Akıllı Telefonlar Muska mı?
İçinde dinî ve büyüleyici bir gücün saklı olduğu sanılan, taşıyanı, takanı veya sahip olanı kimi zaman zararlı etkilerden koruyup iyilik getirdiğine; bazen ise zarar vermek için yapıldığına inanılan bir nesneye muska deniliyor.
Yıllar önce bu cep telefonları modern muskalar gibi diye bir yazı yazmıştım. Bir süreden beri cep telefonları ile muskalar arasındaki ilişki yine zihnimi kurcalıyor.
Siz muska deyince yukarıdaki tanıma benzer şeyler düşünürsünüz. Ben de öyle zannederdim, lâkin siz oradaki zararlı etkilerden koruyup iyilik getirdiğine inanılan lâfına çok fazla takılmasanız iyi edersiniz, çünkü her muska iyilik getirmiyor.
Peki, nedir bu iki şeyin ortak paydaları? Bu konuda epeyi kapsamlı bir araştırma yaptım. Merak etmeyin burada sizleri o teorik bilgilerle sıkacak değilim. Zaten çok da önemli değil, bize ne muskayı kim ne zaman kullanmış mitolojide şu anlama gelirmiş felsefede bu anlama gelirmiş… Çok da önemli değil.
Yalnız bir noktada muska önem arz ediyor. Bazen modern tıbbı şaşırtan çözülemeyen olaylarda hocaların ya da medyumların muskalarından yararlanılıyor. Bu dediğim gibi sadece bir inanç. İnanmak ya da inanmamak size kalmış.
Filmlerden falan hatırlarsınız, adamın birinin boynuna bir muska takılır ve o adam artık hep kontrol altında tutulur. Sürekli izlenme ve gözetim altındadır. Attığı her adımdan, yaptığı her işten haberdar olunur. Peki, kimin haberi olur? Eee tabii ki muskayı hazırlayan akıllının.
Bazen bu durum muskayı taktıktan sonra kölelik haline bile dönüşür. Muska mağduru sahibine râm olmuştur. Ne çare ki bir hoca gelip o muskayı bozmazsa kişi hep aptal gibi dolaşır…
Biliyorsunuz dünyadaki her insanı kontrol altında tutmak imkânsız bir hadise. Bütün insanlığın konuştuğunu dinlemek yaptıkları her şeyden aldıkları nefesten haberdar olmak düşününce olanaksız gibi geliyor.
Öyle ya, atçılık-avcılık oynar gibi her insana bir kement atıp boynuna muska takamazsınız. O zaman ne yapıp ne edip her insanın muskasını kendisi almasını sağlamanız gerekir.
İnsan bu, aptal değil! Allah akıl fikir vermiş, öyle kendi yararına olmayan bir şeye hemen atlamaz. İllâki bir çekicilik arar. Bu çekiciliğin adı ne olsa beğenirsiniz? İletişim. Ne devasa bir mantık abidesi böyle bir işlemi devreye sokmuş, insan hayret ediyor…
Bakın birileri bizleri kontrol altında tutmak için üzerine bizden para alıyor. Her sözümüzü her hareketimiz A’dan Z’ye inceliyor ve sonrada bizden masraf parası alıyor. Alın size sözün bittiği nokta…
Belki bizler öylesine gariban birer halk çocuğuyuz, kimsenin etlisinde sütlüsünde gözümüz yok. Bize dokunmasınlar da ne yaparlarsa yapsınlar, diyoruz. Kimi dinlerler ise o düşünsün hakikaten bize ne!
Bir zamanlar muskalar ile yapılan dünyayı sahiplenme trajedileri bugün daha modern şekilde yapılabiliyor. Bu aklınızın bir köşesinde dursun. Çünkü teknoloji denilince beynimizde hep iyi şeylerin belirdiği evre çok gerilerde kaldı.
Birçoğunuza enteresan geleceğine inandığım cep telefonu-muska bağıntısı, aslında hayatımızın tam ortasında. Yine mahremiyete ve ‘özel’ kelimelerine yapılan bir suikast söz konusu. Yine birilerinin bitmek tükenmek bilmeyen hırsları söz konusu…
Hepimiz yaşamıyor muyuz? Pırt diye bir mesaj geliyor; gündemimiz, yapacağımız işimiz gücümüz her şeyimiz değişiyor. Alışveriş alışkanlıklarımızdan tutun gidip geleceğimiz yerlere kadar her şeyimizi şuanda akıllı telefonlar belirliyor.
Resmen iradeye hükmediliyor. Çoğumuz elimizde bu aletler olmadan psikolojik olarak eksik hissediyoruz. Kendimizi kaptırdığımız zaman saatlerce gözlerimizi ondan alamıyoruz.
Tabii ki biz yine cep telefonlarımızı kullanmaya devam edeceğiz. Artık yapacak çok fazla bir şey yok. Onlar ve biz ayrılamayız. Onlardan kopamayız. Onlar artık geceleri bile birçoğumuzun kucağında uyuyor. “İletişim sanattır.” Öyle değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.