Çocuklarımıza Eğitim ve Öğretimi ne kadar veriyoruz?
Eğitim ve öğretim birlikte çok kullanılan iki kavramdır.
İki kavram olmasına rağmen insanlar eğitim ve öğretimin farkını tam olarak kavrayamamaktadır.
Çoğu zaman bu iki kavramı birbiriyle karıştırmakta ve hatta bu iki kavramın birbiriyle aynı olduğunu sanmaktadır.
Aradaki farkların bilinmesi ve kavram karmaşasının ortadan kalkması için öncelikle eğitim ve öğretim kavramlarının tanım ve içeriklerinin bilinmesi gerekir.
Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantıları yoluyla, kasıtlı olarak istenmiş yönde davranış değişikliği meydana getirme sürecidir.
Yani eğitim kısaca bireyi kültürleme sürecidir.
Eğitim birey doğduğu andan itibaren başlar, aile, okul ve çevre etkileşimiyle yaşam boyu devam eder.
Eğitim bir yandan bireyi yaşama hazırlarken bir yandan da bireyin gelişmesini sağlar.
Bu gelişim içsel ya da dışsal yaşantılar sonucu oluşur.
Eğitim sonucunda belli bir davranış değişikliği olmalıdır.
Davranış değişikliği istendik yönde amaca uygun olmalıdır.
Öğretim, eğitimin okullarda planlı programlı yapılan kısmıdır.
Öğretim, belirlenmiş olan müfredatı öğrenmek ve bu aşamadan sonra da uzmanlık kazanmak anlamında kullanılır.
Anaokulu ya da ilkokuldan başlayan öğretim süresi üniversiteye kadar devam eder ve bu aşamadan sonra da kişiler istedikleri öğretimi alarak hayata atılıp öğrendikleri bu öğretimleri işlerinde kullanırlar.
Öğretim sadece öğretim kurumlarında belirli bir plan dâhilinde ve belirlenen sürelerde gerçekleşirken, eğitim hayatın her anında ve her alanında insan ile beraberliğini sürdürmektedir.
Bu yönüyle eğitim, insan hayatında öğretime göre daha çok önem arz etmektedir.
Zaten ülkemizde de eğitim öğretimi sürdüren bakanlığın ismi milli öğretim değil Milli Eğitim Bakanlığı’dır.
O yüzden de öğretmenlerimize eğitimci kelimesini kullanmaktayız.
Bizler de bu düşünceyle hareket ederek çocuklarımızın geleceği için salt öğretim değil eğitime de hak ettiği önemi göstermeliyiz.
Aslında eğitimli aile çocuğu doğduğu andan itibaren eğitmiş olsa okullara çok görev kalmamış olur.
Fakat bizde ailelerde eğitim düzeyi düşük olması ile birlikte çocuklara fazla katkıda bulunamamaktadır.
Bu seferde okulda eğitime çok görev düşmekte.
Okullarda da eğitim anlamında eskisi gibi çok fazla öğretiler verilememekte çocuk sadece öğretim ile okullardan mezun olmakta.
Eğitimi eksik yetişen diplomalı gençler.
İş hayatında iş disiplini, iş ahlakı, büyüğe saygı vs konularda hatta sabah günaydın, iş çıkışı iyi akşamlar demeyi bilmeyecek kadar yetersiz yetişmekteler.
Gençliğin bir bölümünün kötü alışkanlıkları, oyun, eğlenceye yaşamına ağırlık vermesi yine aile, toplum içinde aldığı yanlış eğitim sonucudur.
O yüzden anne ve babalar iyi eğitilmeli ki çocuklarda daha düzgün birey olarak topluma hizmet etmesi sağlanmalı.
Maalesef günümüzde öğretime eğitimden daha çok önem verildiği için yeni nesilde sevgi, saygı konusunda çok eksikler görülmekte.
Televizyon programları da eğitim konusunda olumsuz etkilerde bulunmakta.
Umarım yeni nesil için eğitim anlamında gerek aileler, gerek yerel yönetimler, gerekse bizi yönetenler daha fazla önem verir ve bu hususta ortamlar oluşturursa daha iyi yetişmiş gençliğe sahip olacağımızı düşünüyor ve umut ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.