Ben Konya Belediyeciliğini ülkemin önder belediyeciliklerinden sayanlardandım. Son zamanlarda iki örnek düşüncelerimi yeniden gözden geçirmemi gerektirdi. İlki yangın felaketine uğrayan Marangozlar Sanayi Sitesi’nin imarsız olduğunun anlaşılması. Aslında imar affına en çok başvuru yapılan üçüncü il olduğumuzu düşününce Sanayi Sitesinin imarsız olmasına şaşmamak gerek. Diğer örnek daha hazin. Konya’ma hızlı tren seferleri 2011 yılında başladı. Biz Hızlı Tren Garı’nı 2018 yılında tamamlayamadık. Bitmek üzere sanırım ama peyzajıyla, çevresiyle komple bir hizmete girme söz konusu olmayacak.

Belediyecilik kentin ve kentlinin yıllar sonraki gereksinimlerini önceden görüp hazırlamaktır aslında. Günümüzde hemen her belediye benzer şeyler yapıyorlar. Büyük parklar, festivaller, güzel sosyal belediyecilik örnekleri, alt-üst geçitler, spor tesisleri, kentsel dönüşüm projeleri, restorasyon ve renovasyonlar… Fark oluşturanlar farklı şeyleri daha erken ve daha güzel yapabilenler. Adana 15 meydana 15 yarışma ödüllü heykel yerleştirmeye çalışıyor, Aydın aile tipi damızlık koyun yetiştirme projesini başlatmış, Bursa-Kayseri-Bilecik müzeleriyle ön plana geçme çabasında. Kayseri kitap kafe’leri oluşturuyor, Bolu Gölcük teleferik ve dağ kızağı projesini gerçekleştirme çabasında, her yeni doğan bebeğe meyve ağacı dikme uygulaması yapıyor. Güncel moda Millet Bahçeleri bazı illerde yapılmayı bekliyor, Bursa gibi bazı iller projeyi verdi, işi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapacak; her il ulaşımda çağ atlama derdinde, orada da İzmir-Antalya gibi bazıları işi merkezi yönetime devrettiler.

Konya’m ülkenin en erken Trafik Eğitim Parkı’nı gerçekleştirenlerden. 50 yıl önce vardı, bugün Çanakkale gibi birçok ilin gündemine yeni girdi. Yıllardır beklediğimiz arkeoparkları gerçekleştirenler oldu, teleferik projeleri artık önemli değil çünkü yeni değil. Günümüzde monoraylarla ulaşımı çözebilenler öne çıkacak. Çoğu il gurmeleri kentine getirme derdinde ama orada da Gaziantep ve Hatay UNESCO tescillerini aldılar, kalanlara geçmiş olsun. Marka kentler ödüllerle taçlanmış farklı projelerle olur. Hatay “Medeniyetler Bahçesi” temasıyla EXPO 2021’e ev sahipliği yapacak. Mimari ödüllerin en önemlilerinden “Sign Of City Awards”dan iki ödül var kentimize; Selçuklu Kongre Merkezi ve Konya Tropikal Kelebekler Bahçesi.

Belediye Başkanları artık yaşanabilir bir kent ortamı ve çağdaş bir belediye için, ilk koşul katılımcı bir yönetim anlayışını benimsemek zorunda. Toplumsal çıkarların korunması, kente karşı sorumluluk duyulması, kentli bilincinin sağlanması, doğaya karşı sorumlulukların yerine getirilmesi, bilginin paylaşılması, kent yöneticilerinin denetlenmesi, etkin ve üretken bir politikanın hayata geçirilmesi olmazsa olmazlardan. Ben Başkanımın vatandaşlara “bekledim de gelmedin” dedirtmemesini, vatandaşın kendisine kolay ulaşabilmesini diliyorum. Mümkünse “çağırmadan evimize, işyerimize gelenlerden” olsun. “Aheste çekmesin kürekleri” “iki günü aynı olmasın”. 5 yılın habersiz geçivereceğini unutmasın. Gönlü kent ve kentliye karşı sevgi dolu olsun. Yorgunum demesin. Arabaya taş koyanlarla kendine ve kentine zarar verenlere tek şarkısı olsun “affetmem asla seni”. Kimseyle dargın ayrılmasın.  Bütün sokaklarını dolaşıversin kentin. Görev süresinde o kadar iyi hizmet etsin ki görev bitiminde gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar gibi yalnız kalakalmasın yeryüzünde. En iyilerle çalışsın. Bugün yıllar sonra eski başkanlarımızdan hayırla yâdettiklerimiz gibi olsun. Unutturamasın kendisini hiçbir şey. Yaşam kültürü olsun. Takımının antrenmanına spor salonuna kösele ayakkabıyla değil en şık eşofmanlarıyla, spor ayakkabılarıyla girmeyi de bilsin, davetlerde gözleri üzerine toplatacak kadar şık olmayı da. Anla, şanla, ünle, makamla Belediye öncesinde de tanışmış olsun. Çok şey istemiyorum, en az 2024 yılına kadar kentimin Şehremini olacak ve kentimi 2050’li yıllara hazırlayacak başkandan söz ediyorum. Biraz müşkülpesent olmamı hoş görünüz lütfen. Saygıyla…