Öyle bir dönemden geçiyoruz ki adeta herkes patlamaya hazır barut gibi. Ufacık bir kıvılcımı bekliyor birçok kişi. Bunu fırsat bilen ortalık karıştırıcılar zamanı güzelce ayarlayıp isteklerini yaptırtabiliyor. Bizim onlara karşı dimdik durmamız gerekiyor.

Ve maalesef uyuyan bir toplumumuz var. Körü körüne bir şeye bağlı araştırmayan, sorgulamayan, okumayan bir toplumumuz var. Bu toplum bu şekilde devam ettiği sürece ülke üzerinde emellerini gerçekleştirmek isteyen kişiler rahatlıkla istediklerini maşaları yoluyla yaptırtabilir.

Koyun sürüsü gibi yaşamaya alışmış bana dokunmayan yılan bin yaşasın amaaan bana bir zararı yok kim ne yaparsa yapsın dediğimiz için şu an bu durumdayız. Her Allah’ın günü şehit haberleri alıyoruz. “Ülke Suriye gibi mi olacak, PYD’ye neden ateş açtık? Uslu uslu duruyordu bize zararı yoktu” gibi sözleri sarf eden iyilik melekleri geziniyor ortalıkta.

Birlik beraberlik olmadığı sürece okuyup araştırmadığımız sürece Suriye’den daha kötü olabiliriz. Dönüp bakmamız gerekiyor nerede hata yaptık, eskiden atalarımız neler yapmış; ne yapınca kazanmış ne yapınca kaybetmiş diye. Birçok değerimizi kaybettik biz. Çoğu zaman da insanlığımızı kaybettik.

Mutlaka duymuş, okumuş olduğunuz bir örnek vardır; bir baba oğullarından, bir demet çubuk toplayıp getirmelerini istedi. Sonra, her birine getirdikleri demeti dizleriyle kırmalarını söyledi. Hepsi denedi, ama hiçbiri bunu beceremedi. Çünkü birleşen çubukları kırmak kolay değildi. Adam demeti çözdü ve çubukları teker teker çocuklarının ellerine vermeye başladı. Çocukları, bütün çubukları birer birer kırıp attılar.

Hepimiz bir çubuğuz, birleştiğimiz zaman bize kimse bir şey yapamaz fakat bir birimizden koptuğumuz vakit birlik olmadığımız vakit kırılır, parçalanır, yok oluruz. Gün birlik günü herkes ülke için elinden gelenin en iyisini yapmalı. Herkes işini düzgün yapalı ki problem olmasın. Herkes okuyup araştırsın ülkenin geleceği için çocuklarımızın geleceği için en doğru kararı birlik içinde verebilmek için okusun. Ah vah etme günü değil bugün el ele güzel günlerin geleceğine inanma günü…