Bugün inanılmaz doluyum. Bütün bunlara rağmen kimseyi haksız yere kırmamak adına bugün de sadece dünden bugüne bazı gelişmeleri sizlerle paylaşmaya çalışacağız.

SELÇUK AYDINALP ABİ

SABAH SABAH YİNE AĞLATTI

Dün sabah gelen üçüncü telefon dost isim sanayici iş adamı dost büyüklerimizden Selçuk Aydınalp idi. Selçuk abi selam sabah demeden “Uğur abi bugünkü yazın ile inan beni dağıttın” deyiverdi.

Biz yazılarımızı bir gün önceden yazıp o günde yarın için kafamızda bazı şablonları oluşturduğumuz için o gün ne yazdığımızı unuturuz.

Selçuk abi böyle bir giriş yapınca gayri ihtiyari sordum “Hayırdır abi yine ne yazmışız?”

“Abi vallahi bu işten hepimiz sorumluyuz. Yazını hem okudum hem de ağladım” diyordu ama biz öyle bir hengâmenin içinde idik ki hala Selçuk abinin neyi kastettiğini çözememiştik “Abi özür dilerim. Vallahi o yazıyı dün yazdığımız için dünde kaldı kime ne yapmışız?” diye bir daha sordum.

“Abi şu görme engelli kızımızı yazmışsın ya. İnan bu şehirde yaşayan bir insan olarak kendimden utandım. Biliyorum bu yazıdan sonra bu kızımıza çok sahip çıkan olur. Ama Allah rızası için senden bir ricam var. Bir daha böyle bir durum ile karşılaşırsan direkt beni ara ve sakın ola ismimi falan da yazma”…

Evet doğru söylüyordu. Selçuk abiye Fulya’nın halini annesini babasını anlatırken yine ağlamaya başlamıştım. Kelimeler boğazımda düğümleniyor konuşamıyordum. Bir yandan üzülüyor bir yanda da birilerine yüreğimden inanılmaz küfrediyordum.

Tek kelime ile yine bir gün öncesine gitmiştim. Ta ki Seyit Küçükbezirci abiyi televizyon programına almak için ofisine gidinceye kadar.

Bu şehrin temiz koca yürekli iyi niyetli reklamı sevmeyen Allah rızası için güçleri ölçüsünde yardım sever insanları çok. Ve biz bugün bu insanların yardım ettiği ve aldığı dualar güler yüzler ile yaşıyoruz.

Ne olur bunları asla unutmayalım.

ADLİYE ÇALIŞANI BUNU YAPARSA…

Geçtiğimiz hafta şu Dedeman dönel kavşağının hemencecik yanı başında kurulan meşhur Salı Pazarının normal akan trafiği tıkayan çok çirkin kuralsız yasa dışı ana caddeyi işgal durumu yazmış ve yöneticilerimizin görevlerini yapmadıkları için beddua aldıklarını yazmıştık ya…

İşte o yöneticiler ve görevliler bu salı görevlerini eksiksiz yapmanın gayreti içerisindeydiler.

FOTO 1

Gerçekten de yollar kaldırımlar tertemiz açılmıştı. Büyükşehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü çalışanları ile Trafik polisi ekipleri gün boyunca bölgede idiler. Öğleden sonra bu kavşaktan üç saat ara ile bilinci olarak iki kez geçtim. Vallahi de billahi de tek sorun olmadan araç trafiği akıyor yayalar kaldırımlar boş olduğu için kaldırımdan gidiyorlardı.

Konuya hassasiyet gösteren yöneticilerimize ve çalışanlarına huzurlarınızda teşekkür ediyoruz.

Bizim dikkatimizi ise yani bu güzelliği ise sadece bu görüntü bozuyordu.

Bu aracın sahibi kendisine müdahale etmeye çalışan Zabıta görevlilerine Adliye personeli olduğunu söylüyor dahası işi biraz daha ileriye götürüyor ağzını bozuyor ve Belediyeye bu durumu şikayet edeceğini belirtiyordu.

Makamı, mevkisi, kurumu, kuruluşu kim olursa olsun herkes kurallara uymak zorunda değil mi?

Hele hele bir de Adliye gibi adaleti savunan bir kurumun personeli ise bizce daha da hassas olmak zorundadır diye düşünüyoruz.

FERHAT SÖVER BEY, KEŞKE SÖVSE BUNDAN DAHA İYİ İDİ…

Yayın grubumuzun alanlarında görevli editör arkadaşlarımız zaman zaman bize yapılan yorumlar ya da yazılar nedeni ile uyarırlar.

Dün de Ferhat Söver rumuzlu okurumuzun yorumu için ayni uyarıyı yaptılar.

Bakın Sayın Söver bizim dünkü yazımıza nasıl bir yorum yapmış;

“Bu şehrin bu halinde birinci sorumlu siz değerli basındır abi. Somut olayları pas geçtiniz dedikoduları haber yaptınız. Siyasilerden gelecek üç kuruş uğruna şehrin talanına göz yumdunuz köşelerinizi birilerini tehdit için kullandınız yanlışa yanlış demek yerine o haber kaç para getirir ona baktınız STK çöplüğünde gezen adamları adam yerine koydunuz.

Siz merak etmeyin o kızımız Boğaziçi’nde okur Amerika’da yüksek lisans yapar orada da kalır zaten. Allah onun her zaman yolunu açacaktır. Çünkü onun Allah’tan başka kimsesi yoktur. Zaten Allah bize vekil olarak yetmez mi be abi.”

…………

Bu yoruma inanın çok üzüldüm. Eğer bu şehrin bu halde olmasında ben birinci derece sorumlu isem, ben tüm Konya’dan özür diler, helallik beklerim. Aksi takdirde Ferhat Bey’in önce bizimle bir helalleşmesinin gerektiğine inanıyorum.

Ferhat Bey bizi böyle töhmet altında bırakacağına sövse bu kadar üzülmezdim doğrusu.

Biz yine her okurun görüşüne saygı duyarak işi Cenab-ı Allah’ın adaletine havale edip Ferhat Bey’e yazımızı okuduğu için üstüne üstelik de bir yorum yazma zahmetinde bulunduğu için teşekkür ediyoruz.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Münafığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yabancı plakalı gurbetçilerimiz Konya’ya dahası Türkiye’ye geldikleri zaman trafik işaret ve kurallarına uymayı unutmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.