Üniversite adayları geçtiğimiz pazar günü Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı (YGS) için ter döktü. ÖSYM tarafından ilk kez uygulanan sisteme göre, YGS'ye 09.45'ten sonra öğrenci kabul edilmedi. Saat 10.00'da başlayan sınava, kurallar gereğince 09.45'ten sonra gelen adaylar alınmayınca geç kalan öğrenciler aylarca verdikleri emeklerinin boşa gitmesiyle gözyaşlarına boğuldu.

Peki sınava giren gençlerimiz bu kuralı bilmiyorlar mıydı? Tabi ki biliyorlardı.

Sınava geciken gençlerin çoğu da okumadım duymadım diye mikrofonlara konuştu.

Peki elindeki sınav belgesini okumayan, giriş saatinden haberi olmayan gencin sınavda başarılı olma durumu nedir?

Ya da sınavı kazansa da okuyup başarılı olma şansı nedir?

Kusura bakmasınlar bir kural varsa benim çocuğum da ben de dahil herkes kurallara uymalı ve kuralları yerine getirmelidir.

Eski Konya otogarındaki uygulama Türkiye’de tüm otogarlarda konuşulurdu. Neydi o uygulama?

Konya otogarında otobüs kalkış saatinde siren çalar ve tüm otobüsler bulundukları peronu aynı anda siren sesi ile terk ederlerdi. Yolcu otobüsün kapısına dahi gelmiş olsa, otobüsün kapısı kapanır ve yolcu binemezdi.

O zaman ne oluyordu?

Konya Otogarında otobüs 1 dakikada olsa beklemez ben de erkenden gideyim otobüsüme bineyim alışkanlığı oluşmuştu.

Şimdi bizde her şeyde tolerans olduğu için toplum olarak her işimizi son güne, son ana son dakika bırakmayı biraz alışkanlık haline getirdik.

Üniversite sınavındaki gibi, YHT’deki siren ile trenin hareket etmesi, uçağın giriş kapısının zamanında kapanması gibi kuralları uygulayabilirsek, işimizi yaşantımızı daha düzgün hale sokmuş olur ve hiçbir işimizi son güne son dakikaya bırakmamış oluruz.

Çünkü bu alışkanlıklar ömür boyu devam ediyor.

Hafta sonu sınava alınmayan gençlere üzülmedik mi?

En az o gençler kadar- onların aileleri kadar üzüldük, içimiz buruldu ama diğer taraftan da bir çok gence bir çok insanımıza bu uygulama çok büyük ders oldu.

Servise yetişecek çocuğumuza, okuluna gidecek evladımıza hadi geç kalıyorsun demezsek, 1-2 defa servisi kaçırır, derse geç kalır sınava giremezse, onun telafisini de kendi yüklenirse, inanın bir daha ne geç kalır nede zamanı aksatır.

Yani biraz sorumlulukları gençlere vermeyen biz aileler en büyük sorumlularız diyorum.

Hani armut piş ağzıma düş sözü ile özdeş olarak çocuklarımızın disiplinlerini kurallara uyumunu bozmuş oluyoruz.

Yaşamda çevrenize baktığınızda başarılı olan çok kişi çok zor şartlardan gelen insanlardır.

Zor şartlarda yaşam mücadelesi veren çocuklar ve gençlerin tırnakları o kadar gelişmiştir ki yaşama tutunmaları yardım gören her şeye el uzatan ailelerin çocuğundan bir adım daha öndedir.

Tabi ki trafikteki anormal olan bir durum, ya da sağlık nedenlerinden olan gecikmeler için ders olsun sözü bu durumda geçerli değildir.

Biz gençlerimizin çocuk yaşta sorumluluk sahibi olması, kurallara uyması, zaman mevhumunu yaşamın her anında dikkate almaları gerektiğinin önemini vurgulamaktan yanayız.

1 dakika ile sınava alınmayan öğrencilerimiz, gençliğimize ve tüm topluma son gün son dakika alışkanlığımız için ders olmuştur düşüncesindeyim.

Bizim işimizi son gün son dakikaya bırakma alışkanlığımızı inşallah onlar devam ettirmez diyorum..