BÜYÜKŞEHİR, ALAADDİN’DEKİ TEHLİKENİN FARKINDA MI?
Bedesten Sağlıklaştırma projesini hatırlar mısınız? İlk günlerde tabelası valiliğin hemen yanı başına dikildiği vakit, 17 milyon liraya mal olacağı belirtilmişti. İşin içine girildiğinde rengin öyle olmadığı anlaşıldı. Yanlış hatırlamıyorsam en son 110 milyon gibi bir para harcanmasına rağmen ne oradaki esnaf mutlu edilebildi ne de satışlara direkt katkı sağlanacak bir vizyon oluştu.
Bedesten esnafı dönemin büyükşehir belediye başkanını gördüğü her sokakta sıkıntılarını dile getirirdi. Eskisi gibi işleri olmadığını; özellikle Bedesten’in içinden geçen caddenin yeniden trafiğe açılmasını söyledi durdu.
Esnaf bu noktada belki biraz kendi halini düşünüyordu. Eski Buğday Pazarı alanına yapılan yeraltı otoparkıyla Bedesten’in sıkıntılarına kısmen çare olundu. Bugün hala esnaf ile konuşsanız hiçbir şeyin o cephe yenilemeden önceki gibi olmadığını söyler.
Büyükşehir o dönemde de esnaftan tek kuruş almadan bu işi yapmıştı. Hâlbuki farklı şehirlerde benzer örneklere baktığımızda; işin içine esnaftan bir bedel almadan başlandığında değer katsayıları sorgulanabilir hale gelmişti.
Yapımcı firma iş teslimini yaptığı halde halen Bedesten’de bir kapı kolu kırılsa, Belediye’nin kapısına koşan esnaf var.
Evet bu tür şeyler çok güzel vizyon işler. Lakin yaparken iki kere düşünmek lazım. Uğur Başkan dahi en son Bedesten Esnafı ile birkaç kez toplantı yaparak oradaki ateşi biraz söndürebilmişti.
Şimdi bu tecrübe ışığında Alaaddin ve çevresindeki cephe değişikliklerini “zaten hibe ile yapıyoruz” demek süreci açıklamaya yetmez. O zaman biri de farklı bir yerden çıkar ve derki “o hibe ile onu değil de şunu yapsaydınız daha iyi olurdu!”
Anlatmak istediğim, bu gibi durumlarda bedavaya verdiğinizin bir değeri olmazken, bir miktar da olsa paydaşların katkısı ile yapılan işlerin daha el üstünde tutulduğudur.
Bunun yanında Bedesten’de ve Mengüç sokakta bu çalışmalar yapılmazdan önce virane şeklindeki yıkık dökük yerlerin nasıl birden altın haline döndüğünü 300-500 liraya kirada oturan esnafın nasıl birkaç bin lira ile imtihan olur hale geldiğini hatırlatmam gerekiyor.
Bedesten Konya’nın önemli damarlarından bir yer. Alaaddin ve çevresinin de oradan kalır yanı yok.
Oluşabilecek daha farklı sıkıntılardan söz etmiyorum bile! Şimdi diyeceksiniz ki adamlar iyi bir şey yapıyor ama sen yine de eleştiriyorsun! Doğru söylüyorsunuz, iyi bir şey yapıldığına ben de hak veriyorum lakin geçmişte yaşanan maddi-manevi durumları hatırlatmak da boynumuzun borcu…
Umarım bu projeye çalışırken Bedesten’de tecrübesi olanlardan akıl alınmıştır. Yoksa vay Büyükşehir’in haline!
KONVOY DEĞİL, KARŞILAMAYMIŞ!
Burada yazı yazarken özellikle şehrimizden birilerini dost birilerini düşman kategorisine koyarak bir tavır geliştirmiyoruz. Ortada bir kural varsa bu AK Parti için de Gök Parti için de aynı işlemeli! Söylediğimiz bu!
En son yazdığımız Gelecek Partisi’nin 7 Mart günü bina açılışı öncesinde yaklaşık 5000 araçla Aşağıpınarbaşı kavşağından şehre doğru araçlarla gelmeyi planladığı organizasyon, konvoy değil karşılamaymış!
Ben yanlış bilgi vermişim. Tüm okurlardan özür dilerim!
7 MART ÇAKIŞMASI DEMİŞTİM
Geçtiğimiz günlerdeki bir yazımda aynen şunları yazdım “Eski Başbakan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla 7 Martta il binasının açılacağı belirtildi.
İşin ilginci aynı tarihte Konya’nın en büyük ilçesi Selçuklu’da AK Parti ilçe kongresi yapılacak.
Planlı mı, çakışma mı bilemeyeceğim ama o gün şehir için renkli olacağı kesin.”
Bahsettiğim renklilik, hem Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun hem de Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un aynı gün şehirde programlar yapması ile şekillenmiş oldu. Kesinlikle tesadüflere inanmam, benim dünyamda hep tevafuklar vardır…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.