DOLAR İŞİNİ ÇÖZMEYE BAŞLADIM…
Hafta sonu yine altı yok pabuç gibi dolandım durdum. Allah’ın bildiğini bu ortamda bile saklamanın anlamı yok. Pilava da gittim, ziyafete de gittim, hasta ziyaretine de gittim, Zafer’i, İhsaniye’yi, BÜSAN’ı, spor tesislerini bire bir gezdim. Konuştuğum dinlediğim, zaman zaman tartıştığımız iş adamları, sanayiciler, vekiller, orta halli esnaf, memur, öğretmen, işsiz kadınlarımız, çiftçi, öğrenci… Bu görüşmelerde tek yaptığım iş dinlemek oldu.
Dinlediğim isimlerin ortalama 10 tanesinden dokuzu AK Partili, 5’i ölümüne Reis’çi idi.
MHP’liler renk vermeden “Vatan-Millet-Bayrak-Sakarya” diyorlar.
CHP ve CHP’li olmasa da sosyal demokratlar zaten köpürüyorlardı.
Hala Milli Görüş çizgisinde olanlar rahmetli Erbakan Hoca’dan bir yerde haklı olarak sitayişle söz ediyorlardı.
Yani hafta sonunu tek konusu şu zıkkım dolar meselesiydi.
Ama biraz izin verin de şu gerçek halimiz yerelden söz edelim.
DÜĞÜN SALONU VE KIR BAHÇESİ ÇILGINLIĞI
Kaç haftadır her hafta sonu dinlediğim şikayetleri bu hafta fırçayı biraz sert yiyince iyi hatırladım (!) ve ilk işim konuyu yazmak oldu.
Meram özellikle de Hatıp bölgesinde oturan bölge sakinleri hizmete giren düğün salonları, kır bahçelerinin mantar gibi çoğalmasından akıl almaz şekilde şikayetçiler. Adamlar canlarından bezmişler. İnsanlıklarından çıkmışlar. Yemek yiyemez, uyku uyuyamaz hale gelmişler?
Niye?
Sinir sistemi diye bir şey kalmamış insanlarımızın.
Onları dinledikçe üzüldüm. Sözüm ona bu insanlara, evlerine, villalarına bakıp gıpta ediyordum. Meğer bu insanlara dokunmadan ağlıyorlarmış da haberimiz yokmuş.
Gerçi üzülerek bir konuya daha iki çift laf edeyim mi?
Hani laf söz etmeye başlanıldı mı geleneklerimizden göreneklerimizden, örf ve ananelerimizden söz ederiz yaaa. Goca Konyalı büyüklerime soruyorum. Ben bilmiyorum. Eğer yanlış biliyorsam da söyleyin hatamdan döneyim.
Konya’da sokaklarda gece yarılarına kadar çalgı çengi oyun diye bir şey var mıydı?
Genç kızlar kadınlar herkesin ortasında sokağın içinde şakır şakır oynarlar mıydı?
50 yıl önce de düğün konvoyları olurdu.
Ama siz üç şeritli yolun tamamen kapatıldığını hiç görür müydünüz?
Neyse konuyu dağıtmayalım Hatıp bölgesinde de bence Erenköy’de de şu müzik sesi, silah atma ve havai fişek olayına bir çeki düzen vermek lazım diye düşünüyorum.
DOLAR İÇİN BİR ÇİFT
GÖRÜŞ BİLDİREBİLİR MİYİM?
Dedik ya hafta sonu partili partisiz, fakir zengin herkesin kendince ekonomik değerlendirmelerini dinledik.
Bir şey dikkatimi çekti.
Reis’çi, AK Partili zenginler, eski yeni siyasiler ve üst düzey bürokratlar durumdan ve gidişattan endişeliler. Ama sessizler. Çünkü korkuyorlar. Ve bunu da bir yerde itiraf ediyorlar. At itinin it izine karıştığı gönümüzde hepsi de “hain” damgası yememek için profesyonelce zıldırıyorlar. Vallahi de billahi de bunu resmen söylüyorlar da.
İki, parayı yöneten şehrin en etkili isimlerinden bir abimiz şöyle diyordu “Orta ve orta üstü esnaf ve sanayicinin üçte ikisini gitti”…
Üç; şimdi biz bu işlerden anlamıyoruz yaaa. Ama hep büyüklerimizin anlattıklarını dinliyoruz. Paralı pullu, etkili ve yetkilileri yerelde ve Ankara’da sözü geçen, ortak dille söyledikleri ve benim de kafamın yattığı acı gerçek, “16 yıldır Türkiye tarihinin görmediği bir istikrarı yakalamıştı. Sanayici iş adamı bu durumu gördü. Sisteme güvendi. Banka faizleri ve dövizde öyle bir istikrar yakalandı ki bankadan para almanın yatırım yapmanın ülke için geleceğimiz için fetvasını bile aldık. Çünkü helalinden iş yapıldığı zaman banka kredisi ile iş yapılabiliyor ve ülke insanımız kazanıyor sağlam bir şekilde büyüyorduk. Ancak hiç birimiz böyle bir kur artışını tahmin bile edemiyorduk. Merkez Bankası bile açıklamaları ile bizi kandırdı. Bankaya girmez iken bankaya girdik. Dövizle iş yapmaya alıştık ”….
Son bir şey daha yazayım da ne olur beni af edin;
“Bu büyüklerimiz eylül, ekimde normalin üzerinde bir kıpırdama bekliyorlarmış ve buna göre de gardlarını alacaklarmış. Çünkü bu üst taraflarda dillendirilmiş. Buna hazırlık yaparken hazırlıksız yakalanılmış.
Dün bu satırları yazmak için bilgisayarın karşısına geçtiğim zaman hâlâ büyüklerin ve AK Partili siyasilerin anlattıklarının hangisi yazılabilir hangisini yazmamalıyız diye durum değerlendirmesi yapmakta idim. Hâlâ da ortada duran daha pek çok konu var ama ben de kızıyorum şu dış güçlere… Gözünüz kör olsun emi?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Makam diye, kişinin adamlık yolunda durduğu yere denir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Elektrikli bisiklet sahipleri de kırmızı ve yeşil ışığa riayet ettikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.