HOCA, SEÇİMDE CEMAATÇİ REKTÖRE OY VERDİN Mİ?
Geçen gün ki “Ölü Bizden Olmayınca” başlıklı Paralel kesime sitemli yazımdan dolayı okurlarımdan avukat dostum (beni takibinden dolayı teşekkür ederim) aynen şu soruyu sormuş “Hoca seçimde cemaatçi rektöre oy verdin mi?”
Her zaman söylerin “bu CHP’liler çok akıllı ve ben onlara bayılıyorum” diye. Sevgili dostum da akıllı bir soruyla birkaç kuş birden vurmak istemiş. Tevfik kardeş, ben hiç kendimi gizlemedim. 40 yıl evvel ki Fikret ne ise şimdi de aynısıdır. Bu demek değil ki çağın gereklerini reddettim, hayır; iyi bilgisayar kullanırım, iyi İngilizce bilirim, iyi okurum ve konuşurum, spor yaparım, kilom 30 yıl önceki ile aynı ama insanı farklı düşünce, kılık, seviyeden dolayı hiç ötelemedim. Şimdilerde yeni CHP’li dostlarım da oldu. Sizin karşı olduğunuz gibi sahte Atatürkçülere ve de hangi kesimden olursa ahmaklara karşıyım. Bazı zamanlarda muhafazakâr, milliyetçi, solcu siyasetçileri iyi analiz eder ve yanlışlarına bindiririm. Sorunu cevaplıyayım.
Geçen seçimde Hakkı Rektör’e ve şimdiki aday Mustafa Şahin’e karşı Tahir Yüksek Hoca’yı desteklediğimi cümle âlem bilir. Bu seçimde de “Ya kendim aday olacağım ya da olağanüstü bir şey olmaz ise ŞAHİN’i destekleyeceğim”.
Sorunuzun karşılığı sadece benim fikrimi öğrenmek değil akıllım, aynı zamanda Hakkı Rektör’ü Paralel ilan etmektir. Yakışıklı dostum, bu ara Paralel-CHP-HDP-PKK-PYD arasından işbirliğinde su sızmıyor. Sol gazeteler, televizyonlar, haber spikerleri ve hatta ideologlarınız Paraleller ile aynı dilden konuşuyor, aynı telden çalıyor, aynı hedefe atlıyor, aynı dozda patlıyor;
AYNI DUAYA “ÂMİN”, AK SARAY’A “YA İN, YA İN” DİYORLAR, değil mi?
Ben Hakkı Rektör’ün paralel olduğunu bilmem, saygıya ve işimize dayanan ilişki ötesinde bir bağım yok. Geçenlerde resmi bir görevle beraber Sudan’a gittik ve şahsıma son derecede saygılı idi. Hatta özel bir sohbette “Devletin rektörü olduğunu ve bu iktidarın atadığını” açık yüreklilikle de ifade etti. Bu arada usul gereği mevcut rektöre oy vermeyenler idari görevlere gelemedi. Benim tek idari görevim Süleyman Rektör’den kalan “Biyoyakıtlar Merkezi Müdürlüğüdür” ki, bu konuda ülkemde ve uluslarası sahada söz sahibi olduğum bilinir.
*****
Avrupalılar mülteci konusunda sınıfta kaldı; sınır geçişlerinde yapılan zulüm, tekme, Nazi kampından kalma ekmek atmalar! Ne kadar da kinleri varmış “Müslümanlara”, batılıların. Yazıklar olsun batılılara ve ülkemde ki sizin işbirlikçilerinize. Bayan Boyner bunu görmüyor, merhamet tellallığı ile “Cizre’de 14 çocuğun öldürüldüğü” yalan haberi ile iktidara yüklenerek “bu benim ülkem olamaz” diyor. Batılı çıkar ortaklarına neden bir laf etmezsin, hanımefendi, size de yazıklar olsun.
*****
Geçenlerde sahibinin ülkeye bakışı ile uygun haberler yumurtlayan Kanal D’de sabah saatinde “Konya da taşlanan Diyarbakır otobüsünün camlarının kırılma haberini” öyle bir veriyor ki, tekrarla ve ısrarla verilen habere göre meydan muharebesi olmuş da, Konyalının haberi yok gibi. Takkeli Dağ’dan manivelalarla sökülen kayalar, mancınıklarla atılarak otobüsün camında ancak 50 cm çapında bir delik açabilmiş. Bağıranlar, çağıranlar, canlı, canlı veriliyor. Maksat kışkırtıcılık. Otobüs taşlama asla tasvip edilmez ama bu kadar ısrarla verilmesi de fazla. Konyalım, iş te böyle, Neş’et eyle.
AK Parti MKYK üyeleri belli oldu. Konya’dan iki dostumuz Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu ve Selçuk Öztürk listeye girdi. İnşallah kendileri, ülkemiz ve bölgemiz için hayırlı olur. Bu arada partide idari görev alamadılar ama umarım aday gösterilirler ve kabineye girerler.
Allah’a emanet, hayra muhatap olunuz, efendim.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.