Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Abdullatif Camii’nde olağanüstü manzara

Abdullatif Camii’nde olağanüstü manzara

  • Abdullatif Camii’nde bulunan minber ve mahfil Selçuklu döneminde yapılan ahşap işçiliğinin en saf örnekleri arasında yer alıyor. Bu caminin avlusunda son derece olağanüstü bir gökyüzü olayına şahit oldum.

 

Mardin’deki tarihi eserleri, medrese ve camileri gezmeye devam ediyoruz. Mardin’deki tarihi yolculuğumuzu yaparken karşıma o kadar çok efsane çıkıyor ki, eski Mardin’in, daha eski halini anlatan en eski fotoğraflara baktığımda; o resimlerdeki Mardin’in daha doğal ve daha natürel ve kadîm bir şehir olduğu ortaya çıkıyor. Bu resimlerin altındaki yorumlardan birisinde, “Has, doğal organik, lakin şimdi olmuş tam GDO'lik!!” şeklinde yapılan yoruma hak verdim.

Günümüzdeki Eski Mardin ile daha eskilerde fotoğraf karelerinde kalan eski Mardin arasındaki yedi farkı bulun deseler, inanın o farkları bulmakta pek fazla zorlanmazsınız. Ben, Konya’dan kalkıp Mardin’i gezmeye geldiğime göre, o fotoğraflara baktığımda değişikliği gözlerimle müşahede ettim.

 

Abdullatif (Latifiye) Camii

Abdullatif Camii’nin çay odasında Kur’an okuyan Mardinli kardeşim ve tevafuken karşılaşarak tanıştığım tarihçi Mehmet Selim Parlakoğlu ile işte o eski Mardin’e doğru bir yolculuk da yaptık. Neler anlatmadı, neler…

Abdullatif Camii’nin en öndeki giriş kapısının “çakma kapı” olduğunu ondan öğrendim. Baktığınızda, o giriş kapısının eski ve tarihi bir kapı olduğunu sanmanız içten bile değil. Bu kapıyı büyük bir ihtimalle Abdullatif Camii tabelasının altında büyük harflerle taşa kazınan “Latifiye Camisi onarımı 2003 -2006 tarihlerinde Mardin Necmettin Mahallesinden Ahmet

oğlu Münir Çağlar tarafından yaptırılmıştır” notunda adı geçen o mahallenin en varlıklı kişisi tarafından yaptırıldığı anlaşılıyor.

Abdullatif Camisinin asıl kapısından avlusuna geçmeden kapının sol tarafında duvara asılı vaziyette duran ve en aşağısında “T.C. Mardin Valiliği” yazısını okuduğumuz tabelada şu satırlar yazılı: “Portal kitabesinden de anlaşılacağı gibi yapı 772 Recep Ocak 1371 de Artuklu Sultanlarından ikisine hizmet etmiş olan Abdullatif tarafından yaptırılmıştır. Bugünkü minare ise 1845 yılında Musul Valisi Gürcü Ahmed Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Plan: Mardin’de ama mekânı enine gelişme gösteren avlulu büyük camilerdendir. Kare bir mekanı kaplamakta olan yapı kuzeyi revaklı bir avlunun güneyinde yer alan orta bölümü kubbe ile örtülü, mihrap duvarına paralel iki nefli bir ana mekandan meydana gelir. Doğuda ana mekanla avlunun birleştiği yerde bulunan anıtsal portali ve simetriğinde bulunan basit bir kemerli kapı, yapının iki girişinde bulunan basit bir kemerli kapı, yapının iki girişini meydana getirmekte, Kuzey-Doğuda tek bir minare yükselir.”

 

GÖKYÜZÜNDE OLAĞANÜSTÜ OLAY

Mardin’de şimdiye kadar görmediğim ve yaşamadığım olağanüstü bir olaya bu camide şahit oldum. Gökyüzü birden karardı ve sonra sarı bir renge bürünerek aydınlandı. Arkasından ise hafif bir yağmur başladı. Çakan şimşek ve gök gürültüsünden korkan güvercinler uçuşmaya ve benim yüreğim de hızlı bir şekilde atmaya başladı.

Toz bulutlarıyla sararan gökyüzü caminin minaresi ile kubbesine son derece harikulade bir güzellik kattı. Bana da bu ânı fotoğraf makinamla çekerek karelere sığdırmak kaldı. Yağmurla birlite gökyüzünden yeryüzüne çamurlu su yağdı dense yeridir.

 

YARIN: Mardin Kalesi Efsanesi ve Evliya Çelebi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR