Cenab-ı Allah’ım sağlık versin, huzur versin, özgür ve hür kılsın imkan versin çalışalım. Çalışmaktan, koşturmaktan, bir şeyler yapmaktan öylesine mutlu oluyorum ki. Tabii ki bu mutlulukta en büyük pay sizlersiniz. Gece gündüz demeden sizi rahatsız eden ve kabullenemediğiniz her şeyi samimi bir şekilde bizlerle paylaşıyorsunuz.

Bugün de çok şükür yine sizlerle sizlerden gelenlerle yazmaya devam edeceğiz.

ÇİLEMİZ ORTAK

Dün sabah güne başlarken sizlerden gelen notlardan birisini de 06.43’te saf, temiz, çileli dostlarımdan işçi kardeşimiz Osman Bey gönderiyordu. Dostumuz bakın daha gün ağarırken içini nasıl döküyordu;

“Selamünaleyküm, hayırlı sabahlar abi; az önce yazını her zaman ki gibi okudum. Hasan Kavuş beyefendiye hak veriyorum :) Vallahi haklı senin yazılarını okumak için bazen gece yarısına kadar bekliyorum siteye düşmesini bekliyorum ve hâlâ yatmadıysam ayakta isem hemen okurum. Yorgunluktan uyuya kaldıysam da sabah gözümü açar açmaz hemen okuyorum. Abi evet hafiften dokunduruyorsun sonra tatlıya bağlayıp kapatıyorsun.

İnan ki seni çok severim abi yazıyı okuduktan sonra benim şeker tansiyon tavan yapıyor(!).

Niye her şeyi yazman Uğur abi diyerek kendi kendime konuşuyorum sonra da yine kendi kendime düşünüyorum çalışmış olduğun gazetede, evine ekmek götüren birçok insan var. Konya değil bu ülkede doğruları yazar ve söylersen hem kendi ekmeğinden olursun hem insanların ekmeğine mani olmuş olursun.

Hakkını helal et abi inan ki her gün arkandan hem kendi kendime konuşuyorum hem de bunları söylüyorum. Bak ben de kendimce birileri hakkında veya gidişat hakkında ara sıra dokunduruyorum ama fazla derinlere inemiyorum. Abi dediğim gibi ekmek parası bir buçuk yaşımda oğlum var ellerinden öper onun için kendimi frenliyorum abi.

Tekrar hakkını helal et kıymetli abim sabahın köründe rahatsız ettim seni. Allah'a emanet olasın, selametle.”

……………

Böylesine samimi insanları okudukça çok duygulanıyorum. Dün sabah Osman kardeşim beni ağlatmadı ama bazen öyle şeyler yazıyorsunuz ki sessizce gözlerimden yaşlar akıveriyor. Eğer o anda yanımda bizim hatun filan yoksa önemli değil. O varsa yandık demektir. Çünkü ondan bir şey kaçmaz. “Ne oldu?” diye de polis gibi, jandarma gibi her şeyi öğrenmek ister. Durumu söylediğim zaman da iki laftan birini işitirim. Biri “Sen hâla akıllanmadın. Yazmaya devam et bakalım. Bir gün bir daha burnunu sürtecekler o zaman kendini de yakacaksın bizleri de çocukları da. Sana ne olandan bitenden. Senden başka bilen yok mu? Onlar yazıyorlar mı senin gibi her şeyi?”… İki… o gün hatunun iyi tarafında isek “Sen de yaşlandıkça sulu göz oldun. Ne var bunda bu kadar duygusallaşacak?”….

Osman kardeşim gibi bu şehirde çoooook temiz insanlar var. Ve bugün tüm olup bitenlere rağmen biz hâlâ ayakta durabiliyorsak bir toprağın altındaki büyüklerin bir de hâlâ böyle temiz insanların duası ile ayaktayız diye düşünüyor ve buna inanıyorum.

MEHMET GANİOĞLU ABİMİ DE YAZMALIYIM

Dün bizimle güzellikleri paylaşan büyüklerimizden birisi de şehrin yakın tarihinin yaşayan hafızalarından Mehmet Ganioğlu abimiz idi. Mehmet abi de bizim günlük ve sıkı okurlarımızdandır. Yakın zamanda ciddi bir rahatsız geçirdi ama bugünlerde yine çok şükür eski formunu yakaladı. Bakın kendisi de bize şu güzel dileklerini gönderiyordu;

“Uğurcuk Allahu Teâlâ sana ecir sabır versin. Bu Konya'mızda öyle cahil cühelalar var ki anlatılmaz bizde Konya'yı dünyaya ve Türkiye'ye anlatmak zorundayız. Konyalının çok değerli insanları var tabii bunlar genel anlamda uzun yaşamda belli oluyorlar. Sen doğru bildiklerini yazmaya devam et. Sen ki bu Konya'yı, dünyanın en nadide vilayetinin insanlarını çok kibar bir şekilde kırmadan rencide etmeden uyarıyorsun. Allah inşallah senin isteklerini yerine getirir.”

BELEDİYE ÇALIŞANININ CAN GÜVENLİĞİ

Bu fotoğraf karelerini salı günü akşam saat 19.54’te bir vatandaşımız evinin penceresinden çekmiş attı. Olayı da size şöyle özetleyelim.

Burası Beyşehir Çevre Yolu.

Okurumuz şu sözlerle başlamıştı sitemine “İşte gördüğünüz gibi Türkiye’ye örnek büyükşehir belediyemizin profesyonel (!) çalışması”….

Buradan saat 19 sularında ben de geçmiştim. Başkent hastanesinin ilerisinde KOSKİ’nin aracı üç dört tane de büyük iş makinesi vardı. Oradan geçerken dikkatimi çeken de sanki bir su olayı bir patlama gibi bir şey vardı.

Fotoğraflardan ve yorumdan ilk başta anlamayınca fotoğrafların ne olduğunu sordum. Aldığım cevap şöyle idi; 

“Bir Belediye görevlisi yolun ortasında rögar kapağını açıyor, diğeri de el feneri ile trafiği ve hızla gelen araçları uyarıyor. Uyarmasa karanlıkta ikisi de ezilecek Allah korusun. Bu saatte çalışan personelin fosforlu bir yelekleri olur yola ikaz ve ışıklı işaret levhası konur. İkisinin de canı tehlikede. Birinin gelip vurması an meselesi”…

………..

Allah korusun elbette ama olursa da Türkiye’de her gün yaşanan işçi ölümlerine bir yenisi daha eklenmiş olur değil mi?    

Özel kurum kuruluşlar olsa İş Güvenliği uzmanları ile kurumlar adamı oyarlar. Ama belediye olunca birileri gibi onlar da akşam karanlığında üstüne üstelik gözlerini kapatır geçerler değil mi?

BAŞKAN TORU’YA SALDIRMAK YETMEYİNCE…

Yerel seçimler öncesi Meram Belediyesi de dolayısıyla Başkan Fatma Toru da hedefteki As’lardan. Malum Fatma Hanım için hiçbir şey diyemez isek “kadın” der yine ayaklarından asarız değil mi? Neyse işin orasına şimdiden girip biz de kaşınmayalım.

İki gündür gündemin yoğunluğundan yazamıyorum. Bugün üçüncü gün. Bir dostum uyardı. İddiaya göre “Meram Belediyesi'nin bütün bilgi işlemini, web sitesini, muhasebesini etkileyecek şekilde belediyeye büyük bir siber saldırı gerçekleşmiş. Pazar günü şu anda özellikle siber suçlar ve emniyet bu işle ilgili derin bir araştırma ve çalışma yapıyormuş. Meram Belediyesi de bu nedenle emlak ödemeleri dahil veya piyasa ödemelerini bir hafta sonraya atıyormuş. Sistemler tamamen kilitli diyorlarmış. Buradan mail bile atamıyorlarmış. Zaten 2 gündür web sitelerine de ulaşılamıyor.”

Yine derin ve kötü bir iddia “Belediyenin geçmişe dair birçok teknik verinin de dijital kaydın silindiği söyleniyormuş…”

………..

Allah korusun.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ne geriye bak kızgınlıkla, ne de ileriye bak korkuyla. Sadece ve sadece etrafına bak ama “Farkındalıkla”…

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Nerede ve hangi makamda olursak olalım öfke kontrolünü sağlamayabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.