15 Temmuz sonrası olanlar halkımızda büyük üzüntü ve derin acılar bıraktı. Ordumuzun içinde bulunan kimliklerini saklamış hainler insanlarımıza ve ülkemize verdiği zarar yıllarca bir kara leke olarak kalacak ve öylede anılacaktır.

Bazı rakamlar vermek istiyorum.

Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) Ocak 2016 itibariyle görevli personel dağılımının son rakamlarını paylaştı. Buna göre, TSK'da 358 general-amiral görev yapıyor. 39 bin 782 subayın bulunduğu Silahlı Kuvvetler'de astsubay sayısı 97 bin 110 olarak duyuruldu. Ordu bünyesinde 21 bin 978 uzman jandarma, 73 bin 975 de uzman erbaş ile 8 bin 611 sözleşmeli erbaş ve er statüsünde görevli istihdam ediliyor. Uzman personel toplamı ise 241 bin 814. 7 bin 377'si yedek subay, 325 bin 132'si de erbaş ve er olmak üzere askerlikle yükümlü olarak şu an silah altında 332 bin 509 asker kışlalarda görev yapıyor. Genelkurmay'a bağlı kurumlarda 51 bin 681 sivil personel görev yaparken, Silahlı Kuvvetler bünyesinde görevli uzman personel, yükümlü asker ve sivil personel toplamı ise 626 bin 4 kişi olarak açıklandı.  

 Şu ana kadar gözaltı sayısının 13 bin 165 kişi olduğunu belirten Erdoğan, tutuklanarak cezaevine konulanların 123'ünün general olmak üzere 5 bin 863 kişi olduğunu söyledi.

Bazen elmaya benzeyen öyle armutlar; armuta benzeyen öyle elmalar var ki... 
Bu safhada birbirine karışması da bazen gayet doğal...

Ama şunu unutmayalım aynı kasada bulunan ve bir birine benzeyen bu meyveleri da asla ve asla karıştırmayalım.

Bu şuna benzer, hiç karşılaştırılamayacak kavramları sanki benzer mevzularmış gibi düşünüp, aynı kefeye koymaktır.

O yüzden yaklaşık 625 bin askerimizden yine yaklaşık 5 bin kişinin tutuklanması. Diğer 620 bin askerimizi de en az bizim kadar üzdüğünü hatta daha fazla üzdüğünü unutmayalım.

Demokrasi yürüyüşlerine, Demokrasi adına nöbetlerimizi Baş komutanımız Cumhurbaşkanımızın isteği ve emri üzerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının huzur ve güvenliği için durmaksızın devam edelim.

Burada attığımız slogan ve davranışlarda gerçek askerimizi de incitmeyelim.

Asker çevremizden 15 Temmuz’daki darbecilerin yaptıklarından büyük üzüntüleri var.

Taşıdıkları anlı-şanlı üniformaları birkaç kendini bilmezin leke sürmelerine büyük tepkileri var.

Ama diğer taraftan da birliklerinin önüne çekilmiş kamyon ve otobüslerden de şikâyetleri var.

Ben de askerliğimi tankçı olarak yaptım, tankçı subay arkadaşlarımda aynı şeyi söylüyor. Zırhlı araçlar önüne gelen ne olursa olsun, silindir gibi ezer geçer. Bunlara gerek yok artık herkes her şeyin farkında, biz dostu düşmanı öğrendik biz içeride nöbetçiyiz bize güvenin diyorlar.

Biz artık Allah’ın izni ile bunlar temizlendikten sonra, Başkomutanımız emri ile orduyu yine peygamber ocağı yapacağız, Mehmetçiğin adını layıkıyla sürdüreceğiz bize inanın diyorlar.

Dünyanın güçlü ordularından olan Türk Ordusunu yıpratmak isteyen dış güçlere fırsat vermeyelim.

Türk Milleti olarak eskiden olduğu gibi askerimize, uzmanımıza, astsubay ve subayımıza yine kucak açıp güvendiğimizi belli edelim.

İnşallah YAŞ kararları sonunda ordumuzdaki idare kadrolar daha hak eden komutanlarımız tarafından görevlendirilir.

Başta Başkomutanımız Cumhurbaşkanımızın emri ile vatansever kimliği ile görevlerinin başlarına geçerler ve yine eskisi gibi Güçlü Devlet-Güçlü Türkiye-Güçlü Ordu diyeceğimize inanıyorum.

Tabiki devletimiz, Türkiyemiz, ordumuz hep güçlü ama şu son olanlar hepimizi üzdü.

Şunu unutmayalım pirincin içindeki beyaz taşları yine hep birlikte ayıklayacağız.

Askerimize, polisimize eskisinden daha çok sahip çıkalım.

Onlar bizim babamız, abimiz, amcamız, dayımız, kardeşimiz, çocuğumuz onlar bu vatanın anlı-şanlı evlatları, bu duyguyu onlara yine hep birlikte yaşatalım…