Makam, Mevki Sahibi Olmak, Ya da Zengin Olmak, Ulaşılmayan Olmak mı?
Yaşamda herkes rahat ve huzurlu yaşamak ister. Bunun içinde olması gereken tabi ki maddiyattır. Aslında maddiyat, geçimi sağlayacak kadar olan kazancın teminidir. Maddiyatın sonu yoktur. Eskiler huzur olsun, bir kuru soğan ekmeğim olsun ya da başımı sokacak bir kümesim olsun yeter derdi. Soğan ekmekler yerini en lüks yemeklere, kümesler de çok odalı akıllı lüks evlere yerini bıraktı. Peki huzur? Ona da herkes kendince cevap versin. Çok maddiyat iş adamı isen işini büyütmek ile memur isen üst kademelere gelerek, derece kademe diğer adı ile makam-mevki sahibi olarak oluyor. Pek çok kişi övülmek, ilgi çekmek, insanların beğenisini ve saygısını kazanmak için makam sahibi olmayı ister. Bu isteklerini elde edebilmek için çok büyük bir hırsla çalışır, hatta tüm hayatlarını bu amaç için harcarlar. İnsanların sadece Allah’ın rızasını hedefleyerek, ahiret yurdu için ihlasla çaba sarf etmelerini engelleyen nedenlerden biri, dünya hayatında makam, mevki, şöhret gibi değerlere olan düşkünlükleridir. Oysa maddi imkânlar, mal ya da mevki insana ahiret hayatında hiçbir şey kazandırmaz. Allah Kuran’da, insanlar arasındaki üstünlüğün bulundukları makama ya da mevkiye göre değil, yalnızca takvaya göre olduğunu bildirmiştir: "Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır." (Hucurat Suresi, 13)
Bu gerçeği göz ardı eden insanlar ise hem dünyada hem de ahirette büyük bir kayba uğrarlar. Makam, mevki hırsı, imanın önündeki en büyük engellerden biridir. Çünkü bu hırs sadece dünya hayatı ile sınırlıdır ve ahirete yönelik hiçbir amaç taşımaz.Bu sebeple de sadece nefsin arzularını ve büyüklük gururunu besler. Makam sahibi olmayı isteyen insanların bir tek hedefleri vardır. Bu da dünyada güç sahibi olmak, herkes tarafından tanınmak ve saygı görmek, daha iyi imkanlara kavuşmak, sahip olduğu imkanları da yine kendi nefsinin isteklerini tatmin etmek için kullanmak…
Bu gibi kişiler nefislerinin arzularını tatmin edebilmek ve istedikleri makama ulaşabilmek için sınır tanımaz bir pervasızlık içine girerler. Bunun için Allah’ın yasakladığı pek çok günahı işleyebilir, koyduğu sınırları rahatlıkla aşabilirler. İstedikleri mevkiyi elde etmek için insanları basamak olarak kullanacaklarından, gerektiğinde onlara yaranmak için her şeyi yapabilir; sahte bir saygı ve sevgi gösterebilir, yalan söyleyebilir, hırsızlık, dedikodu yapabilir, çeşitli entrikalar düzenleyerek masum insanlara iftira atabilir.
Oysaki makam-mevkide zenginlikte insanlığa hizmet için bir imkandır. Bir sınavdır.
Ama maalesef bu imkanlara sahip olan kişilere ulaşmak asla mümkün değil. Bu makamları sonsuza kadar hayal eden kendilerini ulaşılmayan gören bir gurup insanlar daha sonra büyük yalnızlık ve hayal kırıklığı ile baş başa olacaklardır.
Geçen dönem belediye başkan aday adaylığımda, hep şunu söyleyerek dua ettim.
Allahım bu görevde, yaşlıya, engelliye, fakir-fukara, ihtiyaç sahiplerine insanlığa hizmet edeceksem bu görevi bana nasip et. Gurur, kibir, bilmeden de haram lokma yiyeceksem bana bu görevi kısmet etme demişimdir…
Her gün bir fakir fukaranın sofrasında olacağımın sözünü vermiştim. Dert dinlemek, çare-çözüm bulmak, bir garibana yardımcı olmak o makamların görevi olduğunun farkındaydım.
Kapıların açık olduğu, haftanın bir günü halk gününün olduğu gerçek anlamda hizmetkarlık yapılacak, ulaşılmayan değil halkın içinde halk ile iç içe, sadece zengin sohbetleri değil herkesin olduğu sohbet ortamlarında olmayı ilke edinmiştim.
Şimdi bakıyorum değil makam mevki sahiplerine ulaşmak, özel kalemlerine ulaşamıyorsunuz.
Defalarca görüşme talebinde bulunuyorsunuz. Nezaketen mazeretli bir geri dönüşleri bile olmuyor.
Çoğunda aynı ağız, çok yoğunum. Valla kimse kusura bakmasın eğer o makam-mevkideysen 24 saat çalışıp vatandaş ile görüşeceksin. Hadi ya diyorsan da o görevi yapacaklara, ayağı yere basanlara bırakacaksın.
Sayın cumhurbaşkanı, sayın başbakan 7 gün 24 saat dünyanın her yerinde gece gündüz koşturuyor, taksi duraklarında, ev ziyaretlerinde vatandaşı dinliyorsa senin daha çok vaktin var sen daha fazlasını yapabilirsin diyorum.
Şunu unutmayalım ki…
En Güzel Makam Ahirette Elde Edilir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.