Son günlerde ekonomide yaşanan sıkıntılar artık daha açık biçimde dillendirilir oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dolarları bozdurun çağrısının ardından şimdi de altın alın çağrısı küçük yatırımcıların dikkate aldığı konular olsa da bu yönde adım atanlar olmuyor değil.

Ekonomide bugün gelinen nokta birikenlerin patlaması olarak değerlendirilse daha iyi olur. Zira bugüne kadar defalarca dillendirdiğimiz, ekonomideki sıcaklığı hareketi inşaat sektörüne bağlamayın konusu işte tam da bundandı. Çünkü üretmeden kazanmaya yönelik, bazı kalemlerin (ürünlerin) hareketiyle olmuyor.

İnşaat sektörü ekonominin lokomotiflerinden sadece birisidir ve önemle üzerinde durulmalıdır. Sektörün bünyesinde birçok ürünü barındırması piyasada illaki bir hareket sağlayacak, sıcak para, bankalar krediler hareketlenecektir. Ancak bizim burada belirtmek istediğimiz üretime yönelik, ürün portföyünü artırmaya yönelik çalışmalarınız olmazsa pazara da ihtiyacınız olmaz ve kazancınız da olmaz. Bakınız her önüne gelenin müteahhit olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Emlak fiyatları almış başını gidiyor. Fakat bugün biz burada bu sektörü tartışmayacağız.

Ekonominin gidişatını en açık eden durumlardan biri de ülkelerin istihdam seviyelerindeki durumdur. Bugün ülkemizde her beş kişiden birinin işsiz olduğu gerçeğinden yola çıktığımızda yaşanan sorunun ne olduğu konusunda da aşağı yukarı bir fikriniz olacaktır.  Onlarca açılan üniversitelerden mezun olan, tecrübe ve saha bilgisi yetersiz olan binlerce genç. Üstelik bu gençlerin tecrübe kazanmak için o üretim alanlarına, makine parklarına tezgâhlara ihtiyacı var.

Yatırımların artırılması için sanayici ve işadamlarına gereken desteklerin verileceği vaatleri yapılsa da belirsizlik herkeste bir tedirginlik oluşturmuş durumda. Öte yandan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, mevcut istihdam programlarına ek olarak ‘artı istihdam programıyla 300 bin yeni istihdam sağlanacağını açıkladı. Müezzinoğlu, işsizlikle mücadelede işverenlerin artı istihdamının büyük öneme sahip olduğunu, özellikle üniversiteden yeni mezun olanların istihdam edilmesi halinde bir yıl boyunca bu çalışanları net asgari ücretin yüzde 50’si tutarında destekleyeceklerini söylüyor.

Her bir yaşta 1 milyon 250 bin genci olan bir zenginliğin sahibiyiz. Onları istihdam alanına aldığımızda bunların yüzde 90’ı bizim için hep artı üretecektir. Onların, işbaşı eğitim programlarıyla istihdama kazandırılması gerekiyor. İstihdama kazandırılan çalışanların üretime katkısı hem işverene hem de ülkeye katkısı olacaktır.

İşbaşı eğitimlerine katılan gençlerimizin veya çalışanımızın neredeyse yüzde 70’i kalıcı istihdama dönüşüyor. Özellikle yeni mezun üniversiteli gencimize de şunu diyoruz; bir işverene git, de ki benim ücretimin yarısını bakanlığımız ödüyor. Benim alın terimin karşılığının yarısını da sizden istiyorum. Bunu yapın ve çalışma alanlarınızı oluşturun.

Öte yandan, 1 yıl sürecince yarısını İŞKUR’un ödediği, diğer yarısının da sizin destek verdiğiniz ertesi yılda yine net asgari ücretin yüzde 25’ine devletin destek verdiği bu seferberlikte, devlet yaklaşık 300 bin artı istihdama destek verecek.

O zaman yatırımcıya, sanayiciye büyük iş düşüyor siz istihdama kapıları açın ve daha çok üretin. Üretin ki ekonomi de canlansın. Biz şimdiden bu seferberlikte yer alacaklara yolunuz açık olsun diyoruz…