BİR ADAM Kİ
Öz babamı lise son sınıfta iken kaybetmiştim. Rahmetli uzun süre hasta yatmıştı. Babamdan 5 sene önce küçük amcamı kaybetmiştim. Amcam henüz kırkında idi. Henüz ortaokul çağında iken hastalığın verdiği sıkıntıları birebir yaşamıştım. Babam da sağlığında kardeş acısını yaşamıştı ve çok zor demişti.
Babamı kaybetmeme rağmen liseyi başarıyla bitirdim, aynı sene iyi bir puanla üniversiteyi kazandım. Üniversiteyi de kayıpsız bitirdim. O yıllar ziraat mühendislerinin tamamına hemen iş veriliyordu. İyi bir işe girdim, aynı yıl doktora çalışmama başladım. Evlilik için her şey tamamdı. Abilerimin tavsiyesi üzerine harbiden bir adam dedikleri Hacı Abi ile tanıştım. 45’li yaşlarda, uzun boylu, sanki zırh giyinmiş, aslan yürekli delikanlıdan bir adamdı Hacı Abi, hemen kaynaştık.
Hacı Abi, Kayserili, Çerkez kökenli imiş. Orta ve liseyi Kayseri’de okuduğum için ortak konular bulduk. Bir önceki damadı da meslektaşımdı. Konuşma arasında “bak arkadaş bu iş olursa damadım, olmazsa arkadaşım olursun” dedi. Çok etkilenmiştim. Konulara direkt giren açık sözlü idi Hacı Abi.
Ankara’da ziraat fakültesine yakın bir mahallede oturuyordu. O bölgede ziraat fakültesinde okuyan talebelerle yakından ilgilenir, maddi ve manevi sofralar açarmış. İslamcıyım demenin suç olduğu bir dönemde çekinmez, talebeleri toplar, Çerkez yemeklerinden ikram edermiş. Ayrıca mahallede ne kadar sohbet arkadaşı varsa onlara da ikramlarda bulunurmuş. O yıllarda Hacı Abi’nin sofrasından geçen talebeler şimdilerde 65 yaşın üzerinde olup; içlerinde rektör, GM ve müsteşar olanlar var.
Hacı Abi’yi ilginç kılan genç yaşlarda Mahmud Sami Ramazanoğlu ile yakından tanışmasıdır. O zamanın insanı davaya, manaya, sadakate ve muhabbete daha çok önem verirlerdi. Hacı Abi (Çerkez Vehbi), iyi bir şoför olduğu için Sami Efendi’nin epeyce hizmetinde bulunmuş, o da aldığını gençlere vermiş.
Hacı Abi’nin gençliği çok da sakin değildir. Babasının Çerkez beyi olması onları bölgesinde farklı kılar. Gençliğinin de verdiği heyecanla aşırılıklar gösterir ama hep de sorumluluk sahibidir. Zengin değildir, kendi yağıyla kavrulur, 5 çocuğunun geçimini sağlamak için çok çalışır, iyi ve güvenilir bir elemandır. Birikimleri ile bir kamyon alır. Bir daha olur ama biriktirmeyi sevmez. Kazancı da ailesini geçindirmeye ancak yeter. Sami Efendi ile tanışması onu çevresine göre başka bir âlemde yer tutmasını sağlar. Genç yaşta evinin geçimi ile birlikte yakın çevresiyle de ilgilenir, onları okutur, yetiştirir, topluma kazandırır.
Nakşibendi Şeyhi Ramazanoğlu Mahmud Sami Efendi ile tanıştıktan sonra çevresinde çok sevilir. Sadakat ve güven tavrını burada da sergiler. O zamana göre alışık olunmayan çok genç bir yaşta Hacı da olur. Sami Efendi ile ilgili çok hatıraları vardır. Diğer sohbet arkadaşlarına benzemez. Durumu çok iyi olmamasına rağmen, gönlü zengin, eli açık ve cömerttir de. Hafta sonları tüm ihvanı pikniğe O taşır; O getirir, O götürür, O bakar, O çeker…
Yiğitliği de cömertliği gibidir. 1970’li yıllar siyasette dindar insanın ben de varım dediği yıllardır. Böyle bir ortamda, bir kaplıca ziyaretlerinde jandarma baskısı ile karşılaşırlar. Onca yol arkadaşı siner ama Hacı Abi pes etmez. Yapılan saygısızlığa ve dinine yapılan hakarete dayanamaz, birkaç jandarma ve komutanını duvardan duvara vurur. Baş etmek zordur Çerkez Vehbi ile.
Kısmet bu ya benden önceki meslektaşım gibi Çerkez Vehbi’ye damat oluruz. Sonuncusu da bir doktordur. Çevresinden Türk damatlara itiraz edenler vardır. Üç damadı ve 2 gelini de Türk kökenlidir. Hep Allah (CC)’ın rızasını gözetir. Kafkasya’dan göç ettikten sonra Pınarbaşı’na gitmeden önce bir süre memleketim Yozgat’ın bir köyünde ikamet edeler ve bu yüzden bana iltimas geçiyor diğer damatlara karşı espriler yapardık. Aslolan insan, iyi bir kul olmaktı, o da buna önem verirdi.
Söylenecek çok şey var; Hacı babamız, kayınbabamız Çerkez Vehbi için. Maceralarına kitaplar dayanmaz. Onu geçen hafta kaybettik. Duamız kendisi ve 2 yıl önce vefat eden Hacı annemiz için olsun, rahmetini esirgeme, mekânlarını cennet eyle Allah’ım, âmin.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.