Bana Mutlu Bir Yalnızlık Gösterin
Yalnızlığını aşamayanın yalnızlık üzerinden mutluluk elbisesi bir sirk palyaçosunun üzerindeki elbiseyle aynı kumaştan… Eğlencelik ve seyirlik… Kalabalıklardan çıkıldığında, insanın kendi kendine baş başka kalmasıyla yalnızlığa serenatlar, yalnızlığa öfke ve acıyışlarla sürdürür varlığını.
İnsan yalnız yaratılmış olsaydı yalnız yaratılmış olurdu.
Aşkın, sevgini, şefkatin ve umudun kapılarını insan kendi yüzüne kapatır. Hoş, bu kapının üzerinde kalabalıkların parmak izleri de vardır. Kimse kendini yalnızlaştırmaz. Ancak yalnızın, yalnızlığa bağımlılığı, yalnızlık korkusundandır. Bir an yalnızlıktan da yüz geri yapılırsa insan nereye gider? Kutsal paradoks.
Yalnızlığın mutluluğu üzerine söylenen bütün sözler kalabalığa övgüdür.
…
Kalplerimizi açmaya korkumuzun sebepleri vardır. Geçerlidir de belki bu sebepler ama kalp kalbe karşı değilse çürüme başlar. Hislerimizin çürüyüşü bizi yalnızlaştırmaz tam aksine kalabalığın içine iter ve orada kendi kendimize söylenir dururuz: Kimse beni anlamıyor.
Beni de kimse anlamıyor. Beni anlayan bir kişi gösterseydiniz bütün anlayışlar yıkılırdı. Anlamaktan öncesidir aslında istediğimiz şey. O da insanı anlamaya çalışmaktır. Anlayışlı olmanın gizemi de buradadır. Herkesin kendi doğrusuna inandığı şu tiridi çıkmış yeryüzünde anlaşılmaktan çok anlayışlı olmak önemlidir. İnsana insanın zulmünün başladığı yer “Seni anlıyorum” denilen yerdir aslında. Bu yalana inanmış gibi yaparız.
Kimse kimseyi anlayamaz. Anladığımızı sanırız. Anlayışlı olmanın anlama karşısındaki en önemli avantajı dinliyor olmaktır. Dinlemekte sabrın etrafında sema yapar. Birisi bize “Anladım” dediğinde sus demektedir aslında. “Anladım. Sıra şimdi bende… Ben konuşacağım, ben anlatacağım ve şimdi sen de beni anlayacaksın, hadi bakalım.” Korkunç bir raund hesabı.
…
İnsanlar karşısındaki yenilgimizin temelinde de bu “anlama” baştan savmalığı yatar. Henüz insan kendisini bile anlayamamışken karşısındaki nasıl anlasın.
…
Kime yeni bir iman önerebiliriz?
…
Ben sadece yeryüzünü ve gökyüzünü sevmek istedim. İnsanın marifetli bencilliğinden bıktım. İnsanın anlamanın içindeki anlamı yakalayamayışından da bıktım.
…
Yalnızlığı hatırlatmadan kim sevebilir beni?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.