12 Eylül Anıları
12 Eylül darbesi ile yapılan bazı olayları sizlerle paylaşmak istiyorum.
1) Terzi dükkanımda çalışıyorum, darbeden on beş yirmi gün sonra bir subay, bir polis, bir zabıta, on asker, benim dükkana teftiş adıyla baskın yaptılar. Bazı askerler dükkanın önünde silahlar dükkana çevrili şekilde beklerken dükkana giren askerler ruhsat ve etiket denetledi. Dokuz terek kumaşın altısında etiket var üçünde yok diye sordular. Mazeretimi anlattım kabul görmedi. Bugünkü parayla on çeyrek altın parası ceza ödedim.
2) Meram yolundaki, ağır bakımda silah toplamada görevli bir polis arkadaşım anlattı: Her gün vatandaşlar gelir silah teslimi yaparlardı. Birgin bir hanim geldi, elinde küçük bohça vardı. Bohçayı masaya koydu ve açmaya başladı. Birinci bohçayı açtı, ikinciyi açtı, üçüncüyü açtı. İçinden pırıl pırıl bir silah çıktı. Silaha yüzbaşı da ben de hayran kaldık. Bir silaha baktık, dünya ahiret bacımız olsun, bir hanıma baktık. “Yüzbaşım, gel bu silahı almayalım” dedi. Yüzbaşı da ben de düşündük. “başımıza iş açarız” dedi. Silahı teslim aldık.
3) Konya Adliyesinde ikinci ağır reisi olan rahmetli Erduran Tezan ismindeki dostum, adliyeden çıkar benim dükkana uğrar, çayını içer sohbet eder giderdi. İhtilalden sonra Malatya’ya devlet güvenlik mahkemesine başkan olarak göreve başladı. Sağ görüşlü olanların davasına baktı. Görev süresince hiç idam vermedi. Otuz sene alacak mahkumlara 15, 20 yıl ceza vermiştir. Cezaları hep yarı yarıya vermiştir.
Erduran Tezan bir sohbette, “Benim davamda avukat tutanın parasına acırım” dedi.
Rabbim rahmetini bol etsin.
Adana devlet güvenlik mahkemesi başkanı olan hakim bir tanıdığımız da sağ görüşlülerin cezasına baktı, üç dört tane idam cezası verdi!
4) Üç ay evvel Kapı Camii’ne götürdüğüm M. Akıncı arkadaşım şunları anlattı: “Ortadoğu Teknik Üniversitesinde okuruz. Okula ilk gelenleri sağ ve sol görüşlü olanlar kendi saflarına çekerler, taraftar toplarlardı. Bir gün kantinde üç dört arkadaş bira içiyoruz, o zaman üniversitede bira içmek serbestti. Bizim safımızda olan yeni gelen kız talebe içeriye girdi, bizim bira içtiğimizi gördü. Geldi birayı eline aldı, duvara fırlattı. “Abi utanmıyor musun, 75 kuruş bulamayıp ekmek alamayan vatandaşı düşünmüyor musun, nasıl dava sahibisin!” deyince arkadaşlarla donduk kaldık. Hiç bir şey söyleyemedik.”
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.