ADAM, HATIRAN YETER...
1993 yılıydı... O dönem tabi kasetler meşhur. Aslında 1990 yılında piyasaya çıkan bir kasetti Ferdi Tayfur’un “Hoşça kal” kasedi, biz 93 yılında almıştık. Ve o kasette bir şarkı vardı, adı “Hatıran Yeter”... O çocuk sayılabilecek yaşta bile defalarca dinlemiştim. Hatta fotoğraf makinelerinde kullanılan 24’lük ve 36’lık pozların çok pahalı olduğu ve bir resmin bile çok kıymetli olduğu o dönemde kasedin kabının fotoğrafını çekiyordum falan, o denli hayrandım düşünün. Dedim ya o “Hatıran Yeter” şarkısını teybin geri sarma tuşunu bozma pahasına sarıp sarıp tekrar dinliyordum, kasedi çıkarıp kalemle sarmak aklıma gelmemişti demek ki!
İşte böyle anlamlar ifade ediyordu bu parça benim için. Çocukluktan gençliğe adım atma dönemlerimizde yani kafanın tam terelelli olduğu zamanlarda insan hayatına bir kaç şarkı böyle etki eder diye düşünüyorum, biri de Hatıran Yeter parçasıydı benim için. Hala dinlerken tüylerim diken diken olur, gözlerim dolar, eskilere giderim.
Yıllar sonra çok sevdiğimiz Konyaspor’umuzun başına bir ADAM geldi. 2006 yılıydı. Konyaspor’umuzun başında aslında ustalık dönemine hazırlanıyordu o ADAM. O dönemki futbol anlayışına göre 1 sene kalmasına rağmen Konyaspor’a zor deplasman dedirtmişti. Çok uzun soluklu olmadı bu dönem ve 2006 sene sonunda ayrıldı Konyaspor’umuzdan.
2014-2015 sezonu sancılı başlamıştı bizim için. İlk 7 haftada toplanan 6 puan, tehlike çanlarının çaldığını gösteriyordu. 2-0’lık Kasımpaşa yenilgisinden sonra ADAM tekrar göreve geldi. Ve Konyalı için, Konyasporlu için o peri masalının startı verilmişti. O sezon takımı ilk 8’e sokan bu ADAM, bir sonraki sene “bazı aklıevveller tarafından pekçok belden aşağı neden bulunarak” kovulmak istense de bu ortama aldırmadan, sadece kendisine inanan bir grup taraftar ve belki de efsane olacak o oyuncu grubuyla ligi 3. sırada tamamladı. UEFA Avrupa Ligi demekti bu bizim için. Hiç yaşamış mıydık bunu, hayır tabii ki de. Sonraki sene yine o “virüsler” meydana çıktı ve bu ADAM’ın Konya’da “en azından 1 sene daha kalmak istemesine rağmen” tüm çalışma ihtimallerini sıfırladı. O psikolojiye rağmen ADAM giderayak Türkiye Kupasını da kazandırdı bu şehre. Bu da UEFA Avrupa Ligi demekti. Gittik, puanlar aldık, tecrübe kazandık ve geldik.
Şimdi gelelim kuru fasulyenin nimetlerineeee... Konyaspor’da geçirdiği 2.5 seneden fazla sürede bu ADAM için o bahsettiğim azınlık grup olarak bizler hep sabredilmesi gerektiğini söyledik. Hatta Marica’nın gönderilmesi hususunda bana “Senin hocan gönderdi” bile dendi. Benim hocamdı o dönemler evet. Hele o ilk sezondaki sancılı dönemlerde, ikinci sezondaki iniş çıkışlarda o ADAM sadece ben ve benim gibi düşünen 300-500 hadi bilemedin 1000 kişinin hocasıydı. Doğrudur. Ama başarılar ardı arkasına gelirken Kulüpler Birliği toplantılarında oturuşu bile değişen bu şahıslar, sonrasında tüm başarıyı sahiplendiler. Biz ise tüm bu adaletsizliklere rağmen sustuk ve asıl yerimiz olan tribünlerden şunu haykırdık gözlerimiz dola dola, tıpkı o eski günlerdeki gibi;
Bir yanda yaşanan o güzel günler,
Bir yanda Aykut’la Kocaman düşler,
Seni yaşatacak neler var neler,
Bir gün gitsen bile HATIRAN YETER...
Şimdi görüyorum ki, o dönem bu “virüslerin” gazına gelip, “Yan pas istemiyoruz, dikine futbol hakkımız, aralara top atan 10 numara izlemek istiyoruz, takla atan bir forvet bulamadık, transfer yap hoca, yap hocaaa, transfer yapsana hocaaaaa, yap, yappp, yapppp, biz 200 TL’ye kombine aldık kardeşimmm, ZEVK almak istiyoruz ZEVK” diyenler şimdi bu ADAM gelsin istiyorlar, hashtag açıyorlar vs vs.
Hâlâ boş yapıyorsunuz, tanımıyorsunuz hocayı. Dedik ya beyler o bir kere ADAM diye. ADAM, halen sözleşmesi devam eden bir teknik direktörü olan kulüple görüşmez, bunu ayıp sayar. Emin olun kendisi burada olsa ve fikri sorulsa “Şuan Rıza Hoca görevde ve bence bunu dillendirerek çok ayıp ediyorsunuz” cevabını verirdi. Evet beyler bizler de Rıza Çalımbay Hoca’ya ayıp ediyoruz. Geldiği günden bu yana hangi zihinden yönlendirildiğini az çok tahmin ettiğim fikirler yüzünden hem futbolcu kardeşlerimiz, hem taraftarlarımız olumsuz yönde etkileniyorlar. Bunu yapmayın. Sadece bunu söylüyorum. Evet hocanın da hataları var ki bunları önceki yazılarımda da belirttim ama geçen sene ne durumda olduğumuzu da unutmayalım. Önceki sene de iyiydik demeyin bana, siz o zaman da mutsuzdunuz yukarıda saydığım nedenlerden dolayı. Ayıptır, yazıktır, günahtır.
Bizim güzel bir lafımız var konuyla ilgili; Yuva Yıkanın Yuvası Olmaz diye, Bu sefer bari yıkmayın...
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.