Doktorlara, hastanelere haksızlık etmeyin!
Başlıkta kullandığım cümlenin yazım ile ne kadar ilgili olduğunu yazıyı okudukça anlayacaktır okurlarım. Son günlerde basın yayın organlarında çok aşırı eleştirilere maruz kalan Konya Meram Araştırma Hastanesi (eski SSK) personeline haksızlık yapıldığı kanaatindeyim.
Numune Hastanesi’nin yıkılıp yerine yeniden hastane inşasına başlanalı uzun zaman oldu. Şehir merkezinde kaliteli hizmet verecek devlet kuruluşu olan hastanenin yokluğundan bu hastanemiz, gerek araştırma hastanesi oluşundan gerekse kalite yönünden ve gelişmiş teknik donanıma sahip oluşundan acilinde polikliniğinde ve yatak servislerinde büyük bir yoğunluk yaşanmaktadır.
Bundan yaklaşık bir ay kadar önce baş dönmesi bulantı ve kusma rahatsızlığı şikayeti ile bu hastanemizin nöroloji servisinden herhangi bir doktordan randevu alıp günü gelince muayene için poliklinik sıram geldi, içeri girdim. Gayet iyi karşılayan bir sekreter ve geçmiş olsun amca ne şikayetin var diye karşılayan kibar genç bir hanım vardı: Uzman Doktor Bilge Renkliyıldız… Şikayetimi anlattım ani sağa sola dönüşlerimde baş dönmesi, kusma oluyor. “Bu öyle iki iğne ilaç ile geçiştirilecek bir durum değil seni birkaç gün müşahede altında tutmamız gerekir, ne dersin?” diye sordu. “Siz bilirsiniz doktor hanım, sizin bilginize bağlı” dedim. Yatış verdi 6 gün. Filmler, ekolar, tansiyonlar, kan tahlilleri harfiyen yerine getiriliyor, doktorun bütün dedikleri hemşireler tarafından eksiksiz takip ediliyor. Sonuç yüksek kolesterolden başka bir bulguya rastlanmadı ama doktor hanım incelemeyi bırakmayıp yaklaşık 15 gün sonrasına doppler tetkiki için randevu aldırmış benim çıkışımı yaparken “Bu verdiğim randevu fişi ile gelip tetkiklerini yaptıracaksın, sonucu alıp tekrar benim yanıma geleceksin” demişti. Yakın alakaya çalışanlara teşekkür edip hastaneden çıktım. Bu arada yazdığı ilaçları tarife göre aldım, iğnemi eksiksiz yaptırdım.
Randevu günü geldi doppler için doktorun yanındayım. Doppler muayenesi yapıldı “Tehlikeli bir durum var mı?” diye sordum, “Doktorunuza götürün bu raporu o size gerekeni söyler” dedi. Raporu inceleyen doktorum, dudak ısırıp yüzüme baktı: “Ah amca çok mu sigara içtin?” diye sordu merakla. “35 sene içtim kızım, ama 25 yıl oldum bırakalı” diye böbürlenerek söyledim. “İşte o içtiğin sigara ve aşırı kolesterolden dolayı beyine giden şah damarlarının kenarlarında katmanlar oluşmuş, damarlarını daraltmış şimdi sana ıstırap veriyor, ani reflekslerde baş dönmesi ve kusma yaptırıyor. 15 sene önce bırakman mutlaka sana bir rahatlama sağlamıştır, ancak vücutta bıraktığı kalıcı etkenler işte böyle telafisi mümkün olmayan marazlar meydana getiriyor. Şu şu ilaçları yazıyorum dikkatlice kullan altı ay veya mutlaka bir yılda bir doktor kontrolüne geleceksin, sık sık tansiyonun ölçtüreceksin. Beynini fazla yormayacaksın, ani hareketlerden kaçınacaksın her şeye rağmen yetmiş yaşına göre diğer vücut veri fonksiyonların gayet temiz ve sağlıklı. Sigarayı bıraktığın gibi yağlı yiyeceklerden kaçın ve kolesterol haplarını kullanmayı hiç ihmal etme, mutlaka zamanında al” dedi.
Bu arada ben daha içeride doktor hanımla konuşurken genç bir bey ile bayan muayene için içeri girdiler. Onlar sanırım kontrolsüz girdiler ki dışarıda fazla beklemiş olan bir hasta kardeşimiz de itiraz ediyor ve sızlanıyordu. Benim işim bitmeden hemen yeni gelen bay bayan muayeneye girdiler. Doktor hanım sanırım kibarlığından onları uyarmadı bana “Amca sen beş dakika otur daha sana tavsiyelerim var” dedi, oturdum. Gazetecilik var ya, olaylara mecburen kulak verdim. Hasta olan beye doktor bir soru soruyor hemen yanındaki hanım, hemen hastadan önce cevaplamaya çalışıyor. Bu kadar sorumsuzluğa rağmen Doktor Bilge hanım o çok konuşan hanıma usulca “Hanımefendi hasta konuşabiliyor derdini de anlatıyor lütfen rica ediyorum hasta ile beni baş başa bırakın da sorularıma o cevap versin ne olur siz kendinizi üzmeyin” dedi ve hastanın derdini dinleyip ilaçlarını yazdı, gönderdi.
Onları dinlerken eski yaşadıklarımız aklıma geldi. Böyle bir durumda doktor da sekreter de hemen hastayı poliklinikten kovardı. Allahım sana şükürler olsun, hastaneleri sağlık kuruluşlarını bu duruma getirenlerden Allah razı olsun. Doktorlar da çalışanlar da özverili ve sabırlı. Hepsi insana hizmet ettiklerinin bilincinde, insan olmanın gereğini yapıyorlar. Hepsine minnettarım.
Dünyanın en zor işi insana hizmet etmek, onu anlayabilmektir. Hastane yönetimine doktorlarına ve bütün personeline teşekkür ediyor, herkese sağlıklı günler diliyorum.
Not: 11 Mayıs günü yayınlanan köşe yazımda Numune Hastanesinin ihalesi konusunda keşmekeşlik olduğunu yazmıştım. İl Sağlık Müdürlüğü görevlisi Murat kardeşim arayıp Numune Hastanesi’nin ikinci ihalesinin Çakıllar İnşaat firmasına uzun süre önce yapıldığını ve şu anda ikinci katın bitmek üzere olduğunu söyledi. Biz de bu bilgilendirme için kendisine teşekkür ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.