Erol Sunat

Erol Sunat

Kültür Sokağından Nargile Sokağına!

Kültür Sokağından Nargile Sokağına!

Konya kültürünün nefesleneceği, nefes alabileceği mekanlar, sokaklar mevcut elimizde. Biz bu sokaklarda, bu mekanlarda kültürden izler arasak da nafile turlar atıyoruz.

Bunlardan bir tanesi kültür sokağı olarak yapılan, açılan, bir takım kültür faaliyetlerine ev sahipliği yapan Mengüç sokak.

Bu sokak, Konya sokağı olarak, kültür sokağı olarak açılmıştı.

Mevlana’nın hemen yanı başında, Mevlana’ya açılan bir sokak olarak tanınmış ve ilgi görmüştü.

Kültür ile alakalı ne varsa zaman içerinde bu sokaktan çektik aldık.

Kültür’ün “K” harfi dahi kalmadı.

Simitçiler sokağı oldu yetmedi!

Yumurtacılar sokağı olmadı yine yetmedi!

Sonunda Nargileciler sokağı oldu!

Pandemi nargileyi vurdu, nargile yasak olunca, nargileciler çareyi Nargile Shop’larda aradılar. Nargile sevenler için, evlerin balkonları, nargile balkon oldu!

Kültür sokağı, nargileciler sokağı mı olmak zorundaydı?

Ne yazık ki, bu yaklaşımlar sonucu, Kültür Sokağı, ne eski adına kavuşabildi, nede eski tadına…

Bu sokağın kültür adına, kültüre yüzünü dönmesi lazım!

Büyükşehir Kültür Dairemiz bu konuda ne düşünüyor?

Mengüç sokak keşke ilk açıldığından bu yana kültür sokağı vasfına uygun olarak açılabilseydi!

O sokak, Konya’nın sanatına, sanatçısına, sanatkarına ait bir sokak olabilirdi. Bütün beklentiler bu yöndeydi. Olmadı, gerçekleşmedi, bir türlü bir kültür sokağımız olmadı!

 

KÜLTÜR VADİSİNİN ÇIKMAZ SOKAĞ!!

Bu konuları o sokak açıldığı günden beri dile getirmeye çalışan biri olarak, çıkmadık canda bir ümit dercesine, acaba yanlışlardan dönülebilir mi, ümidiyle, bu konuları gündeme taşımaya gayret ediyoruz!

Mengüç Sokak, tekrar kültürel ve sanatsal faaliyetlere sahne olabilecek mi?

Hatırlarsanız, en son Şerbet-i Veladet törenleri, Mengüç Sokaktan alınarak, Mevlana Meydanına taşınmış ve meydanın kenarında, heyecansız, coşkusuz kaybolup gitmişti!

Kültür sokağının o sıcaklığını, o samimiyetini verememişti.

Mengüç sokağa en son ne zaman gittiniz bilemiyorum.

Sokak derin bir sessizliğe bürünmüş durumda.

Her yer kapalı…

Pandemi süreci elbette geçecek…

Hayat her şeye rağmen devam ediyor. Kültürel aktiviteler fırsat bulunduğu anda, öyle yada böyle sergilenecek.

Mengüç Sokak gibi, Şerbet-i Veladet gibi programlara ev sahipliği yapan, kültürün, sanatın, sanatçıların buluşması beklenen, bir sokağın hali içler acısı.

Kültür Vadisinin çıkmaz sokağı, kör sokağı gibi Mengüç sokak!

Kültür vadisinde, küçük bir nargile vadisi gibi…

Sizlerde, Kültür adına, yazık ettiğimiz bir sokak olduğunu düşünmüyor musunuz?

 

ATIL DURAN BİR BEDESTENİMİZ VAR!

Bedestenimiz yenilendi yenileneli, orada bir tane bile kültürel faaliyet yapılmadı. Konya bedesteni bir şehrin başına gelebilecek en güzel şey.

40 sokaklı böyle bir bedestende neler yapılmazdı ki…

Lafla ekmek-peynir gemisi yürümüyor! “–ecek” ve “-acak” sadece ötelemeye ve ertelemeye yarayan kelimelerin sonlarına ekleniyor!

Tarihi Bedesten Günleri deyip, Türkiye’yi Konya’ya çağırabilirdik.

Konya günleri için ta…İstanbullara gitmeye gerek kalmaz, İstanbul buraya gelirdi.

Konya’nın merkez İlçelerimizin kardeş şehirleri için ayrı günler tespit edilip, “Kardeş Şehir” günleri ihdas edebilirdik.

Konya bir Başkent olarak, kültür kanadı olmadan uçamaz!

Bu şehir, tarihiyle, kültürüyle, turizm değerleriyle bir bütündür. Bu konuyu bilenlerle, bu konuda söyleyecek sözü olanlarla buluşmak ve bir araya gelmek zorundasınız.

Değilse atıl bekleyen bir çok mekan, bir çok konu bekler durur. Aynen şimdi beklediği gibi…

 

BU ŞEHRİN HEYECANI VE COŞKUSU EKSİK!

Dönem Pandemi dönemi olabilir. Hele bu dönem bir geçsin de bakalım diyenler, kaç yıldır nerelerdesiniz. O kadar çok yıl, ay, mevsim, hafta ve gün geçirdiniz ki, bu şehir ötelemeyle, ertelemeyle buraya kadar geldi.

Bu şehrin heyecanı ve coşkusu eksik!

Bu eksikliği ancak kültürel faaliyetlerle doldurabilirsiniz.

Kültürel etkinliklerin yıl içerisine yayılması hemen her birkaç etkinlik yapılması halinde, Konya’ya şu içerisinde bulunduğumuz Pandemi dönemi de dahil olmak üzere, bir hareketlenme olacak, bir çok sektörün durağan çarkları dönmeye başlayacak.

Pandemi oldu, gitti yılın yarısı, Temmuz’du, Kurban Bayramıydı derken Ağustos Eylül geldi denirse, bu aylarda pas geçilirse şehre yazık olacak…

Atıl durumda olan ne kadar yerimiz varsa, atıllığın o garip karanlığı içerisine gömülüp kalacak!

 

ECDAD PARKI SIRADAN BİR PARK MI OLMALIYDI?

Bu güzel park ne yazık ki olmaması gereken en atıl durumda. Kelebekler Vadisinin gölgesinde kalması en büyük handikabı.

Ecdad Parkı, Konya kültürüne kazandırılabilir. Bu parkta da kültürel etkinlikler yapabiliriz. Sanıyorum bu konuda yaprak dahi kımıldamıyor.

Koskoca Ecdad parkı, sıradan bir mahalle parkı gibi:

Issız, yalnız, biçare, kimsesiz, gözyaşlarını ve hüznün gören yok, bilen yok duyan yok!

Elinden tutanı yok.

Açılırken, Kültür Kompleksi olacağı söylenmişti.

Park kültür kompleksi olmaya müsait ve elverişli, lakin, insanların kompleksi parkı kendi kaderiyle baş başa bırakmış vaziyette.

Görülen o ki, Selçuklu Kelebekler Vadisi ve Ecdad Parkı arasında bir öncelik seçimi yapmış ve önceliğini Kelebekler Vadisine verince de, kusura bakma Ecdad parkı denmiş.

 

BU ŞEHİRDE KÜLTÜRÜ KÜSTÜRDÜK!

Anlayacağınız Bedesten gibi, Kültürpark gibi, Kültür Sokağı gibi, Ecdad Parkı gibi kültürel mekanlarımızı atıl tutma rekorları kırmaya pek bir hevesliyiz.

Böyle mekanlar bir başka şehrin elinde olsa, ülkenin ve dünyanın ilgisini çeken şehirler olurlardı.

Biz ise elimizdeki kültür ve turizm değerlerinin kıymetini bilememek gibi, değerlendirememek gibi bir yanlışın içinde tur atıp duruyoruz.

Unumuz, yağımız, şekerimiz, kazanımız, kepçemiz, odunumuz, ocağımız velhasıl her şeyimiz var. Helvacılarımız, helva pişirmeye eriniyor!

Atalar elden gelen öğün olmaz demişler.

Beş Üniversiteli bir şehirde, sanatçısı, sanatkarı, bu işlere gönül verenleri, sevenleri, söyleyecek sözü olanları toplamak zor değil.

Lakin, nu şehrin eski bir hastalığı var. Söyleyecek sözü olanların sözüne kulak vermemek. Dinliyormuş gibi yapıp dinlememek. Bu kurnazlık sökmedi. Şehirde kültür durdu, tıkandı. Küstürdünüz kültürü!

Dökme suyla değirmenleri döndüre döndüre geldik Pandemi dönemine!

Mekanlarımız, meydanlarımız sokaklarımız yine atıl, yine boş, yine ıssız! 

Sevgili Başkanlar, Kültür dairelerinin, Kültür müdürlüklerinin başındaki sevgili Müdürler, vaziyet bu, işin özü ve özeti bu. Buyurun artık helva pişirmeye…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Erol Sunat Arşivi
SON YAZILAR