İslam Alemi için 11 ayın sultanı olan mübarek ramazan geliyor.  İçinde yaşayan bizler yaşarken fark etmesek de dışarıdan gelen insanların birebir gördükleri ve anlata anlata bitiremedikleri Konya Ramazanları için artık sayılı gün ve saatler kaldı.

Ramazan ayı, oruç Konya için gerçekten çok farklı. Haaa bunu yazarken de söylerken de hiç öyle yalakalık filan yapmayacağım. Acı olsa da kızdığım ve kabul etmediğim güzel olmayan yönlerimizi de söyleyeceğim.

Konya pek çok noktada huzurlu bir şehir, kolay bir şehir, dahası rahat bir şehir.

Bu şehrin genelde de çok büyük bir kesimi düzgün insanlar. Dolayısıyla biraz fesatlık biraz da gubuzluk var ama gene de iyi bir şehiriz. Şehir düzgün. Bizim bu köşede yaptığımız eleştiriler aslında hak etmediğimiz veya çok daha iyi olmamız için dile getirdiğimiz konular.

Ramazan ayında, insanlarımızda hasta olanlar, yaşlı olanlar, mazereti olanlar ya da oruç tutmayanlar, oruçlarını tutamasalar da tutanlara saygı gösterirler.

Ramazan ayında sabah ve teravih namazlarında camilerimiz biraz daha farklıdır.

Ben işin samimiyet yönündeyim. Konya’da insanımız bir aylığına da olsa samimidir. Haaa çok kızdığımız bir yönümüz ise oruç tutuyorum, sahura kalktık diye Konya’mızda gün öğlen saatlerinde başlar.

Öğle saatlerinde başlayan Konya’da hayat ikindin ezanı ile birlikte de biter. Resmi olsun özel olsun kurumlarda insanlarımızı böyle görüp, böyle kabullenip ardından da bu duruma alışabilmektir.

Peki sizce bu İslam ahlakına uygun mudur?

Amaaan benim de sorduğum soruya bakın. Vazgeçtim sormaktan yazımıza devam ediyoruz.

Bir diğer konu ise;

Konya’da ramazan dolayısıyla oruç konusunda teravih namazının ardından bütün kahvehaneler, oyun salonları, kafeler sahura kadar açıktır. Hem de hınca hınç doludurlar. “Bu iş nasıl oluyor nedendir?” diye bu dostlarımıza sorarsanız cevabı da açıktır “Teravih namazından sonra yat. Sahura bir daha kalk. Sonra tekrar yat. İnsanın dengesi bozulur. En iyisi mi hiç yatma. Sonra da hiç kalkma…” …

…………..

Kendi kendimizi deşifre ediyoruz diye bana kızmıyorsunuz değil mi?

İstersiniz haddimizi ve duracağımız yeri bilelim ve esas konuya girelim.

Hafta sonu Konya’yı ülkeyi özellikle de ekonominin kendimize göre analizini yaparken zeki, muzip ve uyanık dostumuz paaat diye sordu; “Bu yıl pilavların ihalesi yapıldı mı?”

Ne pilavı? Ne ihalesi?

Güldü ve konu açıldı.

Hani her ramazan ayında Büyükşehir Belediyemiz salonlarda mahallelerde on binlerce  (geçen yılki açıklanan resmi rakam 450 bin idi) Konyalı ile buluşarak iftar programları yapar ya. Dostumuz meğer bunu soruyormuş.

O an için özür diledim. Böyle bir haber yapmadık. Bunu da araştırmadık. Kesin bir bilgi şimdilik yok. Ama tam da iftar programları ve iftariyelikler deyince buradan Sayın Uğur Başkanımıza kötü bir hatırlatma yapacağım.

Geçen sene ramazan ayının ilk günlerinde her zaman veya genel anlamda olduğu gibi bizler yine gazetecilik yapamamış (!) ve yanılmıyorsam ramazan ayının ilk üç gününde Büyükşehir’in bu toplu iftar programlarında verilen yemeklerden onlarca insanımız zehirlenmişti.

Bu olay sadece bir kaç sosyal medya hesabına yansımış ve ardından da unutturulmuştu.

Ama ben Allah için şuna şahidim, bu olayın sorumlusu ve yetkilisi Uğur İbrahim Altay olmasa da (Çünkü bu işler ihaleler Tahir Başkan’ın döneminde verilmişti) zehirlenmelerden dolayı Uğur Başkan o anlarda çok üzgündü.

10 yılı aşkın süredir Selçuklu Belediye Başkanı iken yakından tanıdığımız Uğur Başkan çok akıllı ve vizyonlu bir yönetici. Her şeyden gereken dersi çıkartmayı bilir.

O yüzden bu iş bu yıl da olacaksa Başkan ve ekibi kesinlikle tedbirini almıştır.

Biz yine de konuşulanları ve konuşulması muhtemel konuların önünü şimdiden kesmek adına hatırlatalım istedik.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Paylaşılmayı bilmeyenler, mesut değildir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Hiç tanımadığımız bilmediğimiz insanların dış görüntülerine bakarak arkalarından iyi ya da kötü yorumlar yapmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.