“Gök gürlemeden bu millet Allah demez” !
Dün bizim için yani gazetecilik için dolu dolu dopdolu bir gündü. Gazeteciliğe ilk başladığımız yıllarda büyüklerimiz mesela rahmetli İbrahim Sur abim, rahmetli Galip Yenikaynak abim hep şunu söylerlerdi, “Oğlum masanın başında oturup durmayacaksın. Al makinanı dolaş dur. İyi bir muhabir olmak istiyorsan her gün üç yeni insan ile tanışacaksın!”
Tabii büyüklerimiz bunu herkese söylerlerdi. O yıllardan bu güne hâlâ elinde makine ile dolaşan tek isim biziz. Rahmetliler nur içinde yatsınlar, mekanları cennet olsun.
Biz hâlâ o fırça ya da gazla turlamaya devam ediyoruz. Mesela dün bir görüşme için Mehmet Ali Atiker abimizin elini öpmeye gitmiştim. Dolayısıyla kulağımızı ısırtmaya.
Bu vesile ile çoktandır görmediğimiz Ömer Atiker abimizi gördük, sarıştık. Atiker ailesinin yüz akı Ömer Atiker’i de bu yüksek tempo yaşlandırmaya başlamıştı. Galip abimizin yadigârı Mehmet Yenikaynak’ı gördük.
Mehmet Ali abi ile sanayiyi, üretimi, ticareti, siyaseti konuşurken bu büyük insan bana göre yine büyük bir laf etti: “Uğur’um, Uğur’um gök gürlemedikçe bu millet Allah, Allah demez”…
Herhalde durum anlaşılmıştır.
DÜNYA KENTİNİN DÜNYA HALİ NEYİN NESİ, KİMİN FESİ?
Burası şehrimizin en önemli ticaret merkezlerinden birisi olan Büsan Sanayi’ndeki ana cadde, Kosgep Caddesi. Bu kareleri bu cadde üzerinde sahibi belli olmayan (!) inşaat çalışmalarından dün sabah çektik. Buraya birkaç gün önce iş makinesi gelmiş, dozerlerle hafriyat yapılmaya başlamış. Ertesi gün demir kereste inşaat malzemeleri indirilmiş. Dün de ekipler gelmiş çalışmaya bismillah denmiş. Kalıplar çakılıyor. Temellere demirler döşeniyor. İyi, güzel de ne inşaatı yapılıyor burada? Arsanın kime ait olduğunu bileniniz var mı? Sağa sola buradaki esnaflara tek tek sorduk, “Ne inşaatı bu?” diye kime sorduk ise doğru dürüst bir cevap alamadık. Kimisi gençlik merkezi olacak, kimisi muhtar odası olacak dedi. Kimisi de trafo merkezi olacak derken bir diğeri sağlık ocağı yapılacak diyordu. Hatta çorbacı, köfteci dükkanı olacak diyenler bile vardı. Onlar da bizimle dalga geçenlerdi!..
İyi, güzel de bunun aslını kimden öğreneceğiz? Neyin nesiymiş bu inşaat. Yasal olarak imar izni ruhsatı alınmış bir inşaatın levhası olmaz mı? Üzerinde işin adı, mal sahibi, projeyi yapan, kontrol eden mühendisin adı yazmaz mı? Demek ki bu tür teferruatlarla uğraşmak bir yerde abesle iştigal etmekmiş, öyle anlaşılıyor. Peki burada çalışanların başına bir şey gelse hiç arzu etmediğimiz bir inşaat kazası vuku bulsa, bu işin sorumlusu ve muhatabı kim veya kimler olacak? Hülasa her zaman olduğu gibi, kendi kendimize gelin güvey oluyoruz, bir bakıma kendimiz çalıyor, kendimiz oynuyoruz.
Sonra da dünya kenti olmaktan bahsediyoruz. Olamayız da, olsak bile dünya kenti insanı olmak çok farklı bir şey gibi geldi.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Adaletli olmak iyi olmaktan önce gelir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Döner kavşaklara bisikletliler ters yoldan girmedikleri zaman ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.