Belki söylediğim şey sizlere çok saçma gelebilir ama yanlışa “yanlış”, doğruya “doğru” demeleri gerekiyorken, şu konjonktürde muhalefet partileri doğruya “yanlış”, yanlışa “doğru” diyen bir noktadalar. Böylesi, fikir mahiyetinden bayağı uzakta bir muhalefetle karşı karşıyayız.

Merhum ve mağfur Üstad Kadir Mısıroğlu, CHP’nin giderek misyon ve vizyon gerilemesi yaşatacak genel başkanlara sahip olacağını söylerdi. CHP’nin yakın tarihine baktığımızda, Deniz Baykal sonrası “gerinin de gerisi” bir dönemle karşı karşıya kaldıklarını görmekteyiz. CHP Genel Başkanlık makamının tam manasıyla doldurulamadığını da görmekteyiz.

Diğer muhalefet partileri içinse şu yorumu rahatlıkla söyleyebiliriz: Aziz milletimizin menfaatleri ve çıkarları söz konusu değil; partisel ve kişisel menfaatler doğrultusunda, o eksende hareket ettiklerini görebiliriz.

Buradan hareketle, Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’ndan neden çıktığını sizlere sormak istiyorum. Sadece şunu söyleyeyim, gerisini onlardan cevap bekliyoruz:

İttifakın bozulma sebebi milletin menfaatleri doğrultusunda hazırlanan maddeler miydi, yoksa Külliye’de bir heyetle yapılan görüşmede bazı isteklere karşılık verilmemesi miydi?

AK Parti’ye zaman zaman kızsak da, sevsek de büyük reformlar yaptığı bir gerçektir. Bunu kabul edelim. Rahatlıkla ifade edebiliriz ki ulaşımda, sağlıkta, savunma sanayisinde ve dış politikada “Biz de bu masadayız” diyebilecek bir noktadayız, elhamdülillah.

Gazze konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın bizden fazla dert sahibi olduğuna ve çokça düşündüğüne tüm kalbimle inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın “vefa” kavramına verdiği öneme de hayranım. Geçenlerde, sevdiğim ve saydığım bir abimle telefonda konuşurken, bende yeri çok ayrı olan muhterem babasını — çok uzun yıllar geçmesine rağmen — Sayın Cumhurbaşkanımızın arayıp hâl hatır sorduğunu anlattı. Vefa kavramına farklı bir önem atfeden bir liderimiz var.

Biz de insan olarak şükretmeliyiz. Bazen varlıkla, bazen yoklukla, bazen sağlıkla imtihan oluyoruz. Rabbimiz kolay eylesin. Tüm bunların yanında, bazılarının düçar olduğu “ahmaklık imtihanı” ile de imtihan olmayalım.

Bahar biter, kış olur.

Gün biter, gece olur.

Söz biter, sükût olur.

Zenginlerde metelik,

Güzellerde cemal,

Güçlülerde kuvvet kalmaz olur…

Hayat bazen

Boş olur, saçma olur,

Çekilmez olur, yalan olur…

Gün gelir ki sen bakmazken her şey hallolur…

Ve

Öyle bir gün gelir ki:

Hayat biter, son olur.

Gün artık gelmez olur.

Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.