DADI MENÜSÜ
Hoşgörünüzle; Bektaşi fıkrasıdır. “İslâm’ın şartı kaçtır?” diye sorulunca "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü" cevabı vermiş.
“Başka” demişler “Zenginler hac ve zekâtı; bizler namaz ve orucu terk eyledik, kelime-i şehadet kaldı” demiş ya, güzel dinimizin beş şartını da yerine getirenlerden olalım inşallah ve Allah hepimizi ıslah etsin, dinimizin şartları Bektaşi fıkrasına dönmesin.
Efendim “komşusu açken tok yatan bizden değildir” Hadis-i Şerifi ne güzeldir. “Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar” ne özlü bir atasözümüzdür. “Kokabileceği için komşusuna yemek göndermek” ne güzel bir adedimizdir. Rahmetli büyüklerimizden de öyle gördük. Eve veya bahçeye işe gelen çalışanlarla birlikte kahvaltı edilir, kahveler içilir, eğer evdeki yemek özel bir menü değilse hemen komşumuz Sait abinin fırınından çalışanlara yemek siparişi verilirdi. Hatta Pazar alışverişinden dönüşte apartman görevlimiz için de alışveriş yapılırdı. Her geçen gün yeni alışkanlıklar öğreniyoruz ibretle. Malumunuz sahil kesimlerimizde artık plajlar değil modern deyişle “beach club’ler revaçta. Buraya dadılarıyla gelen ailelerin başları dertte imiş. İşletmeler dadılar için de giriş ücreti istiyorlarmış ve hanımefendiler/beyefendiler “denize girmeyecekler, şezlong kullanmayacaklar, tesisten yararlanmayacaklar” bahaneleriyle giriş ücreti ödemek istemiyorlarmış. Buraya kadarı pek ibretlik değil. Tabii gün boyu kalınan beach clublar’da rahat edebilmek için çocuklarını dadılara emanet eden hanımefendiler/beyefendilerin bir sorunları daha varmış. Kendi yedikleri ile dadıların yediklerinin aynı olmasını istemiyorlar ve ucuz dadı menüsü talep ediyorlarmış, böyle de bir menü oluşmuş. Toplum hayatımızda güzelliklerin ve doğruların artması dileklerimle.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.