Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ı aynı karede görünce kafamdan yüzlerce şey geçti. Büyükşehir basın biriminin geçtiği haberde sadece görüşme yapıldığı belirtiliyor ve belirli projelerin konuşulduğu dışında detay verilmiyordu.

Elbette mesele Konya’ydı. Ama detayları öğrenip okurlara aktarmak benim açımdan çok önemliydi.

Sabah itibariyle bu işin peşine düştüm. Birkaç yazımızdan kaynaklı olacak ki Büyükşehir Belediyesi kaynaklarının ağzını bıçak açmıyordu. Varsın onlar bize bir şey anlatmasın. Varsın bizi sevmesinler. Varsın sevdikleri ile beraber olsunlar… Biz onları yaradandan ötürü çok seviyoruz. Her biri dostumuz ağabeyimiz…

Dağıtmayayım. Konya’dan iş çıkmayınca başta Ankara’dakiler olmak üzere farklı dostları aradım. Ve sonunda görüşmeye dair somut şeyler öğrendim. Birazdan sizlerle paylaşacağım.

Her zaman söylediğim bir şey var. Bazıları umursamasa da bizler için Konya deyince akan sular durur. İktidara ve Cumhurbaşkanına %70’in üzerinde destek veren bir şehir pastadan aslan payını hak eder. Bugün de yarın da Konyalı kime oy vereceğini çok iyi bilir… Bizleri yönetenler de Konya ile ilgili gerçekleri asla göz ardı etmez.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uğur İbrahim Altay’ı davet ediyor. İlgili testlerden sonra Uğur Başkan makama çıkıyor. Yaklaşık iki saat görüşme devam ediyor. Konya için olmazsa olmaz projeler masaya yatırılıyor. Öncelikle Uğur Başkan Cumhurbaşkanına sunum yapıyor. Özellikle ağır bakım, cephanelik, banliyö ve metro projeleri üzerinde duruluyor. Projelerin anlık durumu ve diğer devlet kurumlarıyla olan koordinasyon aşaması aksayan taraflar istişare ediliyor.

Cumhurbaşkanı Konya’nın kendisi için çok ayrı bir değeri olduğunu, çok yakında ziyaret edeceğini belirtip özellikle Yeni Tren Garı ve Şehir Hastanesi’nin geldiği noktayı takip ettiğini söylüyor. En kısa zamanda projelerle ilgili tekrar davet edeceğini söyledikten sonra Uğur Başkan’a Konya için ‘açık çek’ sayılacak bir ifadede bulunuyor. Bunun detaylarına şuan için giremiyorum. Lakin şehrin önünü açacak ve belki de daha evvel hiçbir şehre ve belediye başkanına sunulmamış bir şey olduğunu söyleyebilirim.

Bu şehir de insanı da her şeyin en iyisini hak ediyor…

TC CUMHURBAŞKANLIĞI GAZETESİ Mİ?

Bizim Spor Müdürü İsmet Çelik’i bilirsiniz, spor medyasının muzip ismi. Ortalığı birbirine katmayı çok sever. Dün gece Konya’da ‘Ayakkabıcı Abdullah’ ya da ‘Nasip İrfan Abdullah’ diye bilinen Abdullah Dölek’le ilgili sosyal medyada dolaşan bir belge gönderdi. Bunun aslı var mı diye sordu. Biliyorsunuz Dölek, geçmişte Cumhurbaşkanlığı tarafından birkaç programa davet edilmişti. Hatta bir ara onu işyerinde ziyaret etmeyen Konyalı bürokrat kalmamıştı. Sağ olsun hayırsever bir ağabeyimizdir. Tıpkı Guzum Esma Teyze gibi o da tatlı tonton bir Konyalıdır…

Belge’nin üstünde ‘T.C. Cumhurbaşkanlığı Gazetesi yetki belgesi’ yazıyordu hatta konu ve karar numarası da verilmişti. Altında ise yönetim kurulu başkanı İsmail Demir adıyla Yüksek İstişare Kurulu Üyeleri belirlenmişti. “Sayın Abdullah Dölek, TÜRKİYE CUMHURİYETİ CUMHURBAŞKANLIĞI GAZETESİ Yüksek İstişare Kurulu Üyeliğine atanmış bulunuyorsunuz. Yeni görevinizde başarılar diliyoruz.” denilmişti.

İnanmadım. Zira bu isimin gazeteler ile uzaktan yakından bir alakası yoktu. Sosyal medyadan da arkadaş olduğumuz Abdullah Dölek’in profiline baktım. Gerçekten de kendisi İsmail Demir’i de ekleyerek bu belgeyi paylaşmıştı. Gönderiye yüzlerce beğeni ve hayırlı olsun mesajı almıştı. Tebrikleri kabul ediyordu.

Küçük bir araştırmadan sonra aynı dakikalarda İsmet’e belgenin sahte olduğunu söyledim. Hatta soy isimlere bile bakılsa uydurma olduğunun anlaşılacağını, birilerinin dalga amaçlı yaptığını belirttim.

İnsanların duygularını istismar eden alçakça bir hareketti bu.

Daha sonra gün içinde İletişim Başkanlığı böyle bir kurumun olmadığını ve belgenin sahte olduğunu vurgulayan bir haber geçti basın merkezlerine. Zaten Abdullah Bey de daha sonra sehven paylaştığını yazmış.

Gerçekten çok ilginç. Bazılarımızın işi gücü yok nelerle uğraşıyor. Yaşını başını almış insanları bu şekilde rencide etmek, boşluğa çekmek çok insafsızca! Eden bulur…