4 maçta 8 puan toplamış, maç öncesinde ligin namağlup tek takımı unvanını elinde bulunduran Konyaspor deyim yerindeyse diken üstünde olan Fenerbahçe’yi konuk etti. Olmak ya da olmamak  maçındaki Fenerbahçe stresli olmasına stresliydi de Konyaspor’da anlamsız bir durgunluk vardı. Hal böyle olunca da iki takım da oyunu kanatlara yaymak, pas oyunuyla üretkenlik sağlamak yerine rakibin hatalarını kollamaya dayalı bir anlayış benimsedi.

Maçın ilk bölümünde hiçbir şey olmadı desek yeridir. Maçtaki ilk ciddi atak 29. Dakikada Milosevic’in üst direkten dışarı giden vuruşu oldu. Konuk takımın ise ilk devrede Mehmet Topal’ın uzaktan bir şutu ve Slimani’nin vurup da Serkan’ın mükemmel kurtardığı pozisyonu dışında atağı ve atak girişimi yoktu. Devrenin son anlarında ise Jonsson’un şutu bizleri heyecanlandırdı.  Netice itibariyle ilk yarıda Konyaspor’un 1’i isabetli 6,  Fenerbahçe’nin ise 1’i isabetli 2 şutunu izleyebildik. Son derece kısır ve zevksiz bir devre oldu.

İkinci yarı ise beklenildiği gibi daha hızlı ve heyecanlı başladı. Özellikle Konyaspor daha iştahlı ve gol için saldıran taraftı.  59. dakikada Skubic’in şutunu Harun kornere çelerken, hemen ardından ceza alanında inanılmaz karamboller oldu. Top çizgiyi geçti mi geçmedi mi, elle oynama var mı yok mu diye beklentiler VAR tarafından boşa çıkarılırken, 64. dakikada bir kez daha gol diye ayağa kalktık. Yatabare’nin volesi auta çıkarken, gol beklentileri yine boşa çıkıyordu.

66. dakikada Jahovic-Fofana değişikliği gelirken hemen 1 dakika sonra ikinci yarıdaki ilk Fenerbahçe atağında Elif Elmas fileleri havalandırıyordu. Maçta kalemizi tutan ilk top büyük tehlike oluştururken maalesef ikincisinde top ağlardan çıkıyordu. Bunun adına ister şans deyin, ister şansızlık isterseniz başka bir şey. Futbolun altın kuralı bir kez daha işledi ve atamayana attılar.

Golden sonra Konyaspor’un tepki vermesini bekledik ama ne hikmetse o tepki gelmedi.  Herkes bir anda skoru kabullenmişçesine bir havaya büründü. Yenilgiye isyan eden, namağlup takım unvanını korumaya çalışan kimse yoktu. Golden sonraki 23-24 dakikalık bölüm tamamen boşa ve hayal kırıklığıyla geçti. 90+1’de Hurtado’nun füzesini Konyaspor’un kabusu olan kurtarışlarıyla takımını ayakta tutan Harun yine çelmesi maça son noktayı koyuyordu.

Konyaspor tüm avantaj elindeyken, çok rahat kazanacağı bir maçı puansız tamamladı. Ne yazık ki Süper Lig kalitesinden çok çok uzak bir görüntüsü olan Fenerbahçe’ye yenildik. Yazık oldu kelimesi de bu maç için çok çok hafif kalır. Resmen pisi pisine kaybettik.

Sonuç olarak bu yenilgi Rıza Hoca’ya yazar. Konyaspor belki de 5’te 5 yapacağı bir lig maratonunda 7 puan kaybetti. Rıza Hoca’nın acilen çift forvet düzeninden vazgeçip bizim alışık ve en iyi olduğumuz tek forvetli, kalabalık orta sahalı sisteme geçmeli. Macera aramaya gerek yok.