü Nilgün Koç’la evliydi. Fırsat bulduğumuzda Hikmet kardeşimizi de ziyaret etmeyi ihmal etmezdik.
Nevşehir İl Milli Eğitim Müdürleri Esat Sağcan, Mahmut Özdil, Hasbi Kıyaklı ve Budak Kırzıoğlu dönemlerinde bir aradaydık.
******
Oğlum Alperen Nevşehir Anadolu Lisesi hazırlık sınıfında okuyordu. Karşıdan karşıya geçerken bir taksi çarpmış. Telefon çaldı. Baktım Zeki Çekiç.
Erolcuğum sakin ol dedi, Alperen’e taksi çarpmış, korkulacak bir şey yok, diye olayı özetledi.
Arabası olan Sivas Koyulhisarlı öğretmen arkadaşım Cafer Canikli hemen arabasıyla geldi, Gülşehir-Nevşehir arasındaki on yedi kilometrelik o yolu yani Nevşehir Devlet Hastanesine nasıl gittim hatırlamıyorum.
Zeki kardeşim, oğlum hastaneye getirildiğinde hastanedeymiş, benim adımı duyunca oğlumu muayene olması gereken servislere kucağında taşımış. Ben yetişene kadar yapılabilecek her şeyi yaptırmıştı.
Beni görünce geçmiş olsun dedi boynuma sarıldı.
Zeki kardeşimle birlikte kolu askıya alınan oğlumun yanına girdik.
Bu olayı unutmam mümkün mü?
*****
Mektebi Şahane hüzün dolu yıllarını yaşıyor. Son birkaç yılda, hatırlayabildiğim kadarıyla Merdan Binboğa, İbrahim Ünal Avşar, Halil Karaca, Adil Aksoy, Faruk Pilatin, Hayati Ünvermiş ve Zeki Çekiç kardeşlerimiz rahmeti Rahmana kavuştular.
Cenazelerin bir araya ancak getirebildiği insanlar olduk. Yaşlarımız yetmiş küsür.
Ne kadar kronik rahatsızlık varsa hepsinden birer ikişer tanesi çoktan kolumuza girdi.
Sen nereye ben oraya demeye başladılar da kabul edenimiz var, etmeyenimiz var.
Hani o içli şarkı, “Erken ağardı saçlar, yılların günahı ne…” diyor ya…
Yılların, yolların, keder ve elemlerin, sürgün ve vurgunların saçlarını erken ağarttığı, her kardeşini kaybedişte, gözlerini yaşarttığı, mazinin sayfalarına daldırdığı o insanlarız biz.
Türkiye’nin her neresinde karşılaşsak, kardeşimizi bulmuş olurduk.
Meslek hayatımızda değişik vesilelerle, ancak birkaç arkadaşımızla bir araya gelebilsek de Bursa buluşmaları inanın tek tesellimiz oldu.
Bu güzel Bursa buluşmalarını hayata geçiren ve diğer illerimize taşıyan arkadaşlarıma müteşekkirim. En az kırk küsür yıl sonra tekrar görüşme ve bir araya gelme imkânı bulmak bile o kadar güzeldi ki…
Bugün, iyi ki şurada görüşmüşüz, iyi ki şu ilde birlikte çalışmışız diye teselli olabiliyoruz.
*****
Okul arkadaşlarım kendilerine verilen görevlerde çok başarılıydılar. Ve her daim daha üst görevleri de yapabilecek liyakat ve ehliyete sahiptiler.
Rahmetli Zeki Çekiç’te bu isimlerden biriydi…
Yaşadığımız siyasi dönemler, bizler gibi düşünen birçok ismi daha üst görevlere getirmemek için elinden ne geliyorsa yaptı. Her iktidar değişiminde, dokunulmaması gereken isimler olarak kamuoyunda konuşulsak da ilk alınan, ilk sürülen okul arkadaşlarım oldu.
Bazı arkadaşlarımıza yıllarca vekil Müdürlük yaptırıldı. Asaletleri bir türlü verilmedi. Siyaset verdiği sözleri hiç tutmadı. Arkadaşlarımız alındı, Bölge İdare Mahkemelerinden geri döndü, lakin görevine dönemedi. Döndüğü gün bir de baktı ki, yeni bir kararnameyle karşı karşıya…
Hani o türkü de “Neden saçların beyazlanmış arkadaş” diye soruyor ya…
Rahmetli Zeki Çekiç’inde bembeyazdı saçları…
Rahmetli Ferdi Özbeğen, “Ah o günler o günler / Bir günlük mutluluğa / Bir ömür alıp gittiler” demişti.
Adil Turan, “Türkiyem” şiirinde, “Vurulmuşum toprağına taşına, / Yerde gezen, gökte uçan kuşuna. / Baharına, yazına, kara kışına / Vurulmuşum.” diyordu.
Hislerimize tercümandı o güzel şarkılar, o güzel dizeler…
*****
Ağabeylerimiz seksenli yaşlara dayandılar, bazıları sekseni de aştı. Benim emsallerim yetmişli yılların ortalarına erişti.
Bizim arkadaşlarımız, vefalı arkadaşlardır. Çok sıkıntılar çektiler. Kan kusup kızılcık şerbeti içtim diyenlere en hakiki örnektir benim arkadaşlarım. İşte o kızılcık şerbetini içmeyenimiz yoktur aramızda…
Duyarlıdırlar, duygusaldırlar. Candandırlar. İnsan kıymeti bilirler. Mektebi Şahanede başlayan o arkadaşlıkları hiç eskimeyen, her karşılaşmada tazelenen, yenilenen, çiçek açan, gürleşen, dahada birbirine bağlanan tarifi zor, yazıya dökülmesi güç bir dostluk bizimkisi…
Dostluğunda, kardeşliğinde, arkadaşlığında hası. Biz birbirimizi gördüğümüz de aradığımızda, buluştuğumuzda kardeşimizi görür, kardeşimizle buluşur gibi oluruz dememiz o yüzden.
*****
Bu coğrafyada atmosferi bir diğerine benzemeyen, kendi içinde bambaşka bir havaya sahip kadim şehirler var. İstanbul gibi, Bursa gibi, Konya gibi, Edirne gibi…
Kader bizleri, yetmişli yılların başında Bursa’da buluşturdu. Bir araya topladı. Kaynaştırdı, birleştirdi, dost eyledi, kardeş eyledi, haldaş eyledi, sırdaş eyledi, gönüldaş eyledi, adı Türkiye olan bir sevdayı ülkü eyledi.
Mektebi Şahane dediğimiz Bursa Eğitim Enstitüsü, bizler yaşadığımız sürece, ömrümüzü tamam edinceye kadar bizlerle birlikte yaşayacak. Bizlerin dostluğu da pazara kadar değil mezara kadar sürecek, devam edecek…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.