EL FATİHÂ
Ben artık hakemin son düdüğüyle skor tabelasında gördüğüm manzaraya söylenmiyorum ve homurdanmıyorum. Ama bir gerçek var ki kendi içime de sığamıyorum.
Son üç yıl içerisinde tarihinin en büyük başarılarına imza atmış, yeni stadıyla geçtiğimiz yıllarda kapalı gişe oynamış, taraftarının yaptığı görsel şovlarla ülke gündemine oturmuş, ligi üçüncü bitirip Ziraat Türkiye Kupası'nın yanında Süper Kupa'yı da müzesine getirmiş, son iki sezondur da Avrupa gruplarına doğrudan katılmış bir takım var.
Daha doğrusu vardı ama şimdi yok. Yani Tatlıses'in tabiriyle "O eski halimizden eser yok şimdi" diyelim. Ligde düşmeme çabası veriyoruz, hatta veremiyoruz. Elbette ben burada ne yönetime, ne hocaya, ne de oyuncuya kızıyorum. Bir suçlu varsa o da taraftarın (!) kendisidir. Yarın, bir gün belki bu sözü de duyarız.
Elbette takım başarısız olduğu dönemlerde yanındayız ama bu yönetimin, hocanın ya da oyuncunun yanında olduğumuz manasına gelmez. Biz armanın sevdalısıyız ve artık herkesin kredisi benim nazarımda az çok bitmiştir. Ruhumuz ölmüş, heyecanımız bitmiş, içimiz geçmiş.
Bugün uzatırsam, çok daha acı yazarım. O yüzden bu hafta da böyle geçsin.
Geçmişlerimizin ruhu için, bakide kalanların sıhhat ve selameti için, bilhassa Allah rızası için El Fatiha diyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.