Atalarımızın anlamlı sözleri vardı onlardan biri de “benim ekmeğimde erez var” derlerdi. Erez ekinin içerisinde buğdaygillerden aynı yulaf bitkisi gibi verimli olmadığı gibi diğer ekinlerde de verim düşüklüğü yapan bir zararlı bitki idi. İşte bunun ekmeği olmaz. Şayet yanlışlıkla ekmek ununun içerisine karışırsa o atanın evlatlarının hayırsız olmasına kadar gider diye bilinirdi.

Böyle bir başlangıçtan sonra sözün geleceği yeri tahmin edersiniz belki. Medyada gezinirken rastladığım bir haber bana bu sözü hatırlattı. Acaba bu ülkenin ekmeğinde erez mi var diye düşünceye sevk etti. Memleketin en elit yerlerinde lüks hayat yaşayıp bu cennet ülkenin bütün güzel nimetlerinden faydalanan gafiller HDP’ye oy verdiklerini gururla söylediler. Gelinen durumu görüyorsunuz. Şimdi bakın onların isimleri ile bazı benzetmeler yapmaya çalışacağım ibret olsun diye de okuyucuların insafına sunacağım.

Şahin Alpay: Seçimlerde tek çare HDP’dir/Zaman yazarı.

Mert Fırat: Demirtaş’ı kendime yakın gördüğüm için HDP’ye oy verdim. Barış Atay: Erdoğan’dan kurtulmak için oyumuzu HDP’ye veriyoruz/ADD

Pelin Batu: Ailecek HDP’ye verdik.

Şener Şen: Halkına ileri demokrasiyi layık görmeyen liderden kurtulmak için oyumu HDP’ye verdim.

Aslı Aydıntaşbaş: HDP barajı geçerse her şey daha güzel olacak/Milliyet yazarı

Ahmet Hakan: Evet, ben de HDP’ye oy verdim bunu söylemekten çekinmiyorum/Hürriyet yazarı

Daha devam ediyor...

Ece Temelkuran: HDP’ye barajı geçirtmek zorundayız/Yazar

Metin Uca: Erdoğan’sız bir Türkiye için mutlaka HDP’de birleşiyoruz...

Barış ve özgürlük için oyumu HDP’ye verdim tabi ki de /Cüneyt Özdemir Kanal D…

Oyumu HDP’ye verdim suç mu? Banu Güven eski NTV sunucusu

Yalı da yaşamıyorum viski de içmiyorum oyumu HDP’ye verdim /Şirin Payzın spiker

Ben de oyumu HDP’ye verdim benimki emanet oylardan /Ayşe Arman Hürriyet yazarı.

Daha yazmak istemiyorum diğerlerini, midem aklım kaldırmıyor.

Hele CHP milletvekili olarak oyunu HDP’ye verdiğini saklamayan Şafak Pavey denen davasına ihanet eden bir vekil çıktıktan sonra.

Ey ülkemizin en güzel nimetlerinden faydalanıp da terör yandaşı bir partiye oy verdiklerini gururla söyleyen vatan hainleri. İçiniz rahat mı? İstediğiniz oldu mu? Yatağınızda, gezinizde, yaşamınızda huzurlu musunuz? Evet diyemezsiniz, çünkü değilsiniz ama içinizi saran kin ve düşmanlığı yenemiyorsunuz. Dağlıca’da, Tunceli’de, Hakkâri’de Iğdır’da onlarca Kahraman Türk evladı Polis-Asker şehidin kanı toprağa düşerken vicdanlarınız yara almadı sizin. İstediğiniz “barış” böyle mi gelecek? Bir cevap lütfen!

Ateş düştüğü yeri yakıyor ve sizin kurumuş kalplerinize o ateşin kıvılcımı hiç düşmeyecek.

Birilerinin bizleri vurmasına, mallarımızı gasp etmesine, talan etmesine bile itiraz edemez hale geldik. Çünkü küresel güçlerin aşkına kendimizi öyle kaptırdık ki, sev deyince sevmeyi, öl deyince ölmeyi, öldür deyince ise öldürmeyi öğrendik. Daha sonra mı? Daha sonra oturup kendi halimize ağlayıp ağıtlar yaktık. Beyler lafı evirip çevirip dolandırmaya hiç gerek yok, biz hala bu kadarız. Sayımızı bilelim, sağımıza ve solumuza bakmadan yürümeyi öğrenelim, arkamızdakiler yanımızda olmadığı müddetçe beraber olmadığımızı da bilelim. Üstat Necip Fazıl’ın dediği gibi “Allah için kim var denildiğinde, sağına ve soluna bakmadan ben varım diyebilecek” adamlar olalım. Yukarıdaki soytarılardan bize fayda yok. Varsın arkamızdan büyük kitleler, topluluklar ve toplumlar olmasın. Bize yardıma koşacak ve dertlerinize derman olacak. Biz bize yeteriz.