Torku Konyaspor dün maça çok iyi başladı. Hatta Erciyesli oyuncular, “biz kiminle oynuyoruz?” demişlerdir. Bu rüzgar 15 dakika sürdü. Herkes Konyaspor’dan farklı bir galibiyet beklentisi içerisine girdi; ama netice çıkmadı. Ceza alanına kadar çok iyi oynayan Torku Konyaspor, bu noktada duvara tosladı. Rakip savunmadaki uzun adamları geçemeyen temsilcimiz gol gecikince de yavaş yavaş oyundan düşüp kontrolü kaybetti. Rakipte ise hiçbir şey yoktu hatta devre 0-0 berabere bitsin diye ilk yarının son 10 dakikasında yerde geçirmeye başlamışlardı ki, Marica’nın rakip oyuncunun müdahalesi ile yerde kalmasıyla penaltı düdüğü çaldı. Aslında bu pozisyon tartışmalı ama bana göre penaltı daha ağır basıyor. Nitekim hakem de bu kanıda olduğundan düdüğü çaldı. Soyunma odasına 1-0 önde giren Torku Konyaspor geride kalan üç maçta olduğu gibi  ikinci yarı el frenini çekiverdi. Bundan cesaret alan Kayseri temsilcisi de oyuna 2. devre dahil olan Edinho’nun önderliğinde Konyaspor kalesine baskı kurdu. Nitekim kaçınılmaz gol de geldi. İkincisi de geliyordu ki Mehmet Uslu çizgiden çıkarttı. Maçta en net pozisyonu ise son bölümde Selim kaçırdı. Kaleciden korkmadan kafayı vursa üç puan cepteydi. Ama kısmet değilmiş. Geçen hafta 1 puanın kötü olmadığını söyledik. Ama bu kez aynı şeyleri söylemek güç. Evinde, kalite olarak çok çok üstünde olduğun bir takımı ne yapıp edip yenmelisin. Kaçan puanlara yazık oluyor.

Bunun dışında Konyaspor geçen yıl  ikinci yarıdaki hücum kalitesini henüz yakalayabilmiş değil. Hleb hâlâ etkisiz, Marica yalnızları oynuyor. Torje ve Ömer Ali defansa çok gitmekten yoruluyor ve kanatlarda yeterli etkinliği sağlayamıyor. Torku Konyaspor’un ilacı ise belli. Sakatlıktan dönecek olan Djalma Campos ve Hasan Kabze hem özlenen hücum kalitesini getirir hem de Mesut Bakkal’ın eli kuvvetlenir. Özellikle Djalma mutlak suretle bir an önce sahalara dönmeli…